43. bölüm

2.6K 137 13
                                    

"Of ne doymaz adamsın yaa!" Dedim mızmızlanarak, o yemeğini yerken ikide birde parmağımdaki yüzüğe bakıp sırıtmıştım ama artık dayanamıyordum

"Seni duydum," dediğinde ohladım.

"Sonunda! Bittiyse tıkınman gidelim mi sevgilim?" Dedim ona imalı imalı bakarken, Kağan kaşlarını çattı.

"Sen birdaha benimle gelme avlanmaya!" Dedi, ona şaşkınca baktım.

"Ne? Neden?" Dedim, Kağan kalktı ve yanıma gelerek yanağımdan bir makas aldı.

"Bekleyemiyorsun bıdığım, seni birdaha getirmeyeceğim ben yerken, kendimi obur hissediyorum." Dediğinde kahkaha attım ve ona sıkıca sarıldım.

"Şapşik yaa! Ne oburu?" Diyerek kokusunu içime çektim, çok güzel kokuyordu.

"Hadi eve gidelim hava kararmadan, ablan kudurmuştur."

"Ablam biliyor muydu evlenme teklifini?" Dedim şaşkın şaşkın.

"Tabiki, bu ağaç ev fikrini kimden aldım sanıyorsun?" Dedi, sırıttım.

"Ablama ve Emre abime hemen anlatacağım!" Dedim heyecanla, ona hâlâ doyamadığım için kucağına zıpladım ve bacaklarımı ince beline dolayıp dudaklarını sömürmeye başladım, dudaklarındaki tad onu bırakmamı zorlaştırırken beni sertçe ağaca yapıştırdı ve boynumu emmeye başladı, eli tişörtümün altından göğsümü bulduğunda inlememi tutamadım, Kağan yakıcı dudaklarını biraz açık olan göğüslerime indirdi.

Göğüsümün açıkta kalan kısmını emmeye devam ederken aniden gelen uluma sesiyle benden ayrıldı, kucağında durmaya devam ederken bana döndü.

"Gitmemiz gerek," dediğinde nefes nefese kafamla onayladım, beni indirmedi ve kurt hızıyla koştuğu gibş kendimi odamızda buldum, açık kalan pencereyş beni indirdikten sonra kapattı, ona ne olduğunu merak ettiğime dair bakışlar atıyordum.

"Başka bir kurt ile karşılaşırsam heleki bu kurt bir erkek olursa kendime engel olamam, bir kurt başka bir kurtla karşılaşınca sinrirlenir ve bu istemsiz olur." Dedi, kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Kadın kurtlarda mı var?" Dedim kıskançlıkla, kesin onlar benden daha güzellerdi!

"Evet?" Dedi, bir sorun mu var? Der gibi bakarken ona belli etmemeye çalışarak yutkundum.

"Güzelmiş," dediğimde omuz silkti.

"Ben duşa giriyorum, istersen sende benden sonra gir." Dedi ve cevabını beklemeden banyoya gitti, onun işini bititrmesini beklerken yatakta uzandım ve instagram'da dolaştım, Kağan banyodan çıktığında ise hızlıca üzerimdekileri çıkarttım ve kendimi kaynak suya bırakrım, eskiden tenim cayır cayır yanarken artık hiçbir şey hissetmiyordum, buna üzülüyordum ama yapacak bir şey yoktu, hemen kısa bir duş aldım ve ayrıldım banyodan, Kağan pdada olmadığı için hemen üzerimi giyindim.

"Kağaan! Beni ablamların evine bıraksanaa!" Dedim mutfakta bir şeylerle uğraşan Kağan'a seslenerek, Kağan anında bana döndü.

"Neden?" Dediğinde sırıtarak yüzüğü gösterdim, oda sırıttı. Elindeki çırpıcıyı bıraktığında kek yaptığını gördüm, hamurunu hazırlamıştı bile.

"Kek ye en azından, seni sonra bırakırım." Dediğinde kafamla onayladım ve Kağan'ın keki fırına atmasını izledim, süreyide ayarladıktan sonra masanın üzerinde oturan benim bacaklarımın arasına sıkışıverdi. Kıkırdayarak kollarımı boynuna doladım ve kafamıda boynuna soktum.

Kağan eliyle sırtımı sıvazlarken rahatladığımı hissettim.

"Hâlâ inanamıyorum," dedim mırıldanarak.

"Neye?"

"Bana evlenem teklifi ettiğine," dedim suratımda yine ve yine bir sırıtma oluşurken.

"Seninle bir an önce evlenmek isyorum, hatta birkaç ay sonra evleneceğiz." Dediğinde şokla kafamı kaldırdım ve gözlerine baktım.

"Ha?!" Dedim kabaca, Kağan kıkırdadı ve yanağımı işaret parmağıyla yavaş yavaş okşamaya başladı.

"Diyorum ki gelinlik bakmaya başla, iki ay sonra düğün var, ablanında bundan haberi var. Birkaç gün sonra ablanla birlikte gelinlikçiye gideceksiniz." Dediğinde içimi bir heyecan, aynı zamanda da bir korku kaplamıştı.

"Nasıl yetişecek her şey?!" Dedim korkuyla, Kağan yanağımı okşamaya devam etti.

"Korkma bebeğim, yetişeceğine eminim." Dedi ve elini çekti yanağımdan,  stresle gülümsedim. Sebepsizce stres olmuştum.

20 dakika sonra;

Fırın'ın alarmı çaldığında Kağan hemen onu çıplak elle çıkarttı ve birazcık soğuması için tezgaha bıraktı, bıçağı aldı ve dilimlere ayırdı, kendine ve bana bir dilim koyduğunda hemen çatalımı elime aldım ve yemeye başladım, hâlâ tezgâh'ta oturduğum için Kağan tam önüme sandalye çekti ve kuruldu.

İkimizde kekelerimizi bitirdiğimizde Kağan ile dışadı çıktık ve beni hızla sırtına aldı, birkaç saniye içinde ablamların evinde durduğumuzda hemen indim sırtından, aslında kendimde gelebilirdim ama ormandaki kurt uluması benide ürkütmüştü.

"Teşekkürler," dedim ve eve adımladım, fakat Kağan beni bileğimden yakaladı.

"Eve geri gelirken beni ara, sakın tek gelmeye çalışma!" Dedi ve evde bırakfığım telefonumu elime tutuşturdu, ona kafamı salladım ve kapıyı çaldım, ablam kapıyı açtığında elindeki kan torbası bir anda beni vahşileştirdi, istemeden tısladım ve ablama doğru adeta uçtum, ablam çığlık çığlığa elindeki yarım kan torbasını bana verdiğinde karnımı doyurdum ve ablama masum masum bakmaya başladım, açlığı geçmemiş olacak ki gözleri kıpkırmızıydı, Kağan'ın elini bekimde hissediyordum, beni durdurmaya çalışsa bile engelleyememişti.

"Gümüş! Böyle yapacaksan birdaha gelirken haber ver!" Dedi kızgın bir tında.

Uysal bir sesle, "peki," dedim ve Kağan'ı son kez öptüm.

"Sen gidebilirsin sevgilim, ben seni arayacağım." Dediğimde kafasını salladu ve ablama başıyla selam verip gitti, ablama heyrcanla döndüm ve yüzüğümü çığlık atarak gösterdim, oda anında gükmeye başladı.

"BANA EVLENME TEKLİFİ ETTİ!" Diye çığırdım, ablam bu hâlime kıkırdadı.

"Biliyorum." Dediğinde hatırladım ve koluna vurdum.

"Nasıl bana söylemezsin?!" Dedim sinirli bir sesle, ablam suratıma kahkahayı patlattı

"Söyleseydim sürpriz olmazdı ki!" Dediğinde öfledim.

"Emre abim nerde?" Dediğimde suratı düştü.

"Biraz tartıştık, sinirle çıktı gitti." Dediğinde anında U dönüşü yaparak konuyu değiştirdim.

"Sen ne zaman evleniyorsun?" Dedim ve anında dilimi ısırdım, aça aça bu konuyu mu açtın aptal?!

Ablan beklediğimin aksine güldü, "biz evlendik zaten," dedi.

"Çüş!" Dedim şaşkınlıkla.

"Ne ara evkendiniz ya?" Dediğimde boğazını temizledi

"Ben vampir olduğum ilk gün evlendik," dedi ve parmağındaki tek taşı gösterdi, ben bunu bu zamana kadar nasıl fark etmemiştim?

Yüzüğe aval aval baktığımdan olsa gerek açıklama yaptı.

"Yüzüğü görmedin çünkü daha dün aldık, nerden bilebilirdim kavga edeceğimizi?" Dedi üzüntüyle, ne hakkında diye sorsam ağlayacaktı, bu yüzden güldüm ve yanağından öptüm.

"Yüzüğün çok güzelmiş ablacım, Emre abiyi de takma! Elbet barışacaksınız!" Dediğimde iç çekerek, "İnşallah!" dedi.

Bölüm sonu.

𝓥𝓪𝓶𝓹𝓲𝓻𝓵𝓮𝓻'𝓲𝓷  𝓚𝓪𝓻𝓪𝓷𝓵ı𝓴 𝓓ü𝓷𝔂𝓪𝓼ı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin