Bölüm-6

83 6 4
                                    

Aman Tanrım! Ne oluyor burada!!!

Rutka gözlerine inanamıyordu. Şaşkın ve korku dolu bakışlarını etrafta gezdirip duruyordu. Dünyadaki bütün insanlar buradaydı sanki. Her yer insan kaynıyordu adeta. Bu insanların burda ne işi vardı? Ve bu insanların hepsi neden yaşlıydı? Tıpkı kendisi gibi!...

Ertan, Sara hanım ile odasına doğru yürümeye başladı.
İnsanların sağlık durumlarının nasıl olduğu, hâlâ hazır olmayan var ise ona göre tedbirler almaları gerektiğinden konuştular. Rutkayı merak etmişti Ertan. Acaba ne tepki verecekti, olanları bilhasa olacakları öğrenince.
Ertan ile Sara odasının önüne varmışlardı ki, arkalarından gelen bir sesle ikisi de arkasına döndü.

-Ertan bey.

-Buyurun benim, siz kimsiniz?

-Ben kazı ekibinizden Ziya AZAR.

-Memnun oldum Ziya bey. Buyurun ne istemiştiniz.

-Efendim sizi bir konu da bilgilendirmek için görevlendirildim. Rutka DURU ile ilgili size söylemem gereken bir şey var.

-Anladım.

Sara 'ya dönerek;

-Sara hanım siz son kontrollere ilgilenin sonra da bana rapor verin. Dedi.

Ardından kendisini bekleyen Ziya bey'e;

-Ziya bey buyrun, odama geçelim. Koridorda konuşmamız doğru olmaz.

Odaya geçen Ertan masasına geçti. Kendisinin ardından içeri geçen Ziya ise masanın karşısındaki koltuklardan birine oturdu.
Ertan masasındaki bir kaç dosyayı el çabukluğuyla toplayıp çekmeceye kaldırdı. Karşısında oturan Ziya 'ya dönüp;

-Buyrun, sizi dinliyorum Ziya bey. Dedi.

-Efendim az önce de kendimi tanıttığım üzre kazı ekibinizdeki görevlilerden biriyim. Kazı çalışmalarımızda bir takım şeyler bulduk. Sizi bilgilendirmek üzre kuruma gönderildim.

-Nedir bulduklarınız?

-Mezardan en son çıkarılan Rutka DURU 'nun; mezarının içinden bir fotoğraf bulduk efendim. Dahası bu fotoğraf ilk kazı işlemlerimiz sırasında yoktu. Sonradan çıktı ortaya.

-Nerede şimdi bu fotoğraf?

Cebinden çıkardığı fotoğrafı Ertan'a uzatan Ziya;

-Buyurun efendim, işte bahsettiğim fotoğraf.

-Pekâlâ Ziya bey. Bilgilendirme için teşekkür ederim. Şimdi işinizin başına dönebilirsiniz. Ben bu konu ile ilgileneceğim. Ve ayrıca burada konuştuğumuz her şey aramızda kalacak.

-Tabi efendim. Siz nasıl uygun görürseniz.

Ziya kalkıp Ertan 'ın elini sıktıktan sonra odadan çıkıp gitti.
Ertan, Ziya 'nın getirdiği fotoğrafı incelemeye başladı.
Epeyce yıpranmış bir fotograftı. Genç bir bayan ve yanında bir erkek vardı. Samimi bir şekilde sarılmış, poz vermişlerdi. Maalesefki yüzleri tam olarak anlaşılmıyordu.
Peki ya bu fotoğraf Rutkaya mı aitti? Fotoğraftaki bayan Rutka olabilir miydi? Ertan yine türlü sorularla düşüncelere dalmıştı. Fotoğrafı netleştirmek ve de düzeltmek için görevlilerden birini çağırdı. Bu işin gizli olması gerektiğini de iyice vurguladı.

Az önce çekmeceye kaldırdığı dosyaları tekrar çıkarıp masanın üzerine koydu. Aralarından Rutka'nın bilgilerinin olduğu dosyayı eline aldı. Rutka'nın dosyasına neredeyse her gün bakıyordu. Aynı bilgiler, aynı çıkarımlar ama yine de bakıyordu... Bu kadında kendisini çeken ne vardı? Neden diğer insanlar gibi hafızası tam olarak silinmemişti ki? Önceki hayatını hatırlamasının bu fotoğrafla bir ilgisi olabilir miydi?....

Kapımın tıklanmasıyla uykuya dalmış olduğumu anladım. İçeri yine o; uzun, siyah saçlı bayan gelmişti. Gülümseyerek yanıma geldi.

-Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Rutka hanım?

-Halsiz ve yorgun ama yine de iyiyim. Artık burada neler döndüğünü açıklayacak mısınız?

-Evet Rutka hanım. Buyurun, sizi açıklamanın yapılacağı yere götürmek için geldim.

-Ahh sonunda. Haydi gidelim.

Sara hanım Rutka 'nın koluna girdi birlikte odadan çıktılar. Uzun bir koridoru geçtikten sonra asansöre binip en alt kata indiler. Rutka asansörün kat sayılarına bakınca binanın ne kadar büyük olduğuna şaşırdı. Eksi katlarla birlikte toplamda 110 katı olan bir binaydı. Burayı başlarda bir hastane sanmıştı Rutka ama sonrasında koridora bakan penceresinden gördüğü kadarıyla, önünden geçen insanlar pekte doktorlara veya hasta bakıcılarına benzemiyordu. Burada neler döndüğünü hakkında iyice meraklanmıştı yine.
Yaklaşık 15 dakikanın ardından açılan asansör kapısından indiler ikisi de. Rutka uzun zamandır yürümediğini, bacaklarının onu kaldıracak güçte bile olmadığını yeni yeni farkına varmaya başlamıştı. Rutka'nın adımlarının iyice yavaşladığını farkeden Sara:

-Az kaldı efendim, birazdan gideceğimiz yere bir araç ile devam edicez. Yorulduysanız aracı buraya getirmelerini isteyebilirim?

-Hayır, devam edelim. Sorun yok.

-Pekâlâ. Ama lütfen kendinizi iyi hissetmediğinizde bana söyleyin.

Sara tekrar Rutka'nın koluna girdi ama bu sefer belinden de destekledi bir diğer koluyla. Yürümeye devam ettiler ağır adımlarla.
Binadan çıkmışlardı. Epeyce uzun bir yolda yürüyorlardı. Yolun etrafı sıra sıra ağaçlarla kaplıydı, sanki gizli bir yoldu yürüdükleri yol.
Bağırsa kimsecikler duymayacak, ölse kimsecikler görmeyecek. Rutka bunları düşünürken karşılarında bir araç belirmişti. Ne ara gelmişti önlerine farketmemişti. Sara arabadan inen ve de arka kapıyı onlar için açan şoföre gülümseyip baş selamı verdi.

-Buyurun Rutka hanım, dedi arabanın kapısını açan şoför.

Rutka önce Sara 'ya ardından Şoföre baktıktan sonra tereddütlü bir şekilde araca bindi.
Cam kenarına geçip oturdu.
Rutka, gidecekleri yere kadar tek kelime bile etmemeye karar verdi. Ki zaten yürüyüş, cılız ve zayıf bacaklarını da bedenini de yorgun düşürmüştü.
Ardından arabaya binip yanına oturan Sara.
Şoföre ;

-Devam edebiliriz, dedi.

Ve yürüyüşün ardından yola araba ile devam ettiler.
Nereye gideceğini, neler ile karşılaşacağını bilmeyen Rutka içten içe korkuyordu....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 20, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GELECEK PEKİ GELECEK Mİ ¿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin