'21 : Beni kendine alıştırdın.

En başından başla
                                    

"Ne bakıyorsun lan öcü mü gördün? Sana burada ne işin var dedim? Siktir git pezevenk."

Ağzından çıkan sözler bile doğru düzgün çıkmıyordu. Ayakta bile zor dururken bir kaç şeyi devirse de duruşundan ödün vermediğini göstermek için tepeden bakmaya çalışıyordu. "Sana diyorum lan? Ne dikiliyorsun? Hadi ikile." Bir şey dememekte ısrarcı olan ben, onu durdurmak için avuç içlerimi sıktım. Yıllarca biriken öfkemi yüzümde patlatmak için hazır olurken boğazımı tuttu elleri.

"Babaya vuracaksın ha? Puşt seni.." Boğazımdaki eli gittikçe sıklaşırken dolan gözlerimden boşanan yaşlar durmaksızın akarken elini ittirmek için güç uygulasamda etki etmiyordu. "Ha? Bu izler de ne?"

Boynumdaki izleri görünce gözleri daha çok açıldı. Siniri kat be kat artarken ona kurban oluşum, beni yalvartmaya itiyordu. "Bırak.. Lütfen. Acıyor." Güçlükle de olsa çıkan sözlerim ona etki etmedi. "Ne ki benden istediğin?" Dedim gözlerine ağlayarak bakarken. Öfkesini bana yeterince hissettirmişti. Bugünde yılların öfkesini gösteriyordu. Daha çok sıktı boğazımı. Bana yaklaşırken yüzüne bakmamakla ısrarcı olduğumdan çenemi sertçe kavrayıp sağa çevirdi.

"Gece götünü siktirirken acımadı da şimdi mi acıdı? İbne. Senin ibne olduğuna görsem de inanmazdım diyordum ama kızlardan bile güzel vücudunun olduğunu hep birilerinden işitmiştim. Orospu. Kime verdin lan? Söyle. Para mı alıyorsun yoksa?"

"Bana verdi."

Tanıdık olduğum o sesi işitirken az sonra kopacak olan kıyameti tahmin edebiliyordum. Kaslı vücudu ortalıkta dururken, altına geçirdiği rastgele bir eşofman ve elinde bir silah. Sinirden köpüren bir Lord. Baba demek istemediğim adam onu baştan aşağı süzdükten sonra bana döndü. "İyi lan iyi! Güzel bir yere taş atmışsın! Ne kadar veriyor? Söyle. Hiç bedenini bu tür şeyler için kullanacağını düşünmezdim. Bilseydim önceden yapardım. Puşta bak!"

Boğazımdaki eli gevşediğinden artık rahat hareket edebilecek durumda olsam bile kaçmaya yeltenirsem bana yeniden saldırabilirdi. O yüzden kıpırdamadım. Taehyung'un elindeki silahı sıkı sıkı kavrayışı gözümden kaçmadı. Bir şey yapacak diye ödüm koparken yerinde durmaya devam ediyordu. "Bakışlara bak. Orospuna laf ettim diye mi böyle oldu-"

Tahmin ettiğim gibi.

Öfkelenen suratı görüşüm sadece bir saniye sürdü. Daha sonra zaten babamın üzerine atlamasıyla ikisi birlikte yere kapaklanırken elindeki paralarda havaya uçmuştu. Kopan gümbürtüyle sağa doğru çekilirken benden iri olan bir bedene çarpınca kafamı kaldırdım. "Caesar?" Adını doğru söylediğimden kafasını salladı. "İyi misin?" Karşımda dönen kavgayı görmezden gelişi beni daha çok sinir etti. "Durdursan mı onu? Çünkü ölecek o.."

Taehyung hiç yorulmadan yumruklarını geçiriyordu kırışmış, yaşlı surata. Sarhoşluğun etkisiyle kendini savunmayan babama bağırarak bir şeyler söylüyordu. "Sen hangi hakla benim olana böyle şeyler dersin? Sikik!" Caesar usulca bana yaklaşıp,  benim endişelenmemi söylese de babamın ellerinden kurtulmaya çalışması beni gram üzmüyordu. Sadece kardeşimin emekleriyle yaptırdığı güzel güzel odası mahvolmuştu.

"Taehyung yeter." Dedim. Sesimi duyunca yumrukları son buldu. Arkasına dönmeden babamın üzerinde oturuyordu. Elinin üstüne baktığımda kanıyordu ve morarmıştı. Fazla sert vurduğundan kendisini de yaralamıştı. Nefes nefese kalırken yerde yatan hareketsiz bedene eğildi. Benimde duyacağım şekilde, o korkunç fısıldamasını babamın kulağına eğilerek hissettirdi ona.

"Bana bak köpek. Bir daha ona dokunursan, ona iğrenç ithamlarda bulunursan seni basit bir şekilde öldürmem. Aksine sana hayatında görmediğin işkenceyi edip seni yalvartırım. Duydun mu beni lan!"

drug lordHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin