On İki

1.1K 44 4
                                    

İlk olarak AMAN TANRIM NEREDEYSE 4K OKUYUCU!!!!! Tesekkur ederim ve ayrıca özür dilerim şubattan beri bölüm koymadım ama bir daha bu kadar ara vermeyeceğim. Her zamanki gibi oylarınızı eksik etmeyin!

Öpüldünüz!

Luke da Diana'yı bırakmak istemezcesine kucakladı. Dakikalar saatlarmış gibi geldi onlar böyle sarılırken.

"Merhaba" dedi Luke kulağına doğru.

"Bunu az önce söyledin." Dedi ve kıkırdadı.

Sarılmayı bırakıp bir birlerine baktıkar.

"Vaay çok küçükmüşsün." Dedi Luke ve kendinin ne kadar uzun olduğunu göstermek için bir adım attı.

Diana, Luke'un göğsüne vurdu ve çenesini kapatmasını söyledi.

Luke neredeyse halkın içinde olduklarını unutuyordu ve Ashton'ın onlarla birlikte olduğunu. Ashton boğazını temizlediğinde, Luke neredeyse çığlık atacaktı.

"Merhaba ben Ashton." Dedi ve gülümseyerek elini Diana'ya uzattı. "Sizin hakkında oldukça fazla duydum, bayan."

Diana güldü ve utançtan yere bakan Luke'a baktı. "İyi şeyler olduğunu umuyorum."

"Evet, çoğu zaman." Diana güldü.

"Tamam, ne diyorsunuz çocuklar, içerimi girsek?" Dedi Diana koca bir gülümsemeyle.

*******

".... bu da ona 4 yıl boyunca Pucas dememizin sebebi." Ashton hikayesini bitirdi.

"Aman Tanrım" Diana güldü.

Luke ise orda elleri göğsünde çaprazlanmış bir şekilde oturuyordu. Ashton'ı getirmenin iyi bir fikir olup olmadığına karar veriyordu. Çok pişmandı çünkü Ashton Luke hakkında yüz kızartıcı hikayeler anlatıyordu. Ama onu getirmemiş olsaydı, burada Diana'yla oturuyor olmazdı.

Diana, Ashton'ın Luke'u oraya getirdiği için çok mutluydu. Luke, Ashton'ı ikna edemeseydi Diana Luke ile belki de asla buluşamayacaktı. Artı, Ashton da havalı bir çocuktu.

Birkaç dakika sessiz yemekten sonra, Diana "Hiç şehre gelmiş miydiniz?" Dedi.

İkiside kafalarını salladılar. "Daha önce diğer çocuklarla buraya geldik, Calum ve Michael bir klübe gelmiştik bir ay önce."

"Klüp? Siz onlar için biraz küçük değil misiniz?" Sırıttı ve tek kaşını kaldırdı.

"Belki" dediler ve Diana güldü.

"Ah! Sana o saksoyu borçlu olan kızla orada mıydı?" Diana sordu Luke'a balarken.

"Evet. Yada belki..." Dedi

"Belki kim olduğumu biliyordur..."dedi."Demek istediğim benim yaşlarımda falan olmalı."

"Evet belki." Dedi Luke.

~~~~~~~~~

Beklemeyi bitirdiler ve Ashton'ın arabasının yanında duruyorlardı.

"Sydney'e ne zaman geri dönmeniz gerekiyor?" Diana sordu.

"Gerçekten bilmiyorum. Ailemin burada olduğumdan haberleri olduğundan bile emin değil. Büyük ihtimalle bir arkadaşımda olduğumu falan düşünüyorşardır." Dedi Luke.
"Yani Ash'e bağlı olduğunu düşünüyorum. Yada geceyi sizde geçiririm ve sen de bana şu saks..."

"Lucas!" Diana karşı çıktı ve elini Luke'un göğsüne vurmak için tekrar kaldırdı, ama O elini durdu ve elini itti.

"Sadece şaka yapıyorum küçüğüm." Diye fısıldadı ve kollarını Diana'nın beline sardı. Diana nefesini dışarı verdi ve kafasını Luke'un göğsüne bastırdı.

Dinana onun gitmesini istemiyordu. Neredeyse sakso çekme teklifine sırf O burada kalsın diye kabul ediyordu. Sadece biraz daha fazla.

"En kötüsü gece yarısına kadar orada olmalıyım. Yarın sabah işe gitmeliyim." Dedi Luke nefesini dışarı vererek.

"Birazdan yola koyulmalısım o zaman. Saat..." Telefonuna bakmak için durdu. "...neredeyse 9. Vay be zaman ne kadar hızlı akmış. Ben 7 falan sanıyordum.

"Sanırım şimdi gitmeliyiz." Dedi Ashton. "Gel ve bana hoşçakal kucaklaşması ver."

Diana güldü ve yanına gidip ona sıkıca sarıldı. "Sizi yakında görmek için umuyorum."

"Kesin göreceksin. Benden kurtulamayacaksın." Dedi ve kızı bıraktı.

Ashton arabaya gitti ve Diana Luke'a döndü. Luke kırılöış hissetti. Gitmek istemiyordu.

"Gitmeni istemiyorum." Diana fısıldadı ve ona sarıldı.

"Bende gitmek istemiyorum. Ama birbirimizi yakında göreceğiz. Olmadı Snapchat var."

"Biliyorum." Diye mırıldandı Diana, luke'un tişörtüne.

"Bye Didi sana arabada Snap atacağım." Dedi

"Hoşça kal Luke."

Luke arabaya bindi ve Diana onlara el salladı. Bir parçasının onlarla gittiğini hissetti.

Snapchat {Türkçe Çeviri} l.hWhere stories live. Discover now