Her şey hazırdı. Yemekleri içeriye götürdüm. Bu sırada elime televizyon kumandasını almıştım ve televizyondan film açıyordum.
Sirius beni izliyordu.
" Televizyonlar çok değişmiş. " dedi Sirius.
" Hayatında hiç televizyon gördün mü? " diye sordum.
" Elbette. Muggle dükkanların önünden geçerken bazı dükkanlarda görüyordum. Tabi o zamanlar renksiz hali vardı. " dedi Sirius.
" Teknoloji gelişiyor. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyorum ama bildiğim tek şey eski yıllara özlem duyduğum. " dedim.
" Evet. İnsanlar böyledir aslında. Hep kendi dönemlerinden önceki dönemlere özlem ve hayranlık duyarlar." Dedi Sirius.
" Gil gibi konuştun. " dedim bir yandan da ortamı düzenlerken.
" Gil mi? Erkek arkadaşın mı yoksa? " diye sordu Sirius.
Estella kahkaha atmamak için zor tuttu kendini.
" Hayır. Gil bir film karakteri. Söylediğin cümlenin benzerini o da söylemişti filmde. " Dedim.
Birlikte Zümrüdü Anka Yoldaşlığını izliyorduk. Yemeğimizi bitirmiştik.
Ara ara Sirius Harry'nin nasıl bu kadar sorumsuzca davrandığından şikayet ediyor ve endişeleniyordu.
Tıpkı bir izleyicinin filmi yaşaması gibi heyecan dolu tepkiler veriyordu. Aslında düşününce Sirius zaten filmi yaşamıştı.
Beklenen sahneye gelmiştik sonunda.
Ben tekrardan ağlamaya başlamıştım.
Sirius kolunu omzuma dolayıp beni kendisine çekip göğsüne bastırdı.
Kokusu ciğerlerime dolarken kendimden geçmiş gibi hissediyordum.
" Hadi ama ağlama. Bak ben burdayım. Gayet de hayatta gözüküyorum. " dedi Sirius.
Yavaşça başımı göğsünden kaldırdım
" Ama bu yine de kitapta ölü olmadığın anlamına gelmiyor." Dedim ve hüngür hüngür ağlamaya başladım .
" Bellatrixten nefret ediyorum. Molly'nin deyimi ile o tam bir sürtük. " dedim hiddetle.
" Bak işte buna fazlasıyla katılıyorum. "
_________________________
