11. Bölüm

1.6K 80 8
                                    

"Fatih eğer bu bir şakaysa komik değil! Lütfen çıkarmısın saklandığın yerden!" Dedim korkak bakışlarım etrafta gezinirken. Hiçbir yerde görünmüyordu. Ne sesi vardı ne kendisi. Uzun uzun ağaçların yanında öylece bir başıma kalmıştım. Fatih ne ara nereye gitmişti? Ya biri kaçırdıysa? Ya da bir yerde hastalıktan bayıldıysa? "Fatih lütfen nerdeyse çık." Dedim ağlamaklı sesimle. Gözlerim dolmuştu iyice. "Fatih yalvarırım çık ortaya korkuyorum." Dedim kendi kendime fısıldayarak. Fazla bağıramıyordum bile ormandaki hayvanları uyandırırsam başıma bela açabilirdim. "Fatih nerdesin? Nerdesin?" Dedim korkak gözlerimle ağaçların arasına bakarken. Tam o sırada bir kurdun uğulama sesi ile bedenim tamamen titremeye başlamıştı "Allah'ım nerde bu çocuk ya! Fatih nerdesin lütfen çık ortaya!" Dedim saçlarımı geriye doğru atarken.

"Burdayım Elif."

Fatih'in sesini duymam ile arkama hızlıca dönüp ona baktım, 3 adım uzağımda duruyordu. Kalp atışlarım iyice hızlanmıştı. Aramızdaki mesafeyi de kapatıp yanımda durdu. Öfkeyle ve ağlamaklı gözlerimle ona baktım.

Fatih"iyi misin?" Diye sorması ile gözlerimde biriken göz yaşları akmaya başlamıştı. Ağlayarak, onu hem itip hem de göğüsüne göğüsüne vuruyordum "Allah belanı vermesin! Böyle şaka yapılır mı?" Diyor, hem vuruyor hem ağlıyordum ve tam o sırada ona vuran ellerimi tutup bir anda beni kendine cekti ve sımsıkı sarıldı. Saçlarımı okşayarak "geçti. Tamam geçti yanındayım. " Dedi sımsıkı sarılırken. O anın verdiği duyguyla ben de ona sarıldım ve "korktum!" Dedim. Elleri saçımı okşarken "çok mu?" Diye sordu. Bir de çok mu diye soruyordu. Öfkeyle kollarından sıyrılmak isteidm ama izin vermedi "tamam tamam. " Diyerek daha sıkı sarıldı.

Birbirimize sımsıkı sarılmaya devam ediyorduk. Burnumu çeke çeke konuştum "hiç mi düşünmedin bu kız korkar mı diye ya?" Dedim isyan edercesine.

Fatih "Bilerek yapmadım. Tuvalete gitmem gerekiyordu. Sana söylemeden hallederim diye düşündüm. Özür dilerim." Dedi.

Cevap vermedim, sadece ona sarılmak istiyordum biraz daha. Kollarımı ona daha da sararak kokusunu gizliden gizliye içime çektim. Harika kokuyordu. Kokusuna bir anlam veremiyordum ama harkika ve huzurlu kokuyordu.

Fatih "Şimdi biraz daha iyi misin?" Diye sordu. Kafam onun vücuduna dayalıyken aşağıya yukarıya sallayarak onun sorusuna cevap verdim. Fatih "o zamn hadi eve geçelim." Dedi ve kollarını benden ayırdı. O ânın hiç bitmesini istemedim. Keşke zamanı dururabilseydim. Keşke o an her şey donsaydı. Donsaydı ve biraz daha onun kokusunu koklayabilseydim.

Geri eve hiç konuşmadan yürüdük. Eve geldiğimizde yine hiç konuşmadan odalarımıza geçmiştik. Artık uyumalıydık. Bu gün oldukça yoğun geçmişti benim için de. Yatağıma yatıp gözlerimi kapattım. Uyumaya çalışıyordum ama yapamıyordum. Yatakta kendi kendime gülümseyip bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Dudaklarımdaki gülümsemeye engel olamıyordum. Son bir kaç gündür Fatih'in haraketleri, bakışları ve bana karşı davranışları değişmişti. Bana karşı daha güzel bakıyordu, benim için endişeleniyordu. Bu evlilik gerçekten bazı şeyleri değiştirecek miydi? Ne kadar değiştirecekti? Kimi daha çok değiştirecekti? Hiç bir fikrim yoktu ama Fatih ile şu an ki durumunuz gittikce hoşuma gidiyor ve onun bu haline alışmaya başlamıştım.

Yataktan kalkıp odamın ışıklarını geri açtım ve günlüğümü tekrar elime alıp yatağıma oturdum. Kalemimi de çekmeceden çıkardım ve günlüğümün kapağını açtım. İşte tam o anda Fatih'in gitar sesini duymuştum. Gözlerimi günlüğümden çekip herhangi bir noktaya odakladım. Gitar sesi tam net gelmiyordu. Günlüğü yatağıma geri bırakıp kapımı açtım ve odamın içini Fatih'in gitar sesiyle dolmasına izin verdim. Yatağıma geri döndüm ve bu gün yaşadıklarımızı günlüğüme geçirirken bir yandan da melodiyi dinliyordum. Fatih mutluydu... Çaldığı melodiler bana bunu söylüyordu. O mutluydu... En azından şu an mutluydu.

PLATONİK Where stories live. Discover now