30.Bölüm

968 40 5
                                    


Gözleri, gözlerimde değil dudaklarımdaydı. Bir kelebeğin son çırpınışları gibiydi kalbim, durmak üzereydi sanki.

Işıkların bir anda yanmasıyla sıkı sıkı yumduğum gözlerimi açıp iki adım geriledim. Kafamı sağa çevirince okulun güvenlik görevlilerinin geldiğini gördüm.

"Şey.. Biz başka biri var sanmıştık özür dileriz." deyip çıkarlarken Mertcan ağzında bir şeyler geveliyordu. Ancak küfür ettiğini mimiklerinden çok rahat anlamıştım.

Kafam aşağıda ve suç işlemiş küçük bir çocuk edasında elimde tuttuğum hırka ile birlikte çıkışa doğru ilerledim.

Arabaya binince oyalanmadan son sürat okuldan çıktım. Lanet bir hırka için saçma bir şeye katlanmam çok.. çok aptalcaydı.

Ama kabul ediyordum ki hayatım boyunca zamanın durmasını istediğim tek an, o andı.

Düşünceme ve irademe sahip çıkamadığım için kendime küfürler yağdırıyordum. O an gözlerim kapalı bir ağaç gibi beklemek yerine sağlam bir yumruk atıp gitmem gerekiyordu.

Düşüncelerimin arasında eve geldiğimi farkettim. Anahtarımı alıp sessizce içeri girmeyi planlıyorken kapı bir anda açıldı. Karşımda Duygu'nun olması içime su serpmişti.

Annemlere yakalanmamak için sessiz olmama gerek yoktu ki. Eğer başta yanına gidip "Okulda hırkam kaldı hemen alıp geleceğim." deseydim bunları yaşamazdım.

Duygu kapının önünde duran bedenime bakmaktan sıkılmış olacaktı ki kolumdan çekiştirerek odama getirdi.

"Aldın mı?" diye sorunca cevap verme gereği duymadan sağ elimde tuttuğum hırkayı isteksizce havaya kaldırdım.

İçimde olan duygu karmaşasını hissetmiş olacak ki "Ne oldu?" diye sordu. Ne onu, ne de kendimi uğraştırmadan noktasından, virgülüne kadar her şeyi anlattım.

Arada şaşırma belirtileri gösterse de konuşmanın sonunda kendinden ödün vermiyordu. Böyle insanları hep tebrik etmişimdir gözümde. Düşüncelerimi saklamayı beceremediğim iki insan Duygu ve annemdi.

Duygu'dan anlattıklarıma karşılık bir yorum yapmasını beklerken o "Film çok heyecanlı yerinde kalmıştı." diyerek beni hayal kırıklığına uğrattı. Biliyordu onun düşüncelerine çok fazla değer verdiğimi. Ama bu sefer karışmak istememişti, bu sefer tamamen bana bırakmıştı...

Filmin sonunda çocuk ölürken, kız kötü de olsa hayatına devam etmişti. İnsanlar ayrıyetten düşünmese de hepsinin hayalidir mutlu son. Ancak bilmiyorlardı ki her ölüm bir başlangıç yaratır.

Gerçekten sevdiğimiz birinin hayata vedası ruhumuzda sıcak bir demir etkisi bırakırdı. Zamanla sert, kırılmaz bir buzul olurdu. Hiç bir şekilde eritilemeyecek olması ise kaderimizdi...

Duygu filmi çoktan kapatmış, odasına doğru ilerliyordu. İyi geceler dileklerini samimi bir şekilde ilettikten sonra kapımı kapattı. Gözlerimi yumunca uyumamın uzun bir süre alacağını düşünsem de bugünün getirdiği yorgunlukla birlikte iki dakika sonra rüyalara dalmıştım.

**

Kahvaltıyı erken kalkıp yapma hayallerim, tanımadığım birinin mutfakta bir şeyler hazırlamasıyla son buldu. Bir saniye? Tanımadığım biri?

Üzerini tepeden tırnağa süzmeye başladım. Yaptığım her ne kadar görgüsüzce olsada arkasına dönük olması yaptığım ayıbı kapatıyordu. Beyaz gömleğini, ispanyol paça siyah pantolonunun içine sokması evde ki yeni çalışan olduğunu belirtiyordu.

İyi de Aysel Sultan bu şekilde giyinmezdi ki. Altına günlük uzun bir etek, üzerine uzun kollu ince bir tişört çekerdi. Kafasına örttüğü baş örtü ona tam bir anne havası katardı.

Siz İstediniz! (Eski hali)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin