Bölüm 13 - Sonsuza Kadar, Her Zaman

76 8 15
                                    

~ Büyük bir timeskip attım çünkü hikayemizin sonuna geliyoruz...Diğer bölüm final olacak, o yüzden bu son iki bölümü mümkün olduğunca uzun yapacağım. Umarım hikayemi beğenmişsinizdir, eğer aklımda başka hikaye fikirleri olmasaydı bu hikayeyi 30 bölüme getirirdim...Şu ana kadar devamlı okuyucularım yani destekçilerimi biliyorum ve onlara çok teşekkür etmek istiyorum, gelecek hikayelerimi - tabi ki kamijirou - de mutlaka okursunuz <33 ~


Jirou POV

Denki'yle 10 yıldır beraberiz...Nasıl oldu ki bu? Ben bu aptala cidden nasıl aşık oldum? Evet ona hala aptal diyorum, sevgili olmamız aptallık seviyesini düşürmüyor. Denki benim için gerçekten doğru insandı. Doğru karar vermişim...Bugün doğumgünüm, 1 Ağustos. Denki akşam dışarı çıkacağımızı söylemişti. Sonra bizim eve geçebilirmişiz. Mina bunu Bakusquad'dan öğrenmiş ki sabahtan beri mesaj atıyor gelip beni hazırlayacağına dair.

Ev akşama kadar boş, annemlerin yine işleri çıktı. Ben de akşama kadar keyif yapacağım heheheh.

Yatağımdan kalktım, terliklerimi geçirdim ve aynadan kendime bakmaya başladım. 10 yıl içerisinde ne kadar değişmiştim? Ruhen hala 1-A gibi hissediyorum, zaten içim de öyle. Denki de öyle. Biz büyümüyoruz sanırım.

Sınıf 1-A...Hepsiyle hala görüşüyoruz. Geçen ay Yaomomo'yla Todoroki evlendi. En yakın arkadaşım...Evlendi? Oysa Yaomomo'yla ben neredeyse daha geçen gün festivalde vakit geçiriyorduk. Zaman...Çok acımasız bir şey. Ama aynı zamanda tatlı bir burukluk hissi veriyor, nostalji denilen o şey.

Aklıma festival geldi, tüm okula şarkı söylediğim zaman. Sonra da Denki'yle sevgili olmuştuk zaten. Şarkı söylemek derken, Denki'yle ben kahramanlıktan ziyade ikinci bir iş olarak konserler veriyoruz. Genellikle ayda bir ya da iki oluyor. 10 yıl içerisinde değişen şeylerden biri de, sesim. Çok daha güçlü ve gelişmiş. Şu an gerçekten istediğim şeyi yapıyorum diyebilirim. Bu konu hakkında zamanında çok kaygılıydım, rahatlığımı da Denki'ye borçluyum. Onun tesellileri ve fikirleri sayesinde her şey daha iyi.


Her geçen ay 1-A'dan başka öğrenciler evleniyor...Denki'yle son zamanlarda çok fazla düğüne katıldık. Kız arkadaşlarımı görüp onların adına çok seviniyorum, onların sevincini paylaşıyorum. Ama dürüst olmak gerekirse, ben hariç tüm kız arkadaşlarımın evlenmiş olması ve bizim Denki'yle hala sevgili olmamız beni düşündürüyor, acaba o evlilik istemiyor mu? Bu düşünce beni nedense çok üzüyor. Belki de Denki'yle bir aile kurmak istiyorumdur, ama o istemiyorsa? Bu zamana kadar hala sevgili olmamız ve aramızda bir sorun olmaması güzel ama o gerçekten benimle sadece buraya kadar mı gelmek istiyor?

***************************

Denki POV

Bugün Kyouka'nın doğumgünü. Akşam için unutulmaz bir plan yaptım, bir o kadar da stresli. Çünkü bu akşam ona....EVLİLİK TEKLİF EDECEĞİM!!! Evet diyeceğini bilsem de içimde ya hayır derse diye bir korku var.

Kyouka'yla olmazsa, başka kimseyle aile olmam ben. Benim karım olabilecek tek kadın da o. Ben Kyouka'yla sımsıcak, neşeli ve huzurlu bir aile oluşturmak istiyorum. Geleceğimin şarkısını onunla yazmak istiyorum. Bana Kyouka'nın olmadığı bir senaryo anlamsız ve hatalı geliyor. Nedense hala benim onu ne kadar sevdiğimi anlamıyor gibi geliyor, ve asla ne kadar çok sevdiğimi anlayamaz. Belki o da beni benim onu sevdiğim kadar seviyordur, o zaman anlayabilir....Heee evet doğru.

Erkenden ofise doğru yol almıştım, saat daha 6 buçuktu. Akşam erken çıkabilmek için erken mesai yapıyordum. Çünkü Kyouka'm beni özler, beni bekliyodur o hahah. Otobüse atladım, direğe tutunmuştum ve telefonumu kontrol ediyordum. Bir anda arkamdan tanıdık bir ses geldi.

"Hey, uzun zaman oldu!!"
Arkamı döndüğümde, 10 yıl öncekiyle tıpatıp aynı o mor saçlı çocuğu - artık koca bir adamdı - gördüm. Shinsou Hitoshi!!

Lise zamanında çok ciddi olan ve arkadaşlıkla ilgilenmeyen, tamamen geleceğe odaklı olan o çocuğun yerine, çok güler yüzlü ve ufku açık bir adam gelmişti. Ama biliyordum ki bu aslında Shinsou'nun altında yatan kişiliğiydi, hep onunlaydı.

Ben otobüsten inene kadar sohbet ettik, sonra ise vedalaştık ve onu da olası düğünüme davet ettim!!

****************************

Jirou POV

Mina bizim eve yaklaşık saat 5 gibi geldi. Erken olduğu için bir saat sohbet ettik. Bana çok şanslı olduğumu söyledi, her erkek sevgilisiyle Denki kadar ilgilenmiyormuş. Zaten Denki de ayda bir ya da iki ayda bir çıkarıyor dışarı :/

Sonrasında odama geçtik ve Mina dedi ki, "Uzun zamandır şu saçlarını topluyorsun, liseden beri baya bir uzadı. Açıp da altına biraz maşa yapmaya ne dersin? Aşırı güzel olucak."

"Peki öyleyse." dedim çünkü uğraşacak halim yoktu. Beni oturttu ve saçımı yapmaya başladı. Gerçekten güzel olmuştu. Sonra kıyafet seçtik, bilerek beyaz tüllü kolsuz elbisemi seçtim çünkü çok zarifti. Mina bana "kaptın bu işi" der gibi bir bakış attı. Ayakkabı da incili sandaletlerdi ve...ben hazırdım. Aynı yıllar önce Denki'yle ilk buluşmamızda olduğu gibi yine o notalı annemin hediyesi kolyeyi taktım. Her şey bitince Mina'yla oturup Denki'yi beklemeye başladık...

Ve 30 dakika sonra, kapıda elinde en sevdiğim çiçekler - evet bildiniz - mor çiçeklerle takım elbiseli canım sevgilim duruyordu. Ne yalan söyleyeyim, çok iyi görünüyordu.

İkimizin de suratında tıpkı o ilk buluşmadaki ifade vardı. Büyülenmiştik. Evet, aradan 10 yıl geçmiş olabilirdi ama biz şu an nasılsak 10 yıl önce de öyleydik... Mina'yla vedalaştıktan sonra yola çıktık, yine yürüyerek gidiyorduk.

Restorana girip oturduk, yemek yerken çiçekleri yan tarafa koyacaktım ki;

"Bekle, onları bana ver."
Denki çiçeği elimden alıp demetin içinden bir tanesini çıkardı ve bana doğru uzanıp kulağıma taktı.

"Mor, senin rengin. Mor, aşkımızın rengi. Mor, herşeyin başladığı günde ayağımızın altında büyümeye başlayan o çiçeğin rengi. İşte bu yüzden bu çiçek kulağında dursun, seni güzelleştiriyor ve aşkımızı canlandırıyor."

Bu sözlerin üzerine kızardım. Denki bugün hiç aptal davranmıyordu; garip. Sanki bana benim ona 10 yıl önce itiraf ettiğim aşkım gibi bir şey itiraf edecek ve doğru anı bekliyordu.

Yemekten sonra Denki tatlı da söyledi, anlaşıldı; Denki maaşını bugüne saklamış. Bunu düşünerek gülümsedim.

"Neden gülümsüyorsunuz Kraliçem?"

"Hiiç sen maaşı buraya harcadın diye düşündüm de."

"Evet ama bir sonrakinde de sen harcayacaksın, tamam mı?"

"Anlaştık. Eee ne konuşalım? Aklıma bişey gelmedi."

"Bu biraz ani olabilir Kyouka, ama çok güzel görünüyorsun. Sen her zaman, her halinle çok güzel görünüyorsun, ama benim için özendiğini düşününce daha da güzelleşiyorsun. Gün geçtikçe, büyüdükçe, yeni güzelliklerini fark ediyorum ve bu bana hep aynı zevki veriyor, asla sıkılmıyorum. Şu an bunları söylememin nedeni bazen sana bunları hatırlatmam gerektiğini düşünüyorum... Seni ne kadar sevdiğimi. Dolayısıyla, sevgili olarak kalmak istemiyorum; ben sana "karım" diye hitap edebilmek istiyorum. Çocuklarımıza hikayemizi anlatmak ve şarkılarımızı söylemek istiyorum. Ben, seninle evlenmek istiyorum; peki sen nasıl bir gelecek istiyorsun?"

Ben...cümleler karşısında donakaldım. Evet, o dediklerinin aynısını hissediyordum. O beni ne kadar seviyorsa, ben de onu. Zaman çabuk geçmişti, karşımda artık o lisedeki genç delikanlı yoktu; karşımda "kocam" olmasını istediğim adam duruyordu.

Denki benim uzun süre bir şey demememden korkmuş olacak ki; "Yoksa sen...İstemiyor musun?"

"Ne diyorsun aptal! Tabi ki istiyorum!!"

Bunun üzerine onun boynuna sarıldım ve onu öptüm. Ani tepkim üzerine afalladı ama o da karşılık verdi. Ve işte, parmağımda şimşek işaretine sahip bir yüzük, ben evleniyordum!! Kendime inanamadım...Ama bu doğruydu. Mutluydum da. Kyouka Jirou değil, Kyouka Kaminari'ydim ben artık. Tamamen Denki'nindim.




Selamlar... Bugün kalan bölümlerimi atıp bitiriyorum hikayeyi... Buraya kadar benimle olanlara çok çok teşekkürlerrr 💗

wisteria ~ ❀《kamijirou》✓Where stories live. Discover now