Karşımdaki beden elinde kalan son kartıda atmış ve gülerek bana bakmıştı. Hadi ama! Bu kaçıncı yenilişim. Sinirle elimdeki kartları yere bırakmış ve oflamıştım.

"Bu oyunu ilk defa oynadığına emin misin?"

"Üzülme Taehyung bir gün sende kazanırsın" yoongi'nin sesli gülmesi ile kaşlarımı çatmış ve ortadaki kartları toparlamaya başlamıştım. 

O sırada ortamda duyulan kırılma sesi ile hafifçe yerimden sıçramıştım. Bu da neydi? Ses bu kattan gelmişti ama bu katta sadece benim ve annemgilin odası vardı. Yoongi kaşlarını çatıp hızla ayağa kalkmış ve etrafı dinlemişti. Bir kaç takırtı sesleri ile bende ayaklanmış ve yoongi'nin yanına giderek koluna sarılmıştım. Şu an ciddi anlamda korkmuştum.

"Ben bakıp geleceğim sakın buradan çıkma." Yoongi rahatlamam için elimi hafifçe okşamış ve kapıya doğru adımlamıştı. Hızla peşinden yürüyüp kolunu tutmuştum. "Bende geleceğim."

"Hayır olmaz."

"Geleceğim dedim ya" yoongi sıkıntılı bir nefes vermiş ve kolumu tutarak kapıyı açmıştı. "İyi gel Taehyung"

Koridora çıktığımızda etrafıma bakınsamda hiç bir şey yoktu ama sesler devam ediyordu.

"Bu tıkırtı sesleri mutfaktan geliyor ailen olabilir mi?" Yoongi'nin söyledikleri ile kafamı bu katta bulunan mutfak kapısına çevirmiştim. Cidden oradan geliyordu.

"Hayır Annemle babam mutfağa geceleri kalkmaz ve bu kattaki mutfakta öyle çok kullanılmaz."

Yoongi anladığını belirtircesine mırıldanmış ve mutfağa doğru adımlamaya başlamıştı. Mutfak kapısının önüne gelince gerginlikle alt dudağıma dişlerimi geçirmiş ve yoongi'nin kolunu çekiştirerek onu durdurmuştum.

"Yoongi ya hayalet geldiyse bence gitmemeliyiz."  Yoongi dediğim şeyle seslice gülmüş ve bana dönmüştü.

"Hala hayaletlere inandığını söyleme bana" hafifçe kaşlarımı çatmış ve yoongi'nin önüne geçerek kapıyı açmasını engellemiştim.

"Saçmalama tabikide hayaletlere inanmıyorum! Ama bu mutfağı kullanan yok kim olabilir ki?"

Yoongi cevap vermemiş ve yüzündeki alaycıl gülümseme ile beni belimden tutarak önünden çekmişti. Asla umursamadığı ve çekinmediği surat ifadesiyle beklemeden kapı kolunu kavramış ve açarak hızla içeri girmişti. Umursamazca olsada içeri girdiğinde hızla etrafı kontrol etmişti.

Yoongi'nin peşinden yavaş adımlarla mutfağa girmiş ve korkuyla gözlerimi içeride gezdirmiştim. Biraz büyük olan mutfakta kimse yoktu, etraf dağınıkta değildi sadece tezgahın üzerinde bir kaç yemek tabağı vardı. Neler olduğunu anlamadan korkuyla hızla yoongi'nin yanına koşmuş ve sıkıca sarılmıştım.

"Sana demiştim! Ruhani varlıklar var işte?!"

Korkuyla kafamı yoongi'nin göğsüne gömmüştüm. Tabiki hayaletlere inanıcak bir küçük çocuk değildim ama içeride sesler varken biz girince kimsenin olmaması yeterince korkunç bir olaydı. Fakat sanki sadece bana korkunç geliyordu! Tanrım yoongi nasıl bu kadar soğukkanlı olabilirdi? Bir elini sırtımı atmış ve sorun yok dercesine hafifçe okşuyordu. Kaşlarını çatarak bir şeyler düşünüyordu.

"Yoongi bence gitmeliyiz buradan hadi"

Yoongi gözlerini tekrar bana çevirmiş ve büyük ihtimalle beni sakinleştirmek için yüzüne bir tebessüm yerleştirmişti. Ellerini sırtımdan çekerek yavaş ve dikkatli adımlar ile tezgaha yaklaşmış ve çekmecelerin birini açarak içinden büyük bir bıçak çıkarmıştı.

A lost omega ~ 𝑇𝐾Where stories live. Discover now