"Zehra?"

"Kuzenim. Sabah tanıştırdım ya hani."

"Ha doğru tamam."

"Unuttun mu hemen?" Dedim.

"Yok unutmadım da."

"Haa." Dedim gülümseyerek. "Ben sarıldığım için aklın başında değildi."

"Ne?"

"Yani ya aklını başından almış olmam gerekiyor ya da senin beni dinlememiş, söylediklerimi umursamamış olman gerekiyor."

"Ne alakası var ikisinin?"

"Ne demek ne alakası var?" Dedim hızla. "İkisinden birinin olması gerekiyor işte."

Bir şey söylemedi.

"Cevap versene." Dedim koluna hafifçe vurarak.

"Buna cevap vermem mi gerekiyor?" Diye sordum. "Cevabın ne olduğu halimden belli değil miydi?"

Kısa bir an giden gülümsemem tekrardan yüzümde ki yerini aldı.

"Gelmene şaşıramadan boynuma atladın."

"Gelmeme niye şaşırdın ki? Tamamen gittiğimi mi düşündün?"

"Yani." Dedi düşünerek. "Tamamen gitmesende daha uzun kalacağını düşünmüştüm."

"Bende." Dedim ve derin bir nefes aldım. "En azından bir hafta kalırım diyordum. Hem burada olanlar yüzünden hem de orada olanlar yüzünden."

"Orada olanlar derken? Bir şey mi oldu?"

"Yok ya her zaman ki şeyler." Dedim. "Ama sonra dün yani bir şeyler oldu. Zaten gittiğimden beri iyi değildim çünkü aklım buradaydı ama dün olanlardan sonra evde bir gün daha durasım gelmedi."

"Ne oldu?"

Dün olanlar aklıma gelince yine moralim bozulmuştu. İnsanın böyle bir şeye morali bozulmaz mıydı ki? Yaprak tek kelime etmeye hakkı yokken annem hakkında neler söylemişti. Bunlar bir insanın kolay kolay kaldırabileceği şeyler değildi.

"Ahsen." Dedi tekrardan. Hafifçe yüzüme doğru eğilmişti. "Kötü bir şey mi oldu?"

"Yaprak ile kavga ettik dün." Dedim.

"Anlatmak ister misin?"

"Bilmem." Dedim dudağımın kenarını ısırarak. "Bu sefer gerçekten kavga ettik."

"Nasıl gerçekten?"

"Basbayağı." Diyerek yüzüne baktım. "Dövdüm."

"Dövdün?" Dedi hayretle. Daha sonra ekledi. "Daha önce dövmemiş miydin hiç?"

Sorduğu soruya gülmeden edemedim.

"Yani hiç bu kadar ileriye gitmemişti."

"Annen hakkında mı bir şeyler söyledi?"

"Nasıl anladın?" Diye sordum hemen.

"Üvey kardeşini başka bir konuda ciddiye alacağını sanmıyorum." Deyince gülümseyerek ona baktım.

"Beni ne ara bu kadar iyi tanıdın?" Diyerek sesli bir şekilde düşündüm.

"Bilmem." Dedi gözlerimin içine bakarak. "Bende anlamadım. Benden habersiz içime işlemişsin."

Gözlerim doldu bir anda.
Böyle bir şey söylemesini beklemiyordum.

Cahit kısa süredir hayatımdaydı. Ama o kadar uzun zamandır benimleymiş gibi hissettiriyordu ki.

Zemheri | TamamlandıWhere stories live. Discover now