"İşim uzun sürdü Avin gelecektim gerçekten özür dilerim sen ayrılmışsın erkenden bir şey olmadı değil mi?" Avin göz ucuyla Marana bakıp anında yola dönerek telefondaki adama cevap verdi..

"Hayır sadece benamusun biri canımı sıktı." Maranın ağzı bir karış açık kalırken sinirden sırıtmaya başladı..

"O kim?" Diye soran adamla Avin gülmemek için dudaklarını ısırdı. Şimdi gülse bile sinirden gülecekti çünkü sinir sistemi bozulmuştu Maran sağolsun...

"Behran biz sonra konuşalım mı şu an arabadayım." Karşı tarafın cevabını aldıktan sonra telefonu kapatıp kucağına indirdi. Tek kelime etmeden başını cama yaslayarak bakışlarını dışarı çevirdi.

Maran tek kaşını havalandırıp sessizliğe gömülen kadına döndü.. "Ne diyor o piç." Daha fazla küfür etmezse rahat edemezdi..

"Piç mi?" Diyerek başını camdan kaldırıp Marana döndü surat ifadesi değişti. "Sen doğru konuşsana ağzın yine bozulmuş."

"Dua et sikmiyorum onu da o barış itini de."

Avin sinirden şuh bir kahkaha attı. Bu adam insanın sinir sistemiyle oynuyordu.. Gerçekten iflah olmayacak bir adamdı..

"Maran küfür etmeyi kes." Uyarısını yapmasına rağmen Maran hiç dikkate almadı. Zira o iki adamı da gördüğü yerde başlarına bir şeyler getirecekti.. Hele de o Barış itini..

"Küfür ettiriyorlar ama o pezevenk senin bacağına dokunacakt-" Öfkesine yenik düşen adam ne dediğininde farkında değildi. Bariz şu an kıskandığını itiraf etmişti..

Yüz ifadesi değişmiş yüzü kıpkırmızı olmuş anlındaki damarlar belirginleşmişti göğsü ise aldığı sert soluklarla kabarıp duruyordu..

"Maran sen cidden iyi misin?" Göğsü sinirden kalkıp inen adamın nefes alış verişleri de dengesizdi o görüntü gözlerinin önüne geldikçe dişlerini kıracak derece de sıkıyordu ve farkında olmadan gaza yükleniyordu..

"Allah kahretsin ki iyiyim hatta o kadar iyiyim ki." Duraksadı derin bir nefes almaya çalıştı bu durumda arabayı biraz daha böyle kullanmaya devam ederse gidecekleri yer Ronavın yanı değil toprağın altı olacaktı.

Hızlanan araba ile Avin'nin bakışlarına korku yerleşirken arabayı süren adamın ifadesi ise gram değişmiyordu..

"Maran biraz yavaşla." Korkuyla yutkunarak titreyen göz bebeklerini adama çevirdi.. "Maran sana diyorum şu arabayı yavaş sür ikimizde gebereceğiz."

"Oğlumuz olmasaydı keşke gebersek  diyecektim." Gür sesiyle bağırdıktan sonra yavaşça arabayı dengeledi Avin gözlerini anlık kapatıp açarak derin bir soluk verdi dudakları arasında.. 

Bu adama kıskançlık asla yakışmıyordu kendini kaybediyordu adeta...

Avin konuşmak istediği  anda kendine gelip sustu konuşmamaları dahi iyiydi zira araba da biraz daha bu konuşma devam ederse olacakları az çok tahmin edebiliyordu oğlu varken ölmek gibi bir niyeti yoktu...

Maran sakin olmak adına derin nefesler alıp veriyor düşmemeye çalışıyordu. Neden bu kadar kıskanmıştı neden böyle bir aptallık yapmıştı ki?

Atan kalbine lanetler okudu Avin diye can atıyordu adeta. Kızgınlığını bir tarafa atmış sanki olan biten her şeyi unutmuş gibiydi..

Söküp atabilseydi bir dakika durmaz o et parçasını söküp atardı..

Sessizlik  ortamda hüküm sürerken araba yavaşça evin önünde duraksamış ikisi sessiz bir şekilde arabadan inmişti.. Maran bir kaç saniye başını zifiri karanlık olan gökyüzüne kaldırdı içindeki sıkıntıyı dışa vurarak kapıdan içeri giren kadını takip etti..

DİLVAN Where stories live. Discover now