13. Bölüm

597 169 39
                                    


"Hadi halaya!" diyerek yüksek ses ile konuştuğumda bütün gözler ne diyor bu deli der gibi bana bakıyordu.

"Ne bakıyorsunuz ya öyle trene bakar gibi." diyerek koltukta oturan Emel'e ilerlemeden önce bana şaşkınlıkla bakan Maya'nın elinden nazikçe tuttum ve benim ile beraber yürümesini sağladım.

Emel'in elini de Maya'nın tutmasını sağladığım da Maya, Emel ile ortamızda ki yerini almış oldu.

Arkamı döndüğümde Esma teyze yerinde yoktu. Onu koltuğun arkasında salon kapısının önünde dikilir vaziyette buldum.

"Bize katılır mıydınız Esma Sultan?" derken Maya'nın elini ona gülümseyerek bakarak bırakıp çoktan Esma sultanın yanına varmıştım.

Evet Esma sultan diyecektim bundan sonra.

"Aman kızım. Dur n'apıyorsun? Ay ben ne anlarım." gibi itirazlarını duymazdan gelirken onu da Emel'in oturduğu yere yönlendirdim.

"Bana hiç bilmiyorum yapamam ayağına yatma Esma Hanım. Siz ki eski topraksınız. Yemedim bu bahaneleri yani." derken ona sırıtarak döndüm. Emel'in tam yanında durmuştuk. Maya şimdiden bu halimizle keyiflenmeye başlamıştı bile. Ona göz kırpıp Esma sultana döndüm. "Şimdi bana bir zaman adına ne deniyordu ya?" diyerek gözlerimi kısıp o günün adını aklıma getirmeye çalışırken sesli sesli düşünmeye başladım." Kadınlar günü yok ya gümüş günü nıck buda değildi."

"Altın günü olmasın o?"

"Hah buldum Altın günü!" diyerek gözlerimi kısıp Esma teyzeye baktığımda bana gözlerini devirerek baktı.

"Ee deminden ben söyle..."

"Ay Esma sultan! Ne çok konuştun ya?!" diyerek sitem ettim.

Ulan sabahtan beri sen konuşuyorsun kızım. Şimdi ne diye kadına suç atıyorsun.

Bir sus iç ses!

Neyse nerede kalmıştık.

Delisin deli!!

Sende zır delisin!!

"Nerede kalmıştık. Ah buldum! Altın gününde. Sen şimdi hiç altın gününde o sarmaları, dolmaları, Börekleri, çörekleri götürüp üstüne halay çekmedin mi?" diye sordum.

"Ay kızım o günde halay değil Ankara oyun havası oynuyorduk." diyerek söylendiğinde sinsice sırıttım.

"Bakma bana öyle deli kız." dediğinde güldüm. Ben gülünce yüzünde şirin tatlı bir gülümseme belirdi. "Şu birkaç günde nasılda sevdirdin." dediğinde yüzümdeki gülümsemeye hüzün kadar gururda eklenmişti. Beni sevmeleri güzeldi. Ama buradan altı ay sonra gidecek olmam üzmüştü. Buraya alışmam derken şu birkaç günde cidden çok alışmıştım.

"Bende sizi çok sevdim."

"Hadi ya sıkıldım." diyen Maya ile duygusallaşan ortam birden dağılmıştı. Ve benim de kaçış nedenim olmuştu.

"Tamamdır bal gözlü." diyerek karşılık varirken hala saf saf (burada parantez açıyorum saf kelimesini temiz anlamında söylüyorum. Vurmayın) Kurbanlık koyun gibi oturan Emel'e baktım. Gözlerimi devirmeden edememdi. Başka bir alemdeydi zira kendisi. Sabahtan beri gıçımı yırtıyorum burada yahu!!

"Kaldır o gıcını Emel hanım." diyerek onu kaldırdım. "Bizimle kal Emel halay çekecez." dedim gülerek.

"Ben ne anlarım?"

"Of Emel iki elini oynatım ritme ayak uydur yeter. Burada ayak uydur derken mecaz anlam kullanmadım. Bir sağ ayağını bir sol ayağını oynat. Okey" dediğimde bana oflayarak kafasını salladı sevgili sahte görümcem.

Pardon, Benimle Evlenir misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin