6- Kavga

4.6K 185 18
                                    

Alkım Batu ve Yasmin ile beraber yürürken herzaman ki gittikleri kafeye girdiler. Köşe kuytudaki masaya geçip yerleştiler. Garson o sırada yanlarına  geliyordu. Elindeki menüyü masaya koyarak " Hoşgeldiniz " dedi genç çocuk. Ardından karar vermeleri adına yalnız bıraktı onları.

" Ne içelim? " diye ortaya attı soruyu Yasmin. Batu ile Alkım ise hala menüyü inceliyorlardı. " Ben bir çay alırım. " dedi Batu. Alkım da " Bende bir çay alayım o zaman." diyerek menüyü kapattı. Garson da o sıra siparişleri almak için geliyordu.

" Karar verdiniz mi?" diye sordu garson çocuk. " Üç demli çay alalım biz." diyerek gülümsedi Batu. Garson da onaylayıp siparişleri getirmek için hareketlendi.

Alkım, Batu ve Yasmin okuldan sonra birlikte vakit geçirmek için plan yapmadan öylece çıkmışlardı. Son anda da herzaman ki kafeye gitmeyi karar kılmışlardı. 

" Senin şu tiyatro işi ne oldu? " diye sordu Batu. " Sadece tarihleri verildi. Bu hafta Cuma günü okuldan sonra konferans salonunda yapılacakmış. Tam olarak ne yapılacağını bilmiyorum. Bilgi verilmedi." dedi Alkım. Garson siparişleri bırakıp geri işine döndü o sıra. Çayına şeker atıp karıştırırdı Yasmin. " Gidince ne yapacağına bakarsın. Hem seçileceğine ianaıyorum. İçime doğuyor." diyip çayından bir yudum aldı Yasmin.

Alkım bu konuda heyecanlıydı doğrusu. Kendini geliştirmek istiyordu. Elinde olsa bütün faaliyetlere katılmak isterdi. Çünkü yetimhane de öyle şeyler pek mümkün değildi. Öyle olanaklar da sağlanmıyordu. Alkım'ın da içinde kalmıştı. O yüzden içinden geliyordu her şey.

Kafede üçü de keyifli vakit geçirdiler. Sohbetler muhabbetler ettiler. Kahkahalarla zaman geçirdiler. Sonra da yemek yemek için aykalanıp kafeden çıktılar. Yürürlerken küçük bir işletmesi olan bir dönerci de durdular. Selam verip içeriye geçtiler. Siparişlerini verip karınlarını doyurmaya başladılar.

----

Üç arkadaş karınlarını doyurduktan sonra biraz dolaşmaya karar verdiler. Hava da kararmıştı. Muhabbet ederek, şakalaşarak yürürlerken karşıdan gelen arkadaş grubundan birisi Alkım'ın omzuna sert bir şekilde çarparak yürümeye başladı. Alkım omzunun acısıyla inleyip elini omzuna bastırdı.
" Biraz dikkat edemez misiniz lütfen?" diyerek çıkıştı." ardından. " Önüne baksaydın o zaman." dedi omzuna vuran çocuk. " Bana siz çarptınız beyefendi. Hem öyle olsa bile, hadi ben önüme bakmıyorum diyelim siz de karşıdan geliyorsunuz siz de dikkat edebilirsiniz." diye kendini savundu Alkım sinirle kaşlarını çatarak. " Bana bak ibne bas git şurdan bir de seninle uğraşmak istemiyorum elimde kalırsın." O sıra Batu ve Yasmin öne çıktı. " Ne biçim konuşuyorsun lan sen?" dedi Alkım'ın önünde durarak. " Biri ibneye diğeri erkeğe benziyor. Boşver uğraşmayalım." dedi gülerek. Bu damlayı taşıran son damlaydı.
" Senin çenenin bağını sikerim lan!" direyerek yumruğunu geçirdi birine. Yasmin de diğerine daldı. Böylelikle kavga patlak vermiş oldu.

----

Atlas ve Kuzey çalışırlarken sekreter kapıyı tıklayarak içeri girdi. " Efendim karakoldan aradılar Alkım Bey kavgaya karışmış, velisi olarak sizi aradılar." Kuzey telaşla ayağa kalktı. Atlas da kaşlarını çatarak kapıya yürüdü. "Bugünkü toplantıyı iptal et." Kuzey de hemen peşinden ilerledi. Kalpleri boğazlarında atıyordu. Telaşlıydılar, arabayı çalıştırıp karakola doğru yol aldılar.

Alkım, Batu ve Yasmin komserin karşısında masanın önünde ayakta bekliyordu. Kavga edilenler ise hastanedeydi. Ağızları burunları kırılınca ifade vermeye bile gelememişlerdi.

Durumu anlatıp kendilerini savunmuslardı. Komiser ise aileleri de çağırıp çocukların beklemesini istemişti.

Kapıyı çalıp içeri giren polis memuru Kuzey ve Atlas'ın geldiğini haber vermişti. Komiser ise içeri çağırmıştı. Kuzey ve Atlas içeri girip komisere  baktı. " Neler oluyor komiserim? " diye sordu Atlas. Kuzey de hemen Alkım'ın yanına ilerledi telaşla. Alkım kafası eğik, elleriyle oynuyordu o sıra. " Ne oldu oğlum?" diye sordu Alkım'a.

Alkım ise ağlamamak için kendini sıkıyordu. Kendisinin babalarına karşı suçlu hissediyordu. Böyle olsun istemezdi. Onlara layık olmayı istiyordu .

O sırada diğer ailelerde geldi. Yasmin'in babası kızına ne olduğunu sorunca anlatmaya başladı. " Biz şakalaşarak yürürken kavga ettiklerimizden biri Alkım'ın omzuna çarptı." dediğinde Atlas ve Kuzey'in çoktan kaşları çatılmıştı. " Sonra Alkım kibarca uyardı çocuğu. Çocukla Alkım tartışmaya başladı." diye devam etti. Batu ardından hemen devam etti. " Sonra aralarından biri Alkım'a ibne, Yasmin'e erkek gibisin diyince gözüm döndü geçirdim birine." dedi.

" Peki çocuğun dişlerini kim döktü? Mamayla besleniyormus çocuk." dedi komiser. Yasmin gülerek " Ben yaptım." diyince babası gülerek " Ellerin dert görmesin kızım." dedi. " Birinin de çenesi çıkmış onu kim yaptı?" Batu da "Dayanamadım ben yaptım" diyince bir gülüşme oldu odada.

Atlas " Çocuklar kendilerini savunmuş. Eğer şikayetçi olurlarsa avukatlarımız girer araya. " direyerek çatık kaşlarla konuştu. Diğer velilerde onayladı bunu.

" Nefsi müdafaa olarak sayıp gönderiyorum çocukları. Ama bundan sonra daha dikkatli olun çocuklar ona göre." diyerek konuyu kapattı polis.

----

Eve geldiklerinde salona geçtiler direk. Alkım gözleri dolu dolu, başı öne eğik ve elleri dizlerinde yumruk şeklinde oturuyordu koltukta.
Kuzey ve Atlas yavaşça yanına oturdu çocuğun. Kuzey elini çocuğun çenesine koyarak hafifçe kaldırdı. Lakin Alkım gözlerini aşağıdan çekmedi. "Alkım?" diyerek kafasını hafif yana eğerek seslendi çocuğa yumuşak bir şekilde. " Bebeğim bir bakar mısın? " diye devam etti. Gözlerini Kuzey babasının gözlerine çıkardığında sanki bunu bekliyormuş gibi inci taneleri dökülmeye başladı çocuğun.

Atlas şaşkın bir o kadar da telaşla baktı çocuğa. Burnunu çekerek baktı Kuzey babasına. Küçük masum bir çocuk gibi bakıyordu. Kuzey'in içi gitti Alkım'a bakarken. Anında sarıldı çocuğa. Atlas da sırtını okşuyordu. " Uyumak ister misin canım hem dinlenirsin. Hadi uyuyalım seni." dedi Kuzey saçlarını severken. " Ama dökme o incilerini tamam mı Alkım'ım." Alkım başını sallayarak kalktı.

Odaya ilerleyerek kapıyı açtı. Yatağına ilerleyip oturdu sessizce. Gözyaşları hala dökülmeye devam ediyordu. Kuzey babası kendisine pijama çıkarırken Atlas babası yorganı açıp çocuğun koluna girerek yatağa oturmasını sağladı. Kuzey babası çocuğun yanına gelerek izin alırcasına baktı gözlerine. Alkım ise kollarını yukarı kaldırarak verdi cevabını. Kuzey ve Atlas babası çocuğu giydirip yatağa yatmasını sağladı. " Yanında yatmamızı ister misin?" diye sordu Atlas. Alkım hafifçe başını salladı onaylayarak.

Kuzey yanaklarını okşarken " Ağlama artık." diyerek üzgünce baktı çocuğa. Atlas da sarılarak kokusunu içine çekti. Kolunu ikisine de atarak sarılmış oluyordu. Çocuğu sakinleştirip uyumasını sağladılar.

Alkım'ın şoka girdiği için böyle ağladığını düşünüyorlardı. Alkım ise babalarını hüsrana uğrattığını ve layık olmadığını düşünüyordu. Hem de içindeki hisler ağırlaşmaya başlamıştı. Babalarının ikisini de çok seviyordu ve çok aşık hissediyordu  Onlarla bir ayı doldurmuştu ve karar verme zamanı gelmişti. Bu olaydan sonra ve hislerinden dolayı ne yapacağını bilmiyordu. İkisini de istiyordu...

Merhaba Ballaar.💕 Sınav stresi, ders çalışma ve vizeler derken bölüm atamadım bir türlü. Vizelerden sonra eve gelmek gibisi yok cidden hazır gelmişken ballarıma bölüm yazayım dedim. Okunmaları ve oyları gördükçe seviniyorum ve daha çok ilhamla doluyorum.
Teşekkür ederim ballar sizi seviyorum. 💋💕

ALKIMKde žijí příběhy. Začni objevovat