6.Bölüm: Anılar

16 6 1
                                    

ARA BÖLÜM 2

6.Bölüm: Anılar

27 Temmuz 2016 güncesinden...

"Hapşii..." büyük bir hapşırma sesiyle tekrardan gözümü açtığımda burnumu sildim ve üzerimdeki battaniyeyi yavaşça üzerime çektim. İçeriye giren Seren'e bakarken elinde telefonla biriyle konuşuyordu. Aceleci bir ses tonuyla telefonu kapatma gayretindeydi. Yaklaşık 3 dakika sonra telefonu kapattığında yanıma yavaşça oturdu ve ateşimi kontrol etti...

"Hayla 40, bir türlü düşmüyor..." diye yakınmaya başladı.

"Sorun yok işin varsa gidebilirsin ben bir şekilde hallederim." dedim kısık ses tonumla...

"Ah be Havin, sana demedim mi ben yağmurun altında bekleme hasta olursun diye..." aslında haklıydı bir dava meselesi yüzünden adliyenin önünde yarım saat, yağmurun altında, beklemiştim.

"Şimdi de benim gitmem lazım ama gidersem aklım sende kalacak." Tekrardan yakınmaya başladığında yaşlı teyzeler gibi dizine vurmaya başlarsa ne yapacağımı düşünüyordum. Yavaşça ayağa kalkmaya çalıştığımda Seren beni kaldırdı ve gene yerine oturdu.

"Ya, gidebilirsin diyorum, işin varsa gitsene..." bu söylediğime kızmış gibi hızlıca ayağa kalktı ve telefonunu alıp direkt olarak balkona çıktı. Sesi dışarıdan bile net bir şekilde duyulabiliyordu.

"Evet, bir türlü ateşi düşmüyor ve bir yere gitmem lazım yalnız kalmasın, gelirsen sevinirim." aradığı kişiye kısa bir açıklama yapıp hemen içeriye girdi.

"Mert, Mert'i aradım ve işi yoksa gelmesini söyledim." dedi kısa bir açıklamayla...

Ona büyük bir şekilde göz devirdiğimde bunların hepsinin benim yüzümden olduğunu düşününce sadece sustum ve hayal kırıklığıyla tekrardan uyumaya devam ettim...

O gün Mert yanıma gelmiş, benim uyuduğumu görünce beni uyandırmak istememiş ve sakince yanı başımda oturduğunu söylemişti. Ona ne kadar teşekkür etsem de bir yandan da ona borçlu kalmıştım. O zamanlar Mert'i daha yeni tanıyordum ve ne olacağını bilmeden ona yavaşça aşık olmaya başlamıştım. Şuan ise ne aşk ne hayal kırıklığı ne de sevgi kalmıştı. O zamanlar hep şöyle düşünürdüm insan sevdiğini sevmediği sürece neden bıraksın veya bir sebebi yoksa ?

Bu fikrim her zaman devam etmişti ve devam ediyordu...

&&&

Sevgi, dünyada en yanlış anlaşılan kelimeydi. Sevmek ise bir anda olup sonsuza kadar devam eden hazin sondu. Bütün dünya sevgi ve sevmeği aynı kelime olarak bilse de en önemlisi sevgi anahtarsa sevmek ise o kapıda olan giriş bölümüydü. İki farklı olay ve iki farklı yanlış anlaşılma sonsuza dek birbirinin zıttı olarak yaşamaya devam edecekti...

&&&

*Gözünden düşecek bir damla yaş aynı yağmurlar gibi her zamanki şekilde yavaşça akmaya devam edecekti...



RauntWhere stories live. Discover now