11.'Üç Randevu.'

7K 963 505
                                    


Yorum yapsanıza ya okur eğlenirim falan

***

Jisung kolunun üzerinde uyuklarken omzundan hafifçe dürtüldüğünü hissetti. Gözlerini açmayı reddederken bu sefer omzunun daha sert dürtüldüğünü hissetti ve acıyla aniden doğruldu.

"Ahh kolum delindi Jeongin." yüzünü buruştup eliyle kolunu tutarken konuşmuştu Jisung.

"Çok pardon ya. Seni göreceğin beşinci rüyadan falan uyandırdım galiba. İki derstir uyuyorsun geberdin falan sandım da."

Jisung oturduğu yerde belini esnetti ve boş amfiye baktı. Ders ne ara bitmişti sahi?

"Evet, esnemeni de izlediğime göre artık tam bir belgeselde hissediyorum. Sincap günlük uykusunu aldı daha sonra uyanıp kendine geldi ve şimdi de yemek aramaya gidecek galiba."

Jisung, Jeongin'i söylediklerine gülerken eşyalarını toplamaya başladı ve Jeongin'e hitaben konuştu. "Tam olarak ne yesem diye düşünüyordum ben de. Acaba bugün de meşe palamutu mu yesem yoksa bir farklılık yapıp ceviz falan mı yesem?"

"Faklı bir alternatif olarak dayak yemek istemiyorsan hızlı yürü de yemekhane sırasına yetişelim. Haebom kantinde bekliyor bizi."

Jisung gülerek başıyla onayladı ve Jeongin'le kantine doğru yola çıktılar.

Jisung çubuklarıyla tam pişmemiş erişteyi karıştırırken yüzünü buruşturdu. "Kesinlikle meşe palamutunu bu şeye tercih ederdim."

Jeongin dudaklarını büzüp başıyla onayladı. "Kendimi yumuşamış bir tahta yiyor gibi hissediyorum."

Haebom güldü ve yemeği gösterdi. "Bu şey yurttaki yemeklerden bile daha kötü."

Jeongin Jisung'a döndü, "Jisung bugün Haebom'la senin çalıştığın bara gelmeyi düşünüyoruz. Bir şeyler içecektik sonra aklıma senin çalıştığın yere gitmek geldi."

Jisung gülümsedi. "Asıl benim sizi davet etmem gerekiyordu. Kaç gibi gelirsiniz?"

Haebom cevapladı. "Tam saati belirlemedik akşam gelmeyi düşünüyoruz. Uygun mu?"

Jisung başını onaylarcasına salladı. "Tabii ki. Size harika bir kokteyl yapacağım."

Haebom gülümsedi ve yemeklerini yemeye devam ettiler.

***

Jisung diğer müşterilere İçkisini vermekle meşgulken bir yandan arkadaşlarının içkilerini beğenip beğenmediklerini kontrol ediyordu.

İlgilenecek bir müşteri kalmadığında Haebom'la jeongin'in tam önündeki tezgahta durarak sordu. "Ee beğendiniz mi?"

Haebom hızla başını salladı. "İçki içmeyi pek sevmem ama gerçekten çok hafifti. Bayıldım."

Jisung sevimlice gülümsedi. "Bitirdiğinde sana daha farklı bir tane yapacağım. Bunu sevdiysen onu da çok seveceksin."

Haebom başıyla onayladı ve sordu. "Ne zaman ara veriyorsun? Bizimle biraz otursana."

Jisung kolundaki saate baktı ve cevapladı. "Onbeş dakika sonra size katılırım. Şimdi biraz işim var siz keyfinize bakın."

Jisung birkaç müşteriyle ilgilendikten ve yıkanan bardakları silerek rafa yerleştirdikten sonra mola saatinin geldiğini görmüştü. Üzerindeki önlüğün iplerini çözerek tezgahın altındaki bölmeye bıraktı ve tezgahı moladan dönen Eunsung'a bırakarak arkadaşlarının yanına adımlamaya başladı.

Haebom'un yanındaki boş sandalyeye oturmak üzereyken barın açılan kapısından içeri giren arkadaş grubuna takıldı gözleri. Önde Changbin ve arkasında Hyunjin ile Minho barın geniş kapısından girmişti. Jisung'un gözleri direkt kendisini arayan gözlerle buluştu ve bakışlarını kaçırdıktan sonra Haebom'un yanına oturdu. Evinde kaldığı günün üzerinden birkaç gün geçmişti.

soul' minsungWhere stories live. Discover now