4. Şımarık Velet

45.2K 2.3K 2.4K
                                    

Beğenerek destek verebilirsiniz^^

Beğenerek destek verebilirsiniz^^

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

○●

Bölüm Dört

"Şımarık Velet."

Bölüm Şarkısı: Wicked - Miki Ratsula

Hayatım tam olarak hangi noktada böyle bir yıkıma evrildi?

Bir kopma noktası olmalı; onu gördüğüm ya da onun beni gördüğü, gözüne kestirdiği ve hayatımı cehenneme çevirme serüvenini, kendi sözde 'masum' niyetlerinin motivasyonuyla başlattığı bir dönüm noktası olmalıydı. Tek düşünebildiğim, eğer geriye gidebilseydim her şeyin yokuşa sürülmeye başladığı ana dönüp hayat damarlarıma zehirli bir parazit gibi yapışan ve benimle beraber çevremdeki herkesi ölüme sürükleyen bu adamdan hiç şüphesiz ki ikincil bir düşünceye gerek kalmaksınız kurtulacağımdı.

Zamanında ona yakalanmış olmanın, radarına girmenin böylesi bir sonucu olacağını nereden bilebilirdim ki? Şimdi bu büyük hatam bütün bir hayatıma mal olmuştu ve kaybettiklerim, telafi edemeyeceğim kadar devasaydı. Bu yıkımdan çıkarabileceğim tek kişi bendim; hayatta kalmaktan, bu delilikten kendimi kurtarmaktan başka bir ödülüm yoktu, gerisi ise en baştan yeni bir hayat inşa etmekti.

Ama önce, sonunda herhangi bir büyüklükte gücü elimde bulundurmuş olmanın hazzıyla titreyen ellerim arasında zor tuttuğum silahın namlusunu, karşımda ayakta dikilmekte olan adama güzelce nişan almakta ve her an ateş etmeye hazır bir şekilde tetikte beklemekteydim. Önce onu halletmeliydim; hayatımdaki en büyük problemi, en dişli düşmanımı, kahrolasıca şeytan adamı halletmeliydim, elbette!

Fakat o resmen vurmam için bekledi ve o bekledikçe ben daha da çok bekledim. Belki de niyetimi küçümsüyor, onunla aramda düşündüğü gibi bir bağa, geçmişi hatırlamadığım için sahip olmadığım gerçeğini unutuyor, tetiğini çekemeyeceğimi düşündüğü için de telaşa kapılmıyordu. 

Ona bunu hatırlatmak ve ondan ne denli nefret ettiğimi, bir insanı öldürebilecek seviyeye kadar ileriye gidebileceğimi ona göstermek amacıyla, ''Vururum,'' dedim kararlı bir duruşla.

Hiç tereddüt etmeden, duraksamadan, ''Biliyorum,'' dedi sakin bir şekilde.

Bu rahat tepkiyi huzursuz gözlerle takip ederken onun bir kör ya da hiç değilse canını hiçe sayan bir aptal olduğunu düşünerek tekrar uyarma, silahı gözüne sokma gereği gördüm. ''Gerçekten,'' diye temenni verdim ona bütün samimiyetimle, ''ciddiyim, vururum,''

Başını salladı yavaşça, ''Biliyorum, Meira,'' dedi yeniden ve tehlikeli bir imayla parıldayan karanlık bakışları baştan aşağıya titreyen bedenimi taradı. ''İlk seferin değil ne de olsa.''

Lilith'in GözyaşlarıWhere stories live. Discover now