12. Bölüm

1.4K 81 0
                                    

Fatih yüzünü yüzüme birazdaha yaklaştırıp gözlerime bakmayı sürdürürken iki elini de yavaşça tezgahtan çekip ağır ağır yüzümü avuçladı ve gözleri yavaşça aşşağıya inerek dudaklarımda takılı kaldı. Kalbim yerinden çıarcasına, parmak uçlarım karıncalanırcasına, tüm kanım çekilmişcesine hissediyordum. Fatih aramızda milim mesafe bırakarak burnunu burnuma deyzirdi ve boğazında düğüm varmışcasına yutkundu. Sanırım artık kalbim atmıyordu. Durmuştu!

Dudaklarımı aralayıp zar zor konuştum "F- Fatih." Diyebilmiştim sadece. Gözlerini dudaklarımdan çekip mırıldanarak "hımm?" Dedi. Sanırım beni delirtmeye çalışıyordu. Onun bu haline alışık değildim ve bende yan etki yapıyordu. Nefes alışlarımız birbirine karışması, bana dokunması, beni delirtmek istercesine dibime kadar girip beni kendiyle sınaması ve tahrik edercesine konuşması. Beni baştan çıkarmak ister gibi davranıyordu ve ona fazla katlanmayabilirdim.

"Şu- şu an-"

Fatih sağ elini boynuma götürerek parmaklarını saç dibime geçirip konuştu "Şu an ne?" Diye fısıldadı yavaşça konuşarak. Yutkundum. Yutkundum. Ve birkez daha yutkundum...

Dudakları konuşurken nerdeyse dudaklarıma deyecekti!

"Yani şu an- şu an..." Dedim ve derin bir nefes verip "şu an fazla-" sol elini dudağımın yanına getirip baş parmağını alt  dudağıma bastırdı ve yine tahrik etmek istercesine fısıldadı "Yakınız." Dedi ve yutkundu. Sarhoş olabilir miydi? Sarhoş olmalıydı çünkü sarhoş gibi davranıyordu!

İkimizin de göğüsleri birbirine çarparken bir anda kendini hafiften geri çekti ama hala elleri yüzümdeydi. Afallayarak bana baktı ve gözlerini kırpıştırarak "Bana ne yapıyorsun?" Dedi fısıldayarak ve ellerini de yüzümden çekip bir adım uzaklaştı. "Ben- ben birşey yapmıyorum. "Dedim normal ses tonumla hala az önceki etkiden çıkamıyordum ona baktığımda ise şaşkın görünüyordu.

Birkaç adım daha uzaklaştı benden ve bana baştan aşşağıya baktı "Gittikçe tuğaflaşıyor." Dedi gözlerini kısarak.

"A-anlamadım. Ne?" Dedim. Son zamanlarda anlamsız cümleler kuruyordu ve beni korkutuyordu bu anlamsız şeyler.

Fatih ellerini saçına geçirip "ben de anlayamıyorum. Birşeyler oluyor... Ama anlayamıyorum." Dedi bana bakarak.

"Ne gibi şeyler oluyor?" Dedim ona bir adım  yaklaşarak. Gözlerimin içine bakmayı sürdürdü cevap vermedi. Gözlerinde hayel kırıklığı var gibiydi. "Fatih iyi misin?" Dedim yine cevap vermedi. Bana bakmayı sürdürüyor, beni duyuyor da ama cevap vermiyordu ve tam o sırada kapının zili çalmasıyla bakışlarımı Fatih den çekip kapıya odakladım. 2-3 saniye kapıya baktıktan sonra bakışlarımı tekrar Fatih'e odakladım. O hala bana bakıyordu. "Kapıya bakıp geliyorum." Dedim ve tam yanından ayrılacaktım ki kolumdan tutup beni durdurdu ve "Ben açarım, sen şu üzerini değiştir." Dedi. Onun sözlerinin üzerine bir anlık gözlerim kendi üzerime kaydı ve tekrar Fatih'e dönüp "tamam." Dedim ve odama doğru çıkmaya başladım.

Ben odama girerken o da kapıyı açmıştı. Eve kim geldi bilmiyorum çünkü çoktan odama girmiştim. Odamdaki boy aynasının karşısına geçtim ve kendime baktım. Fatih benden hoşlanmaya mi başlamıştı?

Aynada kendime bakarak gülümsedim ve sağ elimi alt dudağıma götürüp onun dokunduğu yere dokundum ve gülümsememi yüzümde daha çok yayılmasını sağladım. İçimdeki bu duygu muhteşemdi! Muhteşem ötesiydi! Harikaydı! Çok güzeldi! İçimdeki uçuşan kelebekler beni huylandırırken sağ elimi dudaklarımın üzerine kapatıp ufak bir çığlık attım ve olduğum yerde aşşağıya yukar yaparak zıplamaya başladım. İçimdeki uçuşan kelebekleri durduramıyordum.  Mutluydum! İlk defa kendimi bu kadar mutlu hissediyordum ve bu mutluluk umarım devam ederdi.

                                      ***

PLATONİK Where stories live. Discover now