38- {~ Karanlıktaki Bilinmezlik ~}

En başından başla
                                    

Pars;"Mert'in numarasını yolla bekliyorum." diyerek telefonu kapattı.

Kemal Mert'in numarasını yollayınca Pars sinirlerine hakim olmaya çalışarak Mert'in numarasını çevirdi.Mert Kemalin aksine baya dinç bir sesle telefonu açtı.

Pars;''Mert!" dediğinde Mert Pars'ın ses tonundan ne kadar sinirli olduğunu anlamıştı.Bu durumdan zevk alarak onun aksine neşeli ses tonuyla;"Parscım gecenin bu saatinde bizzat beni aramanı neye borçluyum?"dedi.

Pars Mert'in labaleli konuşmasıyla iyice sinirlenerek;"Bana bak Mert sana tek bir şey diyeceğim.Eğer Sara senin yanındaysa onu hemen bana teslim et. Eğer Sen kaçırdıysan ve şuan bana yalan söylersen en sevdiğinden başlayarak. Soyadını taşıyan tüm akrabalarını, tek bir kişi hayatta kalmayana kadar gözümü kırpmadan teker teker öldürürüm.''

Mert;"Sakin ol Parscım. Daha yeni anlaşma yapmışken neden böyle bir aptallık yapayım. Hem belki eski dostumla eskisi gibi oluruz ha ne dersin.''

Pars;''Son kez soruyorum Mert. Sara senin yanında mı?''

Mert;''Aaa sen beni dinlemiyor musun Pars? Tabiki yanımda değil."

Pars;''Umarım doğruyu söylüyorsundur Mert. Aksi takdirde ülkedeki 21' i İstanbul, 6'si İzmir 8'i Adana ki tüm işyerlerini eş zamanlı olarak, tek bir emrimle havaya uçururum."diyerek telefonu kapattı.

Helikoptere binerek holdinge doğru yola çıktığında adeta kendisiyle cebelleşiyordu. Bugüne kadar kendisine hiç bu kadar kızmamış, öfke duymamıştı. Daha dikkatli olmalıydı. Nasıl böyle bir hata yaptığına inanamıyordu. Sara'ya aşık olduğundan beri eskisi gibi değildi. Başka bir benliğe bürünmüştü adeta. Bir an olsun dünyasından uzaklaşa bileceğini düşünerek zırhını dindirmişti ve sonuçlarını çok ağır ödüyordu.

Helikopteri holdingin pistine indirdiğinde Demir'le Emre onu piste bekliyordu. Demir Pars'ın yanına gelerek;"Adamlar toplantı odasında seni bekliyor."dedi. Emre;"Boran hala mobeselerle uğraşıyor."diyince Pars kolumdaki saate baktı.Zaman geçiyor ve o hala yol kat edemiyordu.

Toplantı odasına gittiğinde onu bekleyen adamlara tek tek durumu anlattı. İstanbulun dört bir yanında Sara'yı aramak için emir alan korumalar bir bir dağılırken Demir Pars'ın yanına geldi.

"Şimdi ne yapacaksın?"diye sorunca Pars;"Bu duruma bir son vermek için babamın yanına gideceğim. Sen burda kal ve kontrolü sağla.Haberleşiriz."

***

Pars babasının çalışma odasında babasını beklerken babası içeri girerek masasına oturdu.

"Evet seni dinliyorum. Gece'den beri seni arayıp bulamazken gecenin bu saatinde beni yatağımdan kaldırarak ortalığı ayağa kaldıracak kadar önemli olan denir oğul?"diyince Pars öfkeyle babasına baktı.

"Sara'nın ölüm emrini verdiğini biliyorum."diyince babası arkasına yaslanarak;"Bu yüzden karşıma çıkma cesareti bulamayıp onu kaçırmaya karar verdin öylemi?"diye sorunca;"Karşına çıksam ne değişecekti."diye cevap verdi.

"Onu seviyor musun?"

Pars babasının sorusuyla afalladı.Babası tekrar;""Onu seviyor musun?" diyince "Evet."dedi.

"O zaman çok şey değişir."Pars babasının bu cümlesiyle"Kerem'de Alevi seviyordu. Alev torununun annesi olmasına rağmen değişen bir şey olmadı. Sara'da ne değişecekti?"

"Alev'in ölüm emrini ben vermiş olabilirim.Onu iptal etmek Kereme kalmıştı. Sonuçta ihanet bana yapılmadı. Kerem geç olsada karşımda durunca. Ölüm emrini iptal ettim. Alev bunu öğrenmeden kaçtı ve gene Mert'le bağlantı kurdu. Ama benim aptal oğlum onun çaresizlikten böyle bir şey yaptığına kendini inandırarak onu affetti."Pars babasının sözlerinden sonra "Sara'nın ölüm emrini iptal edicek misin?"diye sordu.

"Bunu istiyorsan istediğin olsun.Bir kadın uğruna babanı karşına almaya cesaret ediyorsan savaş başlatmaya hazırsan. Ben yokum bu savaşta oğul. Sizin savaşınız, size ihanet eden kadınlara aşık olmakla zaten başlamış."diyerek odadan çıktı.

Pars babasından bu tepkiyi beklemiyordu.Normaldede bu tepkiyi vermezdi.Bunun bir oyun olabileceğini düşünmeden edemiyordu.Sinirle oturduğu yerden kalktı. İçinde hissettiği öfkenin ateşi dışına vurmuştu. Ceketini çıkararak gömleğini dirseklerine kadar sıvadı.

Arabasının yanına gittiğinde ne yapacağını bilmiyordu. Tek bildiği Sara'yı bulmaktı.

***
Sara içkinin verdiği sarhoşlukla yol boyu olduğu yerde sızmıştı. Kamyonetin kapısı gümbürtüyle açılıp içeriye güneşin ilk ışıkları girince, elini gözüne siper etti. Adam kadınların arabadan inmesi için bağırıyordu.

Sara kamyonetten inince etrafına baktı burası limandı. Kadınların tek sıra halinde ilerideki gemiye doğru ilerlediğini görünce eli silahlı adama baktığında kadınları takip etmekten baska bir çaresi olmadığını anlamıştı.

KARANLIK +18 (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin