4

180 8 0
                                    

"Peyami, senin adın Peyami

Oğlum, can parçam, şehzadem.

Peyami, senin adın Peyami

Cengâver, yiğit şehzadem.

Peyami, senin adın Peyami"

...

Yorgunlukla gözlerimi açtım. Kafamı sağıma çevirdiğimde çocuğumu görmek beni mutlu etmişti. Doğduğundan beri odadan çıkmamıştım. Aslında ablamın yanına gitmek istiyordum. Ama erken doğum sebebiyle gidemedim.

Bugün oğlumun yüzüne renk gelmişti. Valide şehzadeye iyi bakamadığımı düşünerek bana kızıyordu hep.

Suç benim değildi ki. Oğlum erken gelmek istemişti. Yataktan güç bela kalkıp elbiselerimin yanına gittim. Pudra olan gözüme hoş gelmişti. Kolye ve küpelerimi takıp nedimem, yardımcım, yoldaşım olan Afife'yi çağırdım. Nigar ona Afife ismini uygun görmüştü.

Ona oğlumu hazırlamasını çünkü ablamın yanına gideceğimi söyledim. Dairemden çıkıp hareme girdiğimde tüm gözler üzerimdeydi. Ama kızlar eğilme zahmetine girmemişti ? Karşılarında şehzade anası olduğunu unutmuşlardı herhalde. Bu sorunu daha sonra hallederdim.

Kapıyı çaldım. İçeri girdiğimde ablam yatakta yatıyordu. Bu saatte uyuması imkansızdı.

"Abla, iyi misin?"
"Efsun ? Sen mi geldin ?"

Yavaşça yataktan kalkmıştı. Yorgun gözüküyordu. Yanına oturdum. Sarılmak istedim ama vereceği tepkiden korkup sarılmadım. Gözlerime baktı.

"Özür dilerim."

Ne. Benden özür diledi. Pişman olmuştu.

"Abla, ben unuttum gitti. Bak sana yiğenini getirdim."

Gözleri dolmuştu. Gerçekten pişman olmuştu hatası için.

"Aylardır seni görmedim abla. Nasılsın sıhhatin yerinde mi?"
"Yorgunum Efsun. Mutsuzum. Seni gördüğümde verdiğim tepki için çok pişmanım. Senin suçun yoktu. Affet beni."
"Ben unuttum abla."

Sarıldık birbirimize. Hasret giderdik. Aslında unutmamıştım. Aylardır yanıma gelmemişti. Bende onun yanına gitmemiştim tabii.

"Yanına gelemedim Efsun. Yasaktı."
"Anlamadım ne yasağı?"
"Beni şikayet etmişsin Sultana geldi sonradan kızdı bana. Odadan çıkmamı yasakladı. Yoksa ben gelmez miyim senin yanına. Çok pişmanım yaptıklarım için."

O gece ablamı şikayet etmek istememiştim. Ama Hürrem Sultan halvete girmesin diye demek zorunda hissetmiştim. Demek o yüzden yanıma gelmemişti. Gerçekten şoklar içersindeydim.

" Ben o gece seni şikayet etmeye gitmedim abla. Ama Hürrem Sultan halvete girmesin diye söylemek zorunda kaldım. Özür dilerim. Ben hünkâr ile konuşur senin yasağını kaldırtırım. Merak etme."
"Teşekkürler Efsun."

Ablamla birbirimize sarılarak vakit geçirdik. Şehzade Peyami'yi çok sevdi. Onları öyle görünce gözlerim doldu ama ağlamadım. Burada çok vakit geçirmiştim. Bu şehzadem için zararlıydı. Erken doğum sebebiyle dikkat etmem gerekiyordu.

Mahidevran Sultan ile aynı anda gebe kalmıştık aslında. Ben stresten erken doğurdum çocuğumu. O gün halkın önüne çıkarak kendimi tehlikeye atmıştım. Bunun için Süleyman bana biraz da olsa kızmıştı. Hatun başına sen ne haddine halkın önüne çıkarsın demişti. Tabii siniri şehzademi görene kadar sürmüştü.

2 Gün sonra.

Bugün halvete gidecektim. Süleymanın yanında bu gece kimse yoktu. Uzun zaman sonra onunla vakit geçirmek kalbimin deli gibi atmasına sebep oluyordu.  Afifeye çocuğuma bakmasını söyledim. Beni tamam tamam diye geçiştirmişti. Bunda bi haller vardı ama anlamadım nedense.

Harem-i OsmanlıWhere stories live. Discover now