9

122 9 0
                                    

Tek sıra halinde içeri giren kızları incelerken bu saraya ilk geldiğim günü hatırladım. İçimde korku vardı, intikam arzusu vardı. O hislerle buraları yakıp yıkabilirdim. Lakin hiçbir şey yapmadım. Çünkü aşık oldum.

Ben dünyanın en güçlü, kudretli adamlarından birine aşık oldum. Aşk neydi bilmiyorumdum bile. Aşk karşılıksız sevmek miydi ? Ben galiba karşılıksız bir şekilde aşık oldum.

Süleyman beni severdi evet ama diğer kadınları da seviyordu. O güçlüydü o ulaşılamazdı. Ben ona ulaştım, kalbine girdim onun. Bir tek beni sevmedi belki ama en çok beni sevdi. Kalıbımı basarım.

Kızlar içeri girmiş kafaları önde sessiz sakin duruyor, arada korkudan hıçkırıyor etrafa bakmıyorlardı. Ben ilk geldiğimde meraktan kafamı kaldırıp etrafa bakmıştım. Üst katta bizi izleyen gösterişli bir kadını görmüştüm. Şimdi gelen kızları inceleyen gösterişli kadın bendim.

Bu kadar büyümüş müydüm gerçekten? Zaman hızla akıp geçiyordu.

...

Yavaş ve temkinli adımlarla aşağıya indim. Bu kızlar hareme gelen ilk kızlardı. Hepsini özenle incelemek istiyordum. Oğlum her şeyin en iyisine layıktı.

Ben yanlarına gittiğimde Nigar kalfa tek tek kızların çenesinden tutup kafalarını kaldırdı. Bir kaç kişi dirense de karşı koymadılar.

Gözlerimi onların yüzlerinde gezdirdim. Çok masumlardı. Bakışlarında ürkeklik vardı ama örtbas etmeye çalışıyorlardı.

Kendimi hatırladım. Korkmamak, korktuğumu belli etmememek için çok direnmiştim.

"Nigar Kalfa bu kızları hamama götür, yıkansınlar. Hekim kadını da çağırın temiz mi değil mi diye kontrol etsin. Ardından eğitimlere başlayın. Geç kalmayın, hünkarı bekletmeyin." dedim.

"Emredersiniz validem. Bu akşam halvet olur mu ? Ona göre hazırlayalım."

"Bu akşam olmaz. Mübarek perşembe gecesini bekleyelim. O zamana kadar raks eğitimi verin."

"Peki validem."

Bana eğildi ve kızları önümde eğilmeleri işin uyardı. Bir kaç kız hariç hepsi eğildi. Beni uğraştıracak gibiydi o kızlar. Biraz fazla cesurlardı. Aynı ben gibi gençliğim yine gözümün önüne geldi.

..

Dairemde oturmuş düşünürken kızım Dilber yanıma geldi.

"Validem saraya kızlar gelmiş. Neden gelmişler ?"

"Güzel kızım Dilber'im sen daha çok küçüktün hatırlamaman normal. Bu sarayda hünkarın gönlünün hoş tutulması için bazı kızlar kalır. Bu kızlar abine hizmet etmek için varlar. Abine çocuk vermek için varlar."

"Peki validem bende abime hizmet edebilir miyim ? O kızların yanında kalabilir miyim ?"

Hafif bir tebessümle,

"Dilber'im senin kimseye hizmet etmene gerek yok. Asıl herkes sana hizmet etmek zorunda. Sen sultansın, hemde doğuştan sultansın. Benim gibi değilsin. Sen Osmanlı'nın asil kanını taşıyorsun. O kızlar sana da hizmet etmek zorunda yani."

Kafasını sallayıp dairemden çıktı. Bende arkasından çıkıp oğlumun yanına gittim.

..

"Aslan oğlum, nasılsın ?"

"Çok şükür iyiyim validem. Siz nasılsınız ?"

"Hamdolsun bende iyiyim. Haremi yeniden kuruyorum. O yüzden yeni gelen kızlarla uğraşıyorum."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 05, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Harem-i OsmanlıWhere stories live. Discover now