Bölüm-1

210 45 41
                                    

-Hayatım uyan artık geç kalıcaz bak!

-Immmhh tamam beş dakka daha...

-Sevgilim zaten sıra bize anca ulaştı. Hadi ama! geç kalmak istemiyorum, kalkıp hazırlan lütfen.

-Kalktııımm peki.

Kendine bile gelememiş eşine kıyasla
Rutka çok heyecanlıydı. Sabah erkenden kalkmış, giyinip süslenmişti. Bu gün çok özel bi gündü, sonunda çocuk sahibi olacaklardı.

Kendisi 53 eşi Uzay ise 57 yaşındaydı. Aileleri sadece birbirlerinden oluşuyordu. Işte bu yüzden evlendikten 2 yıl sonra çocuk sahibi olmaya karar vermişlerdi. Karar alıp başvuruda bulunsalarda çocuk sahibi olmak için epeyce beklemeleri gerekiyordu.  Bu karardan bir iki yıl sonra ancak sıra kendilerine gelmişti. Zira dünyada onlardan önce başvuran milyonlarca insan vardı. Bu bekleme süresince Uzay 'ın pek hevesi kalmamıştı. Rutka ise verilen tarih için gün sayıyordu.
Nihayet hazırlanıp evden çıktılar. Arabaya doğru hızlı adımlarla gidip binen Rutka'yı izleyen Uzay, pek keyifli görünmüyordu. Bekleme süresinin uzun olması aldıkları karara olan heyacanını epeyce çürütmüştü.  Bu halini eşine yansıtmak istemeyen Uzay daha fazla Rutka'yı bekletmemek adına eşinin arkasından yürüyüp arabaya bindi. Arabayı çalıştırıp yolda dinleyebilecekleri bir müzik için radyoyu kurcalamaya başladı. Güzel bir parça açtı ve ardından camları indirdi. Yola koyulan Uzay ve Rutka, hayatlarındaki bu yeniliğe ilk adımlarını atmaktaydılar.
Her ne kadar Uzay'ın hevesi kalmamış olsa da eşi Rutka'nın heyecanlı halleri onu neşelendiriyordu. Onun üzülmesi Uzay'ın en son isteyeceği şey bile değildi. Rutka onun için çok ama çok değerliydi ve onu üzecek herhangi bir şey olmasını istemiyordu. Buna kendisi sebep olsa bile.
Daha fazla kafasını meşgul etmemek için kendisini müziğin ritmine bırakmaya karar verdi. Yol boyunca her ikisi de müziğe keyifli bir şekilde eşlik ettiler.
Kısa süren yolculuklarının ardından sonunda mezarlığın önüne geldiler. Rutka sabırsızlığını ve heyecanını gizlemeden  arabadan atlarcasına indi. Uzay'ı beklemeyi bile düşünmemişti. Bu çocuk meselesi onun için çok önemliydi. Bir an önce çocuklarına kavuşup ailesini tamamlamak istiyordu. Arabadan iner inmez koşar adımlarla görevlilerin yanına doğru gitti. Acele içinde  yürüyor olmasından önündeki küçük çukuru fark edemeyen Rutka, ayağı takılıp düşecek gibi oldu ki neyseki ardından gelen Uzay, onu belinden kavrayıp düşmesine engel oldu. Rutka mahçup bir şekilde kocasına baktı.
Yarım bir gülümsemeyle karşılık veren Uzay;
- Çocuğumuzu buruk bir ayak ile karşılamak istemiyorsan daha sakin kalmayı deneyebilirsin! :')" dedi.

Yüzünü asan Rutka homurdanarak;

-Pekiiii" diye cevapladı.

Rutka ile Uzay birlikte yürümeye devam edip görevlilerin yanına vardılar. Uzay birinin elini sıkıp selam verdi Rutka'nın yanından biraz uzaklaşıp konuşmaya başladılar. Rutka ise açılıcak mezarın önüne gitti. Gözlerini açılıcak olan mezara dikti. Kafasından onlarca soru geçiyordu. Eşi ile görevlilerin konuşmalarının bitmesini beklerken sabredemeyip voltalar atmaya başladı. Yürürken ise kendi kendine söylenmeye başladı;
Ne bekliyorlardı ki hâlâ! Bir an önce çocuğumuzu çıkarsınlar.
Acaba kız mı yoksa erkek mi olucaktı? Kaç yaşında olucaktı?..
Aklında bir sürü soru vardı.
Uzay'ın görevlilerle olan konuşması bitmişti. Mezarın başında  volta atan eşini görünce, yanına geldi ve belinden sarıldı.

-Tamam hayatım, lütfen biraz sakinleş birazdan evladımızı çıkaracaklar.

-Neredeyse iki yıldır bugünü bekliyorum, biliyorsun. Nasıl sakin olayım!? Heyecandan yerimde bile  duramıyorum.

Bu tatlı haline karşı koyamayıp yanağına bir buse kondurarak karşılık verdi. Ardından yüzündeki gülümsemeyi soldurmadan;

-Evet onu görebiliyorum ama seninde dediğin gibi çok bekledik ve az kaldı. Artık bizimde bir çocuğumuz olucak. Endişe etmene gerek kalmadı sevgilim. Senden rica ediyorum, biraz daha sabırlı ol.

Görevliler kazmaya başladılar mezarı, Rutka ve Uzay ise gözlerini mezara dikmiş içinden çıkacak evlatlarını bekliyorlardı. Kazma işlemi bitti görevlilerden biri kollarından biri ise ayaklarından tutup koca bedeni çıkarıp bir sedyeye koydular. Rutka çıkan bedeni görmek istesede görevliler müsaade etmedi, çünkü onu alıp temizlenmesi ve kontrollerinin yapılması üzre kendi kurumlarına götürmeleri gerekiyordu. Rutka göz yaşlarına hakim olamıyordu. Uzay bunun sevinç gözyaşları olduğunu bildiğinden bir şey söylemedi. Usulca dudaklarını dudaklarına değdirdi. Hâlâ onu her öpüşünde kızaran yanaklarını hayranlıkla izlerken gülümsemesine engel olamadı.

-Bizde gidelim Uzay! Hadi hemen biran önce bize versinler çocuğumuzu.

-Hayatım anlıyorum heyecanını ve sabredemediğini ama biraz daha bekleyelim bize haber vericekler. O zaman gidip alıcaz evladımızı. Hadi artık eve dönme vakti...

GELECEK PEKİ GELECEK Mİ ¿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin