21. BÖLÜM (FİNAL)🍻

2.3K 93 9
                                    

Öncelikle geç yazdığım için kusuruma bakmayın. Ağır bir hastalık geçirdiğim için bölüm yayımlayamadım ama şimdi maşşallahım var diyebilirim her neyse çok uzatmayacağım keyifli okumalar dilerim...

Odanın kapısını birkaç kişinin çalmasıyla gözlerimi açtım. Yatakta oturur pozisyonuna gelip etrafa bakındım uykulu gözlerle. Sabah çoktan olmuştu ve Fatih de yanımda sırtını bana dönmüş bir şekilde uyuyordu.

Kapıyı ısrarla çalan kişilerin çocuklar olduğunu konuşmalarından anlayabiliyorum.

"Dayı! Dayı uyansana."

"Daha uyanmadı mi?

"Elif yenge kızar mi bize?"

Gibi cümleler kuruyorlardı kendi aralarında.

Fatihi uyandırmadan yataktan yavaşca kalkıp odanın kapısına doğru yumuşak adımlarla yürüyüp kapıyı küçük haylazlara açtım. Karşılarında beni gördüklerinde bir anda suspus olmuşlar, bana kocaman gözleriyle bakıyorlardı. Karşımda duran 3 küçük çocuğa gülümseyerek "Günaydın çocuklar. " dedim.

İçlerinden kıvırcık, sarı saçlı olan çocuk elindeki oyuncağını tutarak "Günaydın." Dedi ve yanındaki diğer ikisine baktı.

Üçüne de tek tek bakıp "Sabah ziyaretinizi öğrenebilir miyim sarı çocuk." Diyerek sarı saçlı çocuğun saçlarında ellerimi gezdirdim. Bunu söylemem ile sarı çocuğun yanındaki düz siyah saçlı çocuk kahkaha atarak bir diğerine "Sari çocuk dedi Muhammet Aliye. Sarı çocuk." Diyerek gülmeye başladılar ikisi de. Sarı çocukla, ikisi dalga geçerken Sarı çocuk oldukça ciddi ve olgun bir tavır ile elini bana uzatıp "Benim adım Muhammet Ali. Bana ismimle çağırırsanız çok sevinirim Elif yenge." Dedi. Onun bu kurduğu cümle karşısında şaşkınlıkla kalırken uzattığı elini tutup gülümsedim ve "Tanıştığıma memnun oldum Muhammet Ali. Bundan sonra sana isminle çağıracağım." Dedim. Muhammet Ali bana gülümserken diğer ikisi ikimizin bu muhabbetini kıskanırcasına bakıyorlardı bize. Daha sonra Muhammed Ali ile dalga geçen çocuklardan biri aynı Muhammed Ali gibi elini bana doğru uzattı ve "Ben de Poyraz. Bana da ismin ile çağırır misin?" dedi. Onun bu şirin ve bir okadar minik elini tutup "Tabiide. Bundan sonra Poyraz diye çağıracağım sana." Dedim. Bir diğerdi de elini uzatıp "Benim adım da Mehmet can." Dedi. Onun elini de tutup gülümseyerek "Memnun oldum Mehmet can." Dedim daha sonra da peşime ekledim. "Şimdi söyleyin bakalım ne istiyorsunuz?"

Muhammed Ali "Dayım uyuyor mu?" diye sordu merakla odanın içine bakınmaya çalışarak.

Arkama dönüp baktığımda hala horul horul uyuyordu. Bu sese hala nasıl uyanmamıştı anlayamamıştım doğrusu.

"Uyuyor sunan." Dedim.

Poyraz "Peki onu uyandırabilir miyiz?" dediğinde kaşlarımı çattım ve "Siz mi? " diye sordum.

Mehmet Can "Evet. Lütfen Elif yenge biz uyandıralım dayımı." Dedi ellerini birbirine birleştirip yalvarırmış gibi yaparak. Onun bu şirin halline karşı yanaklarını sıkıp "Peki nasıl olacak kızmasın size." Dedim.

Muhammed Ali "Bize dayım bir şey demez." Dediğinde kapının ağızından çekildim ve "İyi peki buyurun o zaman küçük beyler." Dediğimde bir anda içeriye koştular kahkaha atarak. Muhammed Ali küçük ayaklarıyla koşarak dayısının sırtına çıkıp oturdu ve Fatih'in zaten dağınık olan saçlarını daha da dağıtmaya başladı. Poyraz da yatağın üzerine çıkıp zıplayarak "Dayı uyan uyan uyan." Diyordu. Mehmet Can ise dayısının ayağının altını gıdıklayarak kahkaha atıyordu. Onların bu hallerini gülümseyerek izlerken birden Fatih'in uyanmasıyla çocuklar daha da hızlı ve daha şiddetli kahkaha atarak gülmeye başladılar. Fatih İlk önce üzerine çıkan Muhammed Aliyi sırtından aldı ve yatağa yatırıp onu gıdıklamaya başladı. "Eşşek miyim ben he sırtıma çekiyorsun sen. " diyerek Muhammed Alinin göbeğini gıdıklarken Poyraz yatakta zıplamayı durdurup Muhammed Aliyi kurtarmak için dayısını gıdıklamaya çalışıyordu fakat dayısı tek eliyle Poyrazı da alıp ikisini bir gıdıklamaya başlamıştı. Mehmet Can ise hala dayısının ayaklarını gıdıklamaya çalışırken bir anda Fatih arkasında dönüp Mehmet Canı da yatağa yatırıp Mehmet canı gıdıklarken Muhammed Ali taraf değiştirip Poyrazı gıdıklamaya başlamıştı.

PLATONİK Where stories live. Discover now