19. Bölüm

1.4K 74 0
                                    

  Berkin mekanında yavaş yavaş adımlarla  çıkarken aklıma  Ervayı arkada bıraktığımız geldi. Adımlarımı durdurup Fatih’in göğsünden başımı kaldırdım ve “Fatih?” Dedim kafamı yukarı kaldırıp Fatih’e bakarken. Fatih “Efendim “ dedi gözleri gözlerime kenetleyerek. “Ervayı arkada bıraktık.” Dedim arkama bakmaya çalışarak. Fatih “Merak etme Berk getiriyor onu.” Dedi. O sırada da Berk ve Ervayı görmem ile gülümsedim ve “Evet geliyorlar. “ Dedim ve önüme döndüm. Fatih “Hadi gidelim.” Dedi ve mekandan dışarıya adımımızı attık.

Erva ile Berk de geldiğinde Fatih’in arabasına bindik ve yola çıktık. Araba orta şeritte ilerlerken gözlerimi kapattım.

Fatih “Elif arkadaşının oteli nerde biliyor musun?” diye bana soru sormuştu ama ona cevap vermek istemiyordum. Berk “ikisi de uyuyor Fatih.” Dedi. Ervayı bilmem ama ben uyumuyordum sadece gözlerimi kapatmıştım.

Fatih “Eee bu kızın otelini nerden bulacağız?” dedi. Sinirlenmiş gibiydi.

Berk “Ben biliyorum. Sera otel de kalıyor.” Dedi.

Fatih’in şaşkın çıkan sesi ile “Sen nerden biliyorsun oğlum?”

Berk “Anlatırım bir ara, sen şuradan sağ dön.” Dedi.

Fatih “Lan yoksa Erva ile-“ derken Berk sözlerini bölmüştü “Ya oğlum saçmalama. Kıza ufak bir yardımım dokundu. Öyle biliyorum ben de hangi otel olduğunu. “ dedi.

Fatih “Her neyse tamam.” Dedi ve yoluna devam etti.

Otele geldiğimizde benim tarafındaki kapının açılması ile gözlerimi açtım. Fatih bana parıldayan gözleri ile bakarken ona gülümsedim. Kollarını bana doğru uzatıp “Hadi gel. Arkadaşını odasına bırakalım.” Dedi ve beni alarak arabadan indik.

Berk bana bakarak “Fatih, yenge arabada beklesin istersen.” Dedi.

Fatih “Yok yok. Şimdi bırakırım başına bir şey gelir. Bir yere gider falan, bizle gelsin.” Dedi ve otelin girişine doğru ilerledik dördümüzde. Otelden içeri girip asansörün karşısında beklemeye başladık. Erva ile ben ayakta zor dururken bir yandan da birbirimize bakıp gülüyorduk, insanların bize bakmasını umursamadan.

Asansöre binip Ervanın odasının katına geldikten sonra odasının önünde dikilmeye başladık. Berk ve Fatih bize bakıyorlardı. Berk “Oda kartı hanginizde?” diye sordu. Ben Ervaya Erva bana bakarken Fatih “Kızlar hadi herkes yorgun “ dedi. O sırada nedensizce aklıma yüzüğüm geldi “Fatih yüzüğüm? “ dedim. Fatih iç çekerek “Bulacağız  yavrum bulacağız bir oda kartını bulalım da.” Dedi onu kafamla onayladım ve Ervaya dönüp “Oda kartı nerde?” dedim Erva bana bakıp güldü ve “Kız ben nerden bileyim burası sizin eviniz ya. “ dedi Berk Ervanın bu haline gülerken Fatih de Berkin kafasına vurup “Az ciddi ol lan.” Dedi ve ekledi “Elif oda kartı sende mi?” diye sordu.

Omzuma asılı olan siyah çantamı karıştırmaya başladım. Yarım dakikalık karıştırmadan sonra sonunda bulmuştum oda kartını.

“Buldum!” dedim ve havaya kaldırdım elimi.

Berk gülerek “Ervanın oda kartını neden Elif taşıyor? “dedi gülerek.

Fatih hızla elimden kartı alıp Berke sinirle bakarak “Ne bileyim ben?” dedi ve odanın kapısını açarak kenara çekildi.

Fatih “Erva geç odana hadi.“ dedi. Erva şaşkınca bana baktı ve “Elif burası sizin eviniz değil mi?” dedi.

“Bizim evimiz. Fatih burası bizim evimiz değil mi?” dedim ben de Erva ile aynı şaşkınlığı yaşarken.

Fatih “Kızım saçmalamayın. Erva burası otel bu da otel odası ve bu oda senin, geç hadi.” Dedi kolundan tutup çekiştirerek.

Erva “Bırak be! Burası benim evim değil! Girmem ben bu eve!” dedi.

Berk kahkahalarının ardından “Fatih bunlar uçmuş oğlum.” Dedi.

Fatih “Orda seyirci kalmak yerine bir halta yarayıp Ervayı ikna etsene kardeşim.” Dedi

Berk “Erva bura senin odan geç uğraştırma biz hadi.” Dedi Ervaya bakarak.

Erva Berke göz devirip “Ne diyor bu ya?” dedi. Berki hiç ciddiye almamıştı bile.

Fatih “Sağ ol Berk. “ dedi.

Berk “Rica ederim kardeşim.” Dedi kendini geriye çekerek.

“Ya yeter Fatih uykum geldi hadi uyuyalım benim çok uykum geldi. “ dedim ve Fatih’i çekerek odaya soktum.

Erva “Elif yarın görüşürüz bebeğim. “ dedi el sallayarak.

“görüşürüz Erva.” Dedim ve ben de el sallayarak kapıyı kapattım. Fatih bana şaşkınca baktı. Onun bu bakışlarını umursamayarak yatağa geçip uzandım.

Fatih geri odanın kapısını açtı ve “Berk al şu anahtarı Ervayı bizim eve götür sen de yanında kal ne olur ne olmaz.” Dedi.

Berk “tamam kardeşim merk etme. “

Fatih “Merak etmeden duramıyorum ama Berk.”

Berk “Aşık olsun Fatih ben öyle bir insan miyim?” dedi

Fatih “Değilsin diyemiyorum.” Dedi.

Berk “Yazdım bir kenara haberin olsun.” Dedi.

Fatih “Haber ver eve gittiğinizde.” Dedi ve kapıyı kapatıp yüzünü bana döndü. Ellerini beline koydu ve gözlerini etrafta gezdirdi. Oflayarak yanıma doğru yaklaştı ve “Üzerinde yatacak ne koltuk ne sandalye var. “ dedi ve gözleri benim bulunduğum yatağa kaydı. Adımlarımı hızlandırıp başucumda durdu “Burada yatacağım.” Dedi. Ona cevap vermeden yorganın içine girdim ve gözlerimi kapattım. Yan tarafımda bir ağırlık hissetmem ile gözlerimi geri açıp ağırlığın olduğu yine baktım.

Bozulmuşçasına bana baktı ve “Yatacak yer yoktu.” Dedi ve yastığa kafasını yasaldı. “Fatih yüzüğüm?” dedim. Demem ile gözlerini geri açtı ve yüzünü vücuduyla birlikte bana dön zerdi “Yarın sabah buluruz.” Dedi. Kafamla onu onayladım ve “Tamam.” Dedim ve 32 dış  gülümsedim aptal aptal.

Fatih bana daha da yaklaştırdı yüzünü ve fısıltıyla “Öyle gülme.” Dedi derin nefesleriyle birlikte.

“Gülmek istiyorum “ dedim gülümsememin ardından.

Fatih sağ elinin parmaklarını çeneme götürdü ve yine fısıldayarak “Gülümseme.” Dedi. Gülümsememi bozarak dudaklarımı aşağıya büzdüm ve “Neden? Ben gülümsemek istiyorum ama. “ dedim Somurtuk Somurtuk bakarken. Fatihin yüzünde oluşuma hafif tebessüm ile “Güllersen hiç iyi şeyler olmaz. Gülmek yok anlaştık mı?” dedi kısık sesiyle. Ben de onun bu sözlerinin üzerine yüzümü ona daha da yaklaştırıp ona doğru sokuldum ve ona inat ederek gülümsedim. Fatih’in bakışları dudaklarıma kaydı. Derin bir nefes aldı ve “ Eğer böyle gülümsemeye devam edersen, kalbim aklımı susturmayı başaracak. “ demişti benim gözlerim uykuya doğru kapanırken.

Gözlerimi açtığımda Ervanın oteldeki odasında olduğumu fark ettim. Etrafta gezinen gözlerim Fatih ile buluştuğunda şaşkınca ona baktım. Fatih’in yanımda ne işi vardı?

Şaşkınlık ile yastıktan başımı kaldırdım ve yatakta oturur pozisyonunu aldım. Fatih horul horul uyuyordu. Biz buraya nasıl gelmiştik? Üstelik aynı yatakta nasıl oldu da yatıyorduk? Yine sarhoş olup yanıma mi yatmıştı? Peki Erva nerde?

“Fatih kalk!” dedim omzundan onu dürterek. Hafiften mırıldandı ama uyumaya devam ediyordu. “Fatih kalk dedim sana! Uyan!” dedim dürtmeye devam ederken Fatih gözlerini açmadan kalınlaşan sesiyle konuştu “5 dakika daha.” Onun bu sözlerinin üzerine bir of çektim ve “FATİH UYAN BE!” diye bağırdım onu daha sert dürterek.

Korkuyla gözlerimi açıp aniden yataktan kalktı ve endişeyle etrafa bakındı. Kocaman açtığı gözleriyle bana bakarak dağınık saçlarını eliyle geriye attı ve “Kızım manyak mısın sen? Sabah sabah insan böyle mi uyandırılır?” dedi endişesi hala yüzündeydi.

“Fatih Erva nerde? Biz niye Ervanın odasında birlikte uyuduk? Sen neden buradasın? Dün biz en son Berkin barındaydık ve dans edip eyleniyorduk sonra... Sonrakini hatırlayamıyorum.” Dedim dağınık saçlarımı kaşıyarak.

Fatih geri yatağa oturdu ve “Hatırlamazsın tabi o kadar içersen.” Dedi. Kaşlarımı çattım. “evet içtik ama hiçbir şey hatırlamayacak kadar çok içmiş olamayız. O kadar içmiş olamayız ” Dedim kendimden emin bir şekilde. Fatih “Tam olarak o kadar içtiniz hanımefendi.  Hatta Berk sizi zapt edemediği için beni aradı ve oraya gelip sizi ben aldım.” Dedi.

“Ciddi misin?” dedim şaşırarak.

Fatih “Şaka yapar gibi bir halim mi var Elif. Hatta arkadaşını Ervayı oteline götürdüm Berkin yardımıyla fakat Arkadaşın ve sen tutturdunuz bu oda bizim evimizmiş arkadaşının odası değilmiş. Arkadaşın odaya girmek istemedi sen de tuttun elimden soktun beni odaya bizim evimiz diye...”

“Ben yaptım bunları?” Dedim inanamayarak.

Fatih “Evet.” Dedi.

“Peki Erva nerde şu an  Kız cağız nerde kaldı.” Diye sordum endişeyle.

Fatih “Ben onları bizim eve gönderdim Berkle. Berki de göz kulak olsun diye bıraktım yanında merak etme. İyiler yani akşam da aradı Berk beni senin odana yatırmış Ervayı. “ dediğinde içime su serpildi resmen.

“Oh çok şükür.” Dedim gülümseyerek.

Fatih “Hadi kalk yüzüğünü bulalım.” Dedi yataktan tekrar kalkıp etrafa bakınmaya başladı.

“Ayy doğru! Yüzük!” Dedim endişeyle kalkıp yatağın üzerini aramaya başladım Fatih “Ya tabi yüzük. Anca aklına geldi değil mi?” dedi sinirle. “Yatağın üzerine koymuştum.” Dediğimde yanıma gelip o da yatağın üzerini aramaya başladı. Bir anda yere eğildi ve 3-4 saniye sonra geri ayağa kalkıp “Buldum!” dedi. Heyecanla eline baktım. Yüzüğü bulmuştu gerçekten. Fatih’e gülümseyerek baktım ve “Adamsın ya!” dedim. O bu sözlerime garipseyerek baktı ve “Kimin kocasıyız.” Dedi gülerek göz kırparken.

Yatağın diğer tarafından dolanarak yanıma geldi ve elini bana doğru uzattı. Ona baktığımda mimikleriyle elimi uzatmamı istiyor gibiydi. Bu hareketleri üzerine elimi onun uzattığı elinin üzerine koydum ve bekledim. Yüzüğü tuttuğu elini yüzük parmağıma yaklaştırdı ve yüzüğü parmağıma yavaşca soktu.

Ona baktığımda gözlerinin içinin güldüğünü fark ettim. Ona karşı ben de gülümsedim sırada Fatih  “Kalbim artık beynimi susturdu...” dedi. Sesli bir şekilde yutkundum ve “Ne?” dedim anlamayarak elim hala elinin üzerindeyken. Fatih “Artık çok geç küçük hanım.” Dedi. Bu sözlerinin üzerine bir sürü anlam yükleyip bir sürü kategori açabilirdim ama şu an bu büyülü ortamı bir an önce bozmalıydım ve aklıma ilk gelen şeyi söyledim elimi, elinin üzerinden çekerek “Niye yanımda yatıyorsun ya? Yatacak başka yer mi yoktu sanki!” dedim sinirlenmiş gibi yaparak.

Anlık şoka ile gözlerini birkaç kez kırpıştırdı ve kendine gelerek “Yerde, kuru tahtanın üzerinde mi yatsaydım Elif!” dedi bana inanamayarak bakarak. “Evet!” dedim onun ile ayni ses düzeyinde konuşarak. “Yuh Elif yuh! Diyecek bir şey bulamıyorum sana!” dedi sinirini yatıştırmaya çalışarak. O sırada telefonunun çalması ile telefonunu yatağın yanındaki masanın üzerinden aldı ve aramayı cevapladı.

Fatih “efendim Berk.” Dedi sakin sesiyle. Berk bir şeyler söyledikten sonra Fatih “Ne oldu olum? Söylesene!” dedi endişeyle. Korkarak Fatih’in yanına gittim. Ya Ervaya bir şey olduysa?

Fatih “Ne! Tamam tamam hemen geliyoruz biz siz oyalayın yeter.” Dedi ve kapattı.

“Ne oldu? Ervaya bir şey mi oldu söyle! “ dedim endişeli gözlerimle Fatih’e bakarken.

Fatih ceketini yerden alıp “Acilen eve gitmemiz lazım!” dedi.

“Ya ne oldu söyleyecek misin artık Fatih!” dedim sinirlenerek.

Fatih “Dedem gelmiş!”

19. Bölümün sonuna geldik arkadaşlar. Okuduğunuz icin teşekkür ederim.☺️ Birdahaki bölümde görüşmek üzere sevgiler saygılarrrr 🍻🎊💜



PLATONİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin