31. Bölüm

429 32 24
                                    


Dalgaları hırçın bir denizi andırıyordu saçlarının tıpkı kızın mavi gözleri gibi.
Gözlerini saçlarından çekip mavi harelere dikti. Bir çift hırçın deniz karşıladı ela hareleri.

"Çok güzelsin." döküldü dudaklarından.

Nare şaşkınca üzerinde ki adama baktı. Ne söyleceğini yada ne yapacağını bilmez bir halde öylece kalakalmıştı. Kalbi yine hızlı hızlı atıyordu. Ona verdiği adı tam anlamı ile yaşıyordu.

"Küçük şeytanlıktan küçük hanımlığa geçiyorsun. Ne oldu kaçamadın mı?" diyerek Efkan lafı hemen değiştirmişti.

Nare Efkan'ın ne yaptığını anlamasada konunun kapandığına sevinmişti. Ah lanet olsun kimi kandırıyordu ki. Gayette lafını değiştiren adama sinir olmuştu.

"Kalk üzerimden bay ukala!" diyerek onu üzerinden atamaya çalıştı. Ama sadece çalışmıştı. "Adam adam değil ki dev mübarek." diye homurdandı bu sefer.

"Birşey mi dediniz küçük hanım?" diyerek alayla baktı altında yatan öfkeli mavilere. ,

"Birincisi ben küçük hanımsan sende yaşlı bunaksın. İkincisi şu kas- aman dev vücudunuzu kenara çeksenizde bende kalksam."

"Hay hay tabi kalkarım küçük hanım." diyerek yana kaydı. Hızla ayağı kalkıp kapıya doğru giden kızın arkasından sırıtarak seslendi. "Sana kırmızı çık yakışıyor."

Nare elini kapı kulpuna attığı anda kulaklarını dolduran Efkan ile gözlerini kapatıp kızaran yüzüne lanetler okuyarak kapıyı açıp hızla kapattı.

"Lanet olası moruk!" diye bağırarak hızla kendini kendine verilmiş odaya attı.

Nare kendini hiçbir yere ait hissetmiyordu. Anne ve babasının kayıbından sonrada kendini evsiz kalmış gibi hissediyordu.

"Evimi kaybettim baba bulamıyorum." diye mırıldandı. Arkadaşları ve sevgilisinin ihaneti ile güven duygusu darmadağın olmuştu.

Ama birilerine güvenmedende yaşayabilir miydi?

Derin nefesler alıp gözlerini kapattı. Bugünün ona neler getireceğini bilmeden.

...

Nare ve Efkan kahvaltıdan sonra sahile inmişler güzel bir yürüyüşün ardından Efkan'ın yatına binmişlerdi. Beraber denizin maviliklerine açıldıklarında ikiside mutlulardı.

Yatı sakin bir koyda durdurup beraber güzel bir yemek yediler.

İkiside mayo ve şortlarını giydikten sonra yatın önünde güneşlenmeye başlamışlardı.

"Eee altı ay sonra ne yapacaksın?" diye sordu Efkan. Aslında bu soruyu hem sormak hemde sormamak istiyordu. İçinden bir ses sor diyor diğeri ise boşver diyordu.

"Bilmiyorum." diyerek Efkan'ı yanıtladı Nare. Gerçekten altı ay sonra ne yapacağını düşünüyordu.

Buraya gelirken aklındaki tek şey sevgilim dediği adamın ve arkadaş dediği insanlardan intikam almaktı. Altı ay sonra arkasında kimi bıraktığını umursamıyordu. Ama artık arkasına baktığında Emel vardı kardeşim dediği kadın, Esma sultan vardı ona anne sıcaklığını veren kadı, Maya vardı kendine benzemeye başlayan küçük bir ela gözlü. Ve birde ona bakan ela gözler vardı.

Sahi Efkan'ı arkasında bırakıpn gidebilecek miydi? Kafasını iki yana sallarken kendi kendine kızdı Nare. Onlar bir aileydi.

Nare ise bu aileye gelen davetsiz bir misafir.

Efkan bir sigara yaktığında yanında ki düşünen kıza baktı. Bazen öyle biri oluyordu ki şımarık bir ergenden farkı olmayan biri. Bazen ise en olgun kadına dönüşen bir kız.

Pardon, Benimle Evlenir misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin