"Lan senin burda ne işin var." Şaşkınlığı hem sesine hem de gözlerine sinmişti. Kardeşini göreceğini hiç düşünmemişti en son konuştuğunda gelmeyeceğim demişti..

"Güzel bir sürpriz yapmak istedim ağabey mutlu gününüzde yanınızda olmak istedim."Maran'ın dikkatini çeken ilk şey kardeşinin olgunlaşmasaydı. Eski Alaz olsaydı tövbe ki böyle konuşsun her şeyi dalgaya vururdu ve asla ciddi durmazdı.

Parmaklarını genç adamın saçlarının arasına karıştırarak. "Hoş geldin paşam." Dedi özlemle. Uzun zamandır göremiyordu itiraf etmek gerekirse bütün şeytanlıklarına rağmen özlemişti kardeşini..

Alaz abisine sarıldığında Maran aynı sıcaklıkla karşılık vererek sarıldı. Avin ise geride durmuş abi kardeşi izliyordu sessizce..

3 yıl önce kendisi de Alazla iyiydi yenge kayın birader olmaktan ziyade iki arkadaş gibiydiler.

Saniyeler sonra ayrıldıklarında Alaz yengesine dönerek gülümsedi. Daha fazla kendisini kötü hissetmesini istemiyordu. "Sana kızgın değilim yenge." Dediğinde Avin dolan gözlerini gökyüzüne çevirdi bir kaç saniye, ağlamamalıydı evet bu çocuğun güzel kalbi karşısında ağlamamalıydı..

"Gerçekten mi?" Ağlamaklı surat ifadesiyle Alaza döndüğünde genç adam beklemeden yengesine sarıldı. Hiçbir zaman Avine kızmamıştı yaptığı her şeyde bir açıklaması muhakkak vardır diyordu kendi kendine ve hep haklı çıkıyordu..

"Evet sen hep benim en çok sevdiğim yengem arkadaşım olarak kalacaksın." Maran duygusal moda geçecekken kendini son anda tutmuştu.

Son zamanlarda farkındaydı biraz duygusallaşmıştı.. Ama kardeşinin bu değişimi mutlu etmişti adamı..

Bu aralarda çok fazla mutlu oluyordu Maran ağa!

"Sende benim." Usulca geç adamın kolları arasında çıkarak baştan aşağı süzdü Alaz da Alaz olmuştu. Uzun boyundan bir şey kaybetmişti ama kilo almıştı eskiden çok zayıf gözüküyordu şu anki durumu kesinlikle çok daha iyiydi..

"Hayırlı olsun sonunda başardınız." Bütün sevimliliğiyle abisine ve yengesine baktı mutluluklarına şahit olmak en güzeliydi..

Maran Avin'in yanına geçip alnına masum bir öpücük bırakırken Alazın sorusuyla aynı anda genç adama döndüler.

"Yeğenim nerde?" Avin anında başını Marana çevirdi. Oğlunu babasına emanet etmişti ama Maran burdaydı ve oğlu yoktu..

"He Maran Ronav nerde?" Maran kafasını kaşıyarak tek gözünü kapattı. Oğlunu orda bırakıp gelmişti  ama amcalarının yanındaydı.

"Valla Hejarın yanındaydı." Avinden uzaklaşarak Alazın yanına geçti. "Hadi Alaz gidelim." Arkasını dönüp gideceği anda duraksadı ve omzunun üzerinde Avine baktı.

"Avaz geldi amcanlarla." Avin gözlerini kırpıştırarak biliyorum dercesine başını salladı.

Yengesi ve Destan, Masal rahatsız olduğu için kınaya gelmemişlerdi. Avin telefon edip geçmiş olsun dileklerini iletmiş Hevidar Hanım yarın düğüne geleceğiz demişti...

Maran kardeşiyle konağa dönerken Avinde kapıdan girerek tekrar kadınların arasına karıştı. Kına kaldığı yerden devam ederken Avin Xane ile ortaya geçip düşman çatlatırcasına oynadılar..

Hayal ettiğinden daha güzel geçen kına gecenin sonunda bitmiş herkes evine dağılmıştı. Maran kardeşlerini alıp kendi konaklarına geçerken Avazlar ise eve dönmüştü.

"Ağabey yarın sabah geliriz zaten."

Maran elini kardeşinin omzuna koyup minnetle baktı. Bu gece kardeşleri oturmamış saatlerce servis yapmışlardı abilerinin en güzel gününde tam destek veriyorlardı..

DİLVAN Where stories live. Discover now