14. Bölüm

599 165 39
                                    

...

"Sen!!"

Bedeni de bana dönerken üzerime doğru tehditkar bir ifade ile yürümeye başladı. Şuan kalbim korkudan üç buçuk atıyordu. Anlımdan terler akmak için can atıyordu. Yutkunmamak için can atsamda yutkunmuştum.

Geriye doğru kaçmamak için kendimi zor tutuyordum. Allah'ım sen yardım et. Bugün burada ölürsem unutmayın helvam fıstıklı olsun!!

Adam şimdi seni deşecek sen hala helvanın fıstıklı olmasını mı düşünüyorsun!! Salak!!

Kapa o çeneni iç ses helva önemli.

Yanıma geldiğinde ben iyiden iyiye tırsmıştım. Aramızdaki neredeyse otuz santimlik - evet o bir doksan ben ise bir atmış santimdim.- mesafeyi kapatmak için bana doğru eğildi.

"Sen bana ne dedin?" dediği sırada sol ayağını öne attığında bende sağ ayağımı geriye attım. Aynı şekilde sağ ayağını öne attığında ben sol ayağımı geriye attım.

Biri bu halimizi -tabi ayaklarımıza bakıyorsa- görse dans falan ettiğimizi sanabilirdi. Ama işin rengi yukarıya bakınca değişiyordu. O kadar korkutucuydu ki gözlerimden ayrılmayan ela gözleri kalbim hızını birkaç kat daha artırmıştı.

Ve dans hareketimiz sırtımın soğuk duvarla bütünleşmesi ile bitmişti. Soğuk duvar beni kendime getirirken kendime gelebilmiştim nihayet. Gözlerimi yumduğumda burnuma dolan kokusu beni hem rahatlatıyor hem de korkutuyordu.

Lanet olsun bu genç yaşta ölüp gidecektim!!

Nihayet jetonunuz düştü Nare Hanım. diyerek kinayeli bir sesle konuştu iç sesim.

"Eee... şey ben uyumaya gidecektim. Sana iyi geceler." diyerek sevimli olmaya çalıştım. Dibime giren adamdan kurtulmak için sol yanından çıkayım dedim. Ama elini koyduğundan bu girişimim başarılı olamamıştı. Ama şansımı denemem gerekliydi değil mi?

"O zaman şuradan gideyim " diyerek diğer tarafına yöneldğimde de aynı şekilde o kolunu da önüme set olarak koymuştu.

Durum şuydu ki duvar ve onun arasında sıkışıp kalmıştım. Adam resmen beni kolları arasına sıkıştırmıştı.

"Ne yani hem bana bunak deyip hemde kaçabileceğini mi sandın?"

"Evet." dedim direk.

Ah şu çenen. Eşek arıları soksun emi dilini!!

"Allah'ım ya sabır.." diyerek kafasını yukarıya kaldırdığında fırsat bu fırsat diyerek eğilip kolları arasından çıktım.

Yaşasın kırk beş kilo olan güzel bedenim. Buna bir atmış boyumu dahil etmeli miyim?

"Küçük fare?" dediğiyle ona döndüm.

Şaşkın şaşkın beni ararken yere sağına ve soluna bakıyordu. Bu hali o kadar komikti ki dudaklarımdan kaçan kıkırtıya engel olamamıştım. Ve bu yaptığımla birlikte elaları beni buldu. Demin ki öfke yerini şaşkınlığa bırakmıştı.

"Gel buraya seni fare." diyerek bana doğru gelirken yapacağım tek ve yegane bir şey vardı.

Tabiki de tabanları yağlayıp kaçmaktı!!

Hızla arkamı dönüp oradan kaçıp karşıma çıkan ilk kapıyı açıp içeriye attım bedenimi. Aynı hızla kapıyı da kilitlediğimde kalbim anın verdiği adrenalin, heyecan ve en önemlisi de korku ile atıyordu.

Girdiğim yere baktığımda Esma teyzenin söylediği misafir banyosu olduğunu fark ettim.

"Arkamdan gelen kapı çalma sesine döndüm irkilerek.

Pardon, Benimle Evlenir misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin