"Yalan değil!" Diye bağırarak ayağa kalktı. "Yalan değil. Annen beni hiç sevmedi!"

"Sus!" Dedim. Gözlerim dolmuştu. Annem hakkında konuşmaya hakkı yoktu. Tek kelime etmeye bile hakkı yoktu.

Şimdi annem yanımda değilse onun yüzündendi. Her şeyin suçlusu oydu ama kimse bunu kabul etmiyordu. Herkes yaptığı hataları yok saymıştı. Ama ben saymayacaktım. Ben babamı asla affetmeyecektim.

"Yüzüme bile bakmazdı eve geldiğimde, her gece kavga, her gece bağırış! Mutlu muydum sanıyorsun sen?"

"Sus, sus!"

"Beni iten annendi!"

Yaptıklarını böyle savunamazdı. Kendi suçunu annemin üzerine atamazdı.

Göz yaşlarım akmaya başlayınca ellerimi kulaklarıma kapattım. Söyleyeceği hiç bir şeyi duymak istemiyordum.

"Ben mutlu olmak istedim tamam mı? Mutlu bir aile istedim. Annen de en az benim kadar suçluydu."

"Sus!" Diye bağırdım bütün gücümle. Boğazım acımıştı ama umursamadım.

"Yıllardır beni suçluyorsun. Tek suçlu ben değilim."

Ellerimi indirdim. "Tek suçlu sensin." Dedim. "Benim ne suçum vardı? Gelmiş bana kendini savunuyorsun, benim ne suçum vardı?"

Cevap vermedi.
Veremezdi.

O sanıyordu ki ben onu sadece annemi aldattığı için suçluyorum.

"Madem mutlu değildin ben niye varım?" Diye sordum.

Yıllarca sordum kendime bu soruyu. Madem annem ve babam birbirini sevmiyordu. Ben neden doğmuştum? Madem mutlu bir aile veremeyeceklerdi neden çocuk sahibi olmuşlardı?

Ben kendimi bile suçlayamadım. Benim yüzümden, benden sonra bile diyemedim hiç bir zaman. Çünkü benden sonra değildi.

"Senin kızın benden 4 ay büyük!" Dedim. Sesim o kadar kötü çıkmıştı ben bile üzülmüştüm kendime. Zaten bana bir ben üzülüyordum. "Madem mutlu değildin, ayrılsaydın. Sen benim annemi öldürdün! Beni de sevmedin."

"Ahsen ben seni çok seviyorum kızım."

"Seviyorsun öyle mi?" Diye sordum alayla. "Yeni mi geldi aklına?"

"Ben yıllardır seni düşünüyorum. Ama sen izin vermiyorsun."

"Vermeyeceğim." Dedim başımı sallayarak. "Beni sevmene, bana yaklaşmana izin vermeyeceğim. Duydun mu?"

"Kızım yapma böyle."

"Kızım deyip durma bana. Senin bir tane kızın var."

"Ahsen deme böyle." Dedi. Üzgün görünüyordu. Eğer babamı tanımasaydım, yaptıklarını bilmeseydim üzülürdüm bu haline. "Sende benim kızımsın, evladımsın sende. Canımdan cansın."

Başımı hayır anlamında salladım. Beni böyle süslü cümlelerle kandıramazdı. Çünkü ben büyümüştüm. O baba sevgisinden mahrum bıraktığı küçük kız çocuğu değildim ben. Eğer öyle olsaydım bu sözlerine inanırdım.

İnanırdım çünkü küçükken hep babam beni sevsin isterdim. Eğer o zaman gelip böyle şeyler söylese çok mutlu olurdum. Beni seviyor zannederdim. Ama şimdi öyle değildi. Şimdi bu söyledikleri beni sinirlendiriyordu, üzüyordu. Fakat asla inandırmıyordu.

"Şimdi mi aklına geldi?"

"Ben yıllardır sana yaklaşmaya çalışıyorum. Yıllardır aramızda ki sorunları halledelim istiyorum. Ama sen izin vermiyorsun kızım."

Zemheri | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin