Su içmeye kalkmıştım. Oturma odasına doğru gittim. Sirius koltukta kıvranıp duruyordu.
Alnından boncuk boncuk ter akıyordu. Ona dokunmam ile uykusundan sıçradı. Yüzlerimiz birbirine değmek üzereydi.
Fısıltılı çıkan sesiyle " Estella - " dedi.
Boğazımı temizleyip biraz geriye çekildim.
" Kabus görüyordun . Seni uyandıracaktım ama sen uyandın birden. " dedim.
Mutfağa gidip bir bardak su getirdim kendisine. Çölde susamışcasına içmişti suyu. Kendimi tutamadım.
" Ne zamandan beri kabus görüyorsun? " dedim.
" Buraya geldiğimden beri. Hep aynı kabus. Bellatrix in beni öldürdüğünü haykırması ve Harry'nin peşine düşmesi. Sonra başka bir kapı açılıyor Esrar dairesindeki kapı gibi.
Ve ben James ve Lily'i görüyorum. Düşüyorlardı ve yardım etmem için bana bağırıyorlardı. " dedi .
Anlatırken yüz ifadesi çok kötüydü. Pişmanlık, suçluluk, üzüntü...
Ellerim ile sırtını sıvazladım.
" Kendini asla suçlama. Peter'in hain olduğunu bilemezdin. Bunların yaşanacağını da. Ben de acı bir kayıp verdim ama üstesinden gelmeye çalışıyorum. " dedim.
Ellerinden tutup kaldırdım. Bana sorgulayıcı şekilde bakıyordu.
Odama getirdim ve yatağa oturdum.
" İyi hissedeceksen yanımda yatabilirsin. Rahatsız olmam. " dediniz.
Emin misin der gibi bakıyordu.
Ben yatağıma uzanmıştım. Sonra kendisi de yanıma uzanmıştı.
