NESİL DENEYLERİ

86 9 58
                                    

~~~

Küçükken bir özel gücüm olsaydı nasıl
olur diye düşünürdüm. Bence herkes
düşünmüştür. Fakat herkesin bir özel gücü
olsaydı nasıl olurdu? Kimse kimseye muhtaç
mı olmazdı? İnsanlara eğlence mi çıkardı?
Yoksa dengeler mi bozlulurdu? Savaşta
silahların yerini güç mü alırdı? İnsanlar bu
duruma alışabilir miydi? Alışamayanlara ne
olurdu? İnsanların hayali olan özel güç bir
kabus olabilir miydi? Bütün bu soruların
cevapları ancak tek bir şey ile sonlanabilirdi
oda deneydi. Oluşabilecek yeni bir NESİL
DENEYLERİ ile. Fakat bu deneyde fareler,
kurbağalar yoktu bu deneyde insanlar, gençler vardı. Peki onların bundan haberi var mıydı?

°°°

"Bir küçücük Derincik varmış iğneden de pek
çok korkarmış"

"Söyleme şunu ya söyleyemiyorsun zaten pis
peltek"

"Şşt sus geliyor bak iğne Derincik"

Derin Deriin uyan yavrum kabus görüyorsun
kalk kızım. Kulağıma gelen sesler yüzünden
nefes nefese kalmış bir şekilde uyanmış
ve bir an nerede olduğumu idrak etmeye çalışmıştım. Anneannem yanımda endişeli
gözlerle bana bakıyordu. Benim için
korkmuştu fakat ben onun için daha fazla
korkuyordum çünkü o benim geriye kalan
tek ailemdi. Anneanneme sadece bir kabus
oluğunu iyi olduğumu söyleyince azda olsa
rahatlamıştı. "Bugün okulun ilk günü kızım
geç kalma hem bugün dostlarınla kavuşacağın gün değil mi? Dün sayıklayıp duruyordun" diye beni uyardı. Dün gece heyecandan uyutmayan şeyi bir an olsun unutmuştum. Hemen yataktan kalkıp hazırlanmaya başladım. Bugün lise dostlarımla kurduğumuz o aynı üniversite hayalleri gerçek oluyordu. Buket'le zaten aynı üniversitedeydik. Fakat Lale bizden küçük olduğu için bu yıl gelecekti. Aslında zaman nede çabuk geçiyordu. Daha dün gibi hatırlıyorum Lale ile tanıştığımız zamanı, lise yurdunda tanışmıştık. Aynı odada üst ranzamda oturuyordu, bende alt tarafında o bana bisküvi, bende ona çikolata ikram ederek tanışmıştık. O çok sessiz, sakin kendi halinde biriydi, benimde dikkatimi bu çekmişti ve ben onunla konuşmalar açmaya çalışarak arkadaş olmuştuk, zamanlada dost. Fakat Lalenin içine girdiğimde o sessiz sakin kızın içinde bir canavar olduğunu fark ettim. Yaşı küçüktü fakat aklı büyüktü. Buket'le ise pek olumlu bir tanışmamız olmadı o bilmesede lise birde başkanlık seçiminde Buket aday olmuştu, bense ona çok sinir, gıcık olmuştum ve sırf Buket'in inadına bende aday oldum. Şansa o başkan bende başkan yardımcısı oldum. Zamanlada kaynaştık. Fakat Buket Lale'nin tam tersi bir karaktere sahipti enerji dolu, yerinde duramayan, deli dolu biriydi zar zor zapt ederdik. Ben ise ikisinin ortasıydım. Bazen sessiz bazen deli. Ben tam ortaydım ve bu iki zıt karakter ancak orta bir yolla anlaşabilirdi, o yolda bendim. Derin düşüncelerden çıkıp okulun yolunu tuttum. Buket ile buluşacaktık kesin okulun önünde boş boş bekliyordur dakik kiz. Okulun eve yakınlığıyla bir kaç dakika sonra okula varmiştım. Tahmin ettiğim gibi Buket boș boş duvarı inceliyordu. Arkasından yavaş yavaş, sinsice yaklaştım ve boom! "Ay çok korktum Derin. Böyle korkutucu şakalar yapma kalbime iner sonra" Buket günlük uğraşma dozunu tamamlamak için alay etmeye başlamıştı bile. Buket ile oturup sohbete daldıktan bir süre sonra Buket Lale'yi karşı yolda fark etti. Bize doğru geliyordu fakat kaplumbağa hızında. Lale'nin zamanı bizimki ile aynı işlemezdi. Altı yıldır çözememiştik nasıl işlediğini ama bizden geride olduğu kesindi. Lale'nin zaman kavramına göre bizde saat dokuz ise onda altıydı yani ortada bir buluşma varsa Lale'nin gelmesine daha çok vardı. Buket dayanamayıp Lale'ye doğru koştu ve Lale'nin kollarına atladı. Bende bensiz olmaz diyerek koştum ve sarılmaya yani Lale'yi ezmeye başladık. Bu üç dost bir daha ayrılmamak üzere birleşmişti. Sarılırken sevgilim Serkan ve arkadaşı Berke gelmişti. Berke bir yıldır Buket'in peşinden koşuyor fakat Buket asla yüz vermiyor aksine kendinen soğutmaya çalışıyordu çünkü o hiç aşık olmamıştı ve ilk aşkı aynı zamanda da sonu olmalıydı. Buket bu kişinin Berke olmadığına emindi. Lale'yi Serkan ve Berke ile tanıştırdım. Gerçi o dedikodulardan biliyordu ama zaten bu tanıştırma Serkan ve Berke içindi. Tanışma faslı bitince sınıflara gitmek üzere ayrıldık Serkan Berke ben ve Buket iç mimarlık okuyorduk. Lale ise veterinerlik okuyorudu. Lale'yi kendi sınıfına bıraktıktan sonra Buket ile beraber Serkan ve Berke'nin arkasından sınıfa girdik. Gözüme direkt Özlem ve Gizem çarptı. Özlem sevgilime selam vermişti, Gizem'de Berke'ye. Buket ile bu ikisine zaten gıcıktık, geçen yıldan beri düşmanlık vardı. Benimki Serkan'dan dolayıydı Buket'inki ise benden dolayı. Serkan'ı çok kıskanıyorum çünkü onu çok seviyorum. Onun için bu üniversiteye gelmiş anneannemide buraya taşınmak için ikna etmiştim. Buket zaten İstanbul'daydı fakat oda bu üniversiteye benim için gelmişti. Hocanın sınıfa gelmesiyle düşüncelerden sıyrılıp yerime oturdum. Resmen yeni dönemi, yeni dostlukları, yeni maceraları açmıştık. Ders bitince kantine gidip Lale'yi beklemeye başladık bugün ilk günüydü yanında olmamiz lazımdı. Buket ile Lale'yi beklerken ilk gün dedikodusu yapıyorduk. Lale koşarak ve kızlaar diye bağırarak yanımıza geliyordu. Buket oflayarak "aha kesin bir bok yedi". Buket'in doğru tespitiyle güldüm. Lale nefes nefese
kalmiş bir şekilde oturdu ve biz sormadan
anlatmaya başladı. "Kızlar ben aşık oldum.."
Lale'nin cümlesi ile masada kısa bir sessizlik
oluştu. Buket "işte dedim ben, iyi bok yedin
salak" diyerek çıkıştı. Yarına geçer Lale sen
her gün başka birine aşık oluyorsun diyerek
önemesemedim. Lale kafasını olumsuz
anlamda sallayarak heyecanlı bir şekilde
"hayır bu sefer başka bu kez gerçekten aşık
oldum. O kahve kahve gözlerine bir bakışta
vuruldum" Lale galiba bu sefer gerçekten așık olmuştu. Onu hiç böyle heyecanlı, gözlerinin içi gülen bir şekilde görmemiştim. Lale ara bitene kadar çocuktan bahsedip durdu. Bizim dinleme mesaiside başlamıştı. Sıra arkadaşı Eren'e aşık olmuştu. Umarım bu sefer karşılığınıda alırdı. Lale, Buket ile beraber okulun ardından akşama kadar vakit geçirmiş yılların acısını çıkarmıştık. Günün sonunda kahkahalarla birlikte yol ayrımına geldik. Lale ile Buket yurda ben ise eve gitmek üzere ayrıldık. Yavaş adımlarla eve giderken bugün yollar ayrı bir uzun ve karanlık gelmişti. Eve geldiğimde anneanneme seslemdim fakat ses yoktu. Sanırım yine komşuya gitti. Bende uyumak üzere odama çıktım ama önce kendimi duşa attım. Yorgunluğu üzerimden atarcasına sular bedenimden süzülüyordu. Biraz daha suyun altında kaldıktan sonra kendimi yatağa attım. Fakat yatmamla kalkmam bir olmuştu. Sırtıma bir şey batmıştı. Yorganı kaldırıp baktığımda ise bir taşa sarılı kağıt vardı. Kağıdı yavaş bir şekilde açtığimda ise "HAZIRLAN" yaziyordu. Neydi şimdi bu şaka mı? kim nasıl benim odama giripte bunu yatağıma koymaya cesaret ederdi. Anneannem görmüş müdür acaba? Oda evde yok bir şey olmamıştır umarım. Yok ya olmamıştır. Normal hali onun. Lisede
olsak Buket yaptı derdim. Fakat bütün gün
beraberdik. Buket şaka yapardı ama bu onu
bile așardı. Bu kağıtta resmen tehtit vardı.
Yani herhalde hazırlandan bahsettiği piknik
değildi. Peki ney- ben daha lafımı bitirmeden
pencereden fazla gürültülü bir ses geldi. Bir
şey atılmıştı. Onümde yine bir taşa sarılı
kağıt vardı. Ben daha yeni olayın șokunu
atlatamamışken birde bu çıktı. Yavaşça
pencereye yaklaştım ve aşağıya doğru baktım fakat ne ses vardı nede birileri. Arkama dönüp kağıdı elime aldım bu sefer korku vücuduma yayılmiş ve ellerimi ayaklarımı titretmeye yetmişti. Kağıdı açmaya cesaretim kalmamışti. Aslında korkak birisi değildim ama bu sefer başkaydı, bambaşka. Kağıdı yavaş hareketlerle açtım ve yazıyı okumaya başladım. Gördüğüm Şey hiç hoşuma gitmemişti hemde hiç...

NESİL DENEYLERİ Where stories live. Discover now