Bölüm 10 - İstemsizce Dolan Gözler

73 8 27
                                    

"Bu...Bu bir randevu mu?"


Sarışın oğlan, bir an donakaldı. Bu soruyu gerçekten beklemiyordu. Ne diyebilirdi ki? Her cevap bir çıkmaz sokağa varıyordu sanki. Kafasında bir şeyler kurdu ve başını kaldırdı.

"Tabi ki bir randevu."

Genç kız kalbinin çok hızlıca attığını hissetti. Oğlan, kelimelerini çok dikkatli seçerek konuşmaya devam etti, ama o da bir yandan gerçekten atan kalbini bastırmaya çalışıyordu.

"A- Ama platonik bir randevu, yani sonuçta ikimiz de birbirimizden hoşlanmıyoruz, kimse birbirine böyle bir şey söylemedi değil mi...? Hem sen bunu nereden çıkardın ki? Ben zaten böyle birşey yapmazdım ki sen- seninle en azından. Ben senin bu festivalde ne kadar yorulduğunu gördüğüm için ve bana çok yardımcı olduğun için seni bu şekilde mutlu etmek istedim, çünkü... sayılı gerçek arkadaşlarımdan birisin."

Işıldayan mor gözler, bir anda söndü. O an sanki dünya kızın üstüne kapanıyor gibiydi. Daha fazla orada durmak istemiyordu, ama zorundaydı. Bunu Kaminari'ye fark ettirirse, kalbini çok kırardı ve bir gecede iki kalbin kırılması çok dramatik olurdu...O yüzden yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirip cevap verdi.

"Anladım..."

Gecenin geri kalanı kız iyice sessizleşti. Bunu oğlan da fark etti ama bir şey demedi, sonuçta ne diyebilirdi ki? Kız dokunsanız ağlayacaktı ama bunu çok iyi örtüyordu, ki kalın kafalı oğlan Jirou'nun "Ödevim var" bahanesiyle erken ayrılmasından bile şüphelenmedi....

******************************

Jirou POV

Odama girip kendimi yatağa attığım an hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.... Çok kötüydüm ve bunu bastırmak beni daha da çok yormuştu. O aptal oğlanın beni sevmesini mi beklemiştim? Ben ondan daha aptalmışım. Onu görmek istemiyorum.... Çünkü nedensiz şekilde ona sarılasım geliyor ve bunu yapmak hiç istemiyorum, sonuçta ona kırgındım. Ama niye kırgındım? Bunu ona soran bendim. Kendi gecemi mahvettim. Ne yaptı ki? Sadece beni "sevmediğini" ima etti. Öyleyse bu beni neden bu kadar kötü hissettirdi? Daha fazla düşünmek istemiyordum, üstümü değişip uyudum.

********************************
Denki POV

Sabah sınıfa girdim ve yerime oturdum. Bugün Cumartesi. Dün tatil olduğu için telafi olarak tatilde bile okula geliyoruz, saçmalık. En azından Jirou ve diğerleri ile okul sonrası ilk pratiğimizi yapacağız, çok heyecanlıyım. Sahi, Jirou neredeydi? O hep sınıfa erken gelirdi, ama 5 dakika kaldı ve hala yok. Sınıfa baktım da, kızlarda yok. Bir tuhaflık var sanki. Tam şüphelenmeye başladım ki, içeri tüm kızlar birden girdi.

Hepsi bana ters ters bakıyordu, Jirou hariç. Jirou bana bakmıyordu bile... Ve yanıma oturmak yerine, kızlarla en arka sıraya geçti. Hiçbir kelime etmedi ders bitene kadar. Teneffüste de Jirou hep kızlarlaydı ve kızlar onunla konuşmama izin vermiyordu. Neler oluyordu?

Çıkışta Jirou kızlarla gitti, yurtta da Jirou gelemediği için pratik de yapmadık, ertelediler. Bu böyle olmaz. Ortak salonda bir anda oturduğum yerden hızla fırladım ve Jirou'nun odasına doğru gidiyordum ki-

M: Nereye gidiyorsun Kaminari?

Mina bana öldürücü bakışlar atıyordu.

D: Neden soy ismimle hitap ettin ki? Hem o bakışlar niye?
M: Pes doğrusu. Kalın kafalı olduğunu bilirdim de, senin o kafadaki baya kütükmüş yani.
D: Mina, ayıp olmuyor mu? Neden böyle yapıyorsunuz? Jirou'yu benden mi kaçırıyorsunuz?
M: Açık sözlülüğümü kullanıyorum, sen Jirou'ya kullanınca sıkıntı yok ama. Bence en büyük ayıp orada. Seninle konuşmak istemiyordu. Kaçıracak halimiz yok. Ama sen benim oğlumsun, bu yaptığın hatayı gidip şimdi düzeltiyorsun. Git! Jirou'nun yüzü gülene kadar gözüm görmesin seni.

Böylelikle beni ittirdi. Ben ne yapmıştım ki? Açık sözlülük derken ne- Bir dakika....Olabilir mi? Hayır. Çok büyük bir odunluk yaptım... Umarım Jirou beni affeder...

Kapısını tıklattım. Açmadı. Yine tıklattım, yine açmadı.

D: Jirou... aç kapıyı, bu önemli. Açmazsan sabaha kadar burada beklerim.

Ve kapı açıldı. Karşımda duran Jirou'yu görünce gözlerime inanamadım; ben ne yapmıştım böyle? Gözleri kan çanağına dönmüştü. Ben... korkunç bir insandım. İstemeden ağlamaya başladım, çünkü bu... kendimi nasıl affettirebilirdim ki zaten?

D: Ji-Jirou... Ben gerçekten seni üzmek istemedim... Çok özür dilerim.... Seni kaybetmek istemiyorum. Sen benim en yakın arkadaşımsın...

Bunun üzerine onunda gözleri doldu ve bana sarıldı. Bir süre sadece kapının ağzında birbirimize sarıldık....

D: Ben dediklerimin hiçbirini kast etmedim...O an sen sorunca elim ayağıma dolandı ve yalan söyledim...Çünkü gerçekten de bir randevuydu ama öyle olduğunu söylesem....Huzursuz olabileceğini düşündüm, ne akılsa bendeki...

J: Sorun yok...Ben fazla abarttım, bu kadar üzülmeme gerek yoktu.

D: Hayır...Ben olsam ben de senin kadar üzülürdüm...

J: Eee o zaman? Aptal gibi durmasana hadi gitarını kap ortak salona gel diğerlerine de söylerim ben.

D: Sahi mi? Çok iyisin be Jirou!! Hemen geliyorum!

Araları düzelmiş, ikisi de mutluluğa kavuşmuştu...Ama ikisinin de aklında aynı soru işaretleri vardı....Bu soruları yakın zamanda dile getirmeyi düşünmüyorlardı.


Çok saçma bi bölüm oldu farkındayım :( 

Öbür bölümde beklentileri karşılarım inşallah <33

wisteria ~ ❀《kamijirou》✓Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα