dt - 5

244 31 1
                                    

üzgünüm ama yazmak icin hic motive olamiyorum, yorum yok

______

"Jennie, şey

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Jennie, şey... annen bugün beni aradı."

Lalisa ve Jimin'le beraber Han nehrinin kıyısında küçük bir kafede oturuyorduk. Geldiğimizden beri ikisi de çok gergin görünüyordu ama nedenini nasılsa anlatırlar diye düşünüp sormamıştım. Şimdiyse Lalisa, yıllardır görüşmediğim, haber almadığım, yaşayıp yaşamadığını bile bilmediğim "annemin" onu aradığını söylüyordu.

"Beni de aradı. Ama seni arayacağını bilmiyordum."

"Bir dakika... Seni ne zaman aradı ki?"

Jimin söyleyip söylememek arasında gidip geliyor gibiydi. Bense daha tek kelime edecek gücü kendimde bulamamıştım.

"Bir...bir hafta oluyor herhalde."

"Bir haftadır saklıyorsun yani bunu benden ha?"

Sakinleşmeye çalışarak yavaşça gözlerimi yumdum. Bu onları korkutmuş olacak ki konuşmayı kestiler. Ardından yine yavaşça açıp ellerimi masada, önümde birleştirdim. Onların bir suçu yoktu. Anlaşılan sadece bana söylemeye çekinmişlerdi.

"Ben bir şey sormak istemiyorum. Siz baştan sona anlatın en iyisi."

Lalisa konuşan ilk kişiydi. "Bu sabah marketten eve dönerken aradı beni. Jennie nasıl, neler yapıyor gibi sorular sordu. "

"Dur dur dur... siz annemle daha önce hiç tanışmadınız ki? Nasıl olabiliyor bu? Seni tanıması imkansız öyle değil mi?"

Jimin lafa atladı. "Demek ki seni araştırıyor Jennie. Belki de takip ettiriyor. Sana yaşattıklarından sonra nasıl hala-"

Boğazını temizledi. "Neyse."

Jimin'i uzun zamandır ilk defa böyle ciddi görüyorum. Annemin gittiği dönem benim için çok zorlu geçmişti, henüz çocuktum. Ama Jimin'in bana her zaman destek çıktığını çok iyi hatırlıyorum. O olmasa, ben o dönemi kesinlikle çok daha sancılı atlatırdım. Her anlamda yanımda oldu. Eski konuları konuşmak hoşumuza pek gitmese de bu konudaki minnetimi ona her zaman belirtiyordum. Benim için şüphesiz en değerli insanlardandı.

"Evet anneni tanımıyorum, sadece senin anlattığın kadarıyla biliyorum ve bu konu hepimizin; özellikle de senin canını sıktığını biliyoruz. Kısaca neler yaptığını, nasıl yaşadığını, ne halde olduğunu merak etmiş. O anın şaşkınlığıyla beni nereden ve nasıl tanıdığını soramadım tabii ki."

"Bana da aynı şeyleri sordu. Ona aradığı numaradan ulaşabileceğimizi söyledi ve eğer istersen..."

"Ne isteyebilirim ki ben ondan?"

"İstersen yanına gelebileceğini söyledi bana. Yanında olmak istiyormuş."

Ağzımdan histerik bir gülüş kaçtı. Değil beni, arkadaşlarımı arama cesaretini, yüzünü nereden buluyordu hayret edilesiydi.

double take - taennieWhere stories live. Discover now