3

204 8 4
                                    

iyi okumalar..

Yemekleri bitirdikten sonra biraz kızlarla muhabbet edip kendi daireme gittim. Kapıyı tıkladım eğer içerde Belma Hatun varsa birden odaya girmemeden rahatsız olabilirdi. Kapıyı yavaşça açtım ve içeri girdim. Arkamı dönüp kapıyı kapattığımda onun ile gözgöze geldim.

İki yıl önce kaçırılan ablam ile..

"Nejan ?"

"G-goşemef ?"

Hızla ablama sarıldım. Özlemiştim onu 2 yılı aşkın bir süredir görmemiştim. Kokusu hiç değişmemişti. Bi anda kendimi yerde buldum. Beni itmişti ?

"Ne işin var senin burda!?"

"A-abla beni de zovla adılar."

"Niye geldin ? Niye, niye? Bir de gözde olmuş! Halvete niye gittin?"

"Karşımı gevseydim hunkara ?"

"Evliyim deseydin. Çok mu isteklisin, meraklısın ? Beni buludunduğum konumdan düşüreceksin !"

yerden kalktım
"Abla neden böle davranıyoşun? Ben şana ne yapdım?"

"Hünkâr beni sevmeyecek artık. Dün benim gitmem gerekiyordu onun yanına. Kapıda kaldım. Kapıda! Senin yüzünden!"

elleri ile boğazımı sıkmaya başladı.
"Senin yüzünden duyuyor musun !?"
ellerini zar zor boğazımdan çektim. Öksürük krizine girmiştim. Boğazım sökülecek gibiydi.

Büyük bir hışımla daireden çıktım. Yürümeye başladım. Süleymanın yanına gidecektim. Beni sakinleştirirdi. Kapının önüne gitmeme rağmen beni içeri almadılar. Hürrem gelecekmiş. Banane ben girecektim o odaya.

Çığlık atmaya başladım. Has odabaşı yanıma gelmiş, kollarımı çekiştiriyordu. Ama hayır gitmeyeceğim.

Sesleri duyan Süleyman sonunda odadan çıkmıştı. Şükür yani burda kendimi yırttım. Beni duyması için !

"Bre gafiller ! Ne oluyor burada! Efsuun kendine gel!"
"Hunkarım bıvakmıyolar beni !"
Hâlâ çırpınıyordum. Biri şu garibe yardım etsin. Allahım!

"İbrahim bırak şunu."

Şunu ?? Ben şu muyum? ayıp be
"Hunkarım beni dovduler. Bana kıydılar."

"Ne anlatıyorsun sen? İbrahim, kim yapmış bunu ?"

"Ben bilmiyorum hünkarım."

"Belma, Belma Hatun oda avkadaşım olan."

"Belma yapmaz Efsun yanlış hatırlıyorsundur."

"Sülüyman beni dovdü diorum. Neden yavlış hadırlayayım."

"Tamam gül bahçem ben onunla konuşurum gel hadi."

Odaya girmiştik. Eheh. Bu gece burada kalırdım. Hürrem de dönerdi geri.

Gece boyu bana sarılıp beni teselli etmişti. Odaya geri dönmeyeceğimi biliyordu çünkü. Ablam bana neden böyle davrandı gerçekten anlamadım. O hep hırslı istediğini alan biriydi. Ama bunların yanında çok sakin ve sessizdi. Sanki çift kişiliği vardı. Bugün bana karşı yaptığı şeyler kalbimi kırmıştı. Beni unutmuş, beni sevmiyordu.

...

Sabah boynumda hissettiğim huylanma hissi ile gözlerimi açtım. Süleyman boynumu öpmüştü.

"Cünaydın Sülüyman."
"Günaydın gül bahçem. Her zaman olduğu gibi harika kokuyorsun. Efsunlu bir kokun var. Beni kendine meftun ettin. Ne kullanıyorsun böyle."
"Vi şey kullanmiyorum hunkarım. Vu benim doğal kokum."

Harem-i OsmanlıWhere stories live. Discover now