64

673 30 9
                                    

Yeni bir güne uyanmak istemiyordum. Okula gitmek istemiyordum. Tüm gün o aptal bankta oturup Rana'nın elbise sorunu ile baş etmek istemiyordum. Aras öylece köşede dikilirken onun bana bakmayışına, görmezden gelişine bir kez daha katlanmak istemiyordum. Tüm bu isteklerim katı bir disiplin sahibi olan annem için imkansızdı. Ona okula gitmeme bahanesi olarak aşk acımı sunarsam bana anlayış gösterir miydi? Hiç sanmıyorum. Bu şansımı daha önce bir hafta boyunca okula gitmemek için kullanmıştım. Peki o bir hafta boyunca beni rahat bırakmış mıydı? Tabiki de hayır. Öğretmenlerim ile görüşerek ödevlerimi mail adresime yollaması için anlaşmıştı. Annem zor bir kadındı. Aynı zamanda fazlasıyla kuralcı. İmkansız olan tek şey varsa o da annemin kurallarını çiğnemekti.

Kural 1: Ağır bir hastalığa yakalanmadığın sürece okula gideceksin.

Bu ağır bir hastalık sayılmaz mıydı?

Aşıktım.

Ağır derecede.

Ve acı çekiyordum.

Ağır derecede.

Beni içine çeken yatağım ile vedalaşmak üzere başımı yastıktan ayırdığımda görüş açım henüz netleşmemişti. Gözlerimi ovaladığımda pencere önündeki ahşap koltukta bir şeyin hareket ettiğini gördüm. Parmaklarım tekrar gözlerime baskı uyguladığında önce rüya gördüğümü sandım, ardından rüya olamayacak kadar gerçek olduğunu anladım.

Arya: burada ne arıyorsun?

Aras: uyanmanı bekliyordum.

Arya: sana bunu alışkanlık haline getirmemen gerektiğini söylemiştim.

Aras, tüm gerçekliği ile karşımda duruyordu. Üzerinde net bir şekilde kaslarını belli eden beyaz bir tişört ve altında okul formasına ait olan siyah bir pantolon. Asla kurallara tam olarak uymazdı. Ya tişörtü ya pantolonu daima kural dışı olurdu. Bu kez beyaz tişörtü kuralları çiğneyen taraf olmuştu. Kabul etmeliyim ki çok çekici görünüyordu. Benim koltuğuma yaslanmış, bacağını diğer bacağının üzerine atmış ve kollarını göğsünde birleştirmişti. Delici bakışlarımı üzerinden ayırdığımda odamın kapısına baktım.

Aras: merak etme, kilitli. zaten çok kalmayacağım.

Öfkeliydi. Bakışları hiçbir şekilde taviz vermeyecek derecede sert ve keskindi. Bedenimi kaplayan korku ve çiçekli pijamalarımın iticiliği ile yorganı daha da üzerime çekerek yatağın başlığına yaslandım. Artık tam anlamıyla göz gözeydik. Niye gelmişti ki? Her şeyi bitirmek için mi? Bunu duymaya ihtiyacım yoktu. Ona sarılmaya, ona dokunmaya ihtiyacım vardı.

Aras: Sarp ile ne konuştunuz?

Arya: okulda mı?

Aras: başka bir yerde konuştunuz mu?

Arya: sahilde.

Gözlerinin büyümesi ürkmeme neden oldu.

Aras: onunla sahile mi gittin?

Arya: hayır Aras, asla. ben üzgündüm ve sahile inmiştim. beni nereden bulduğu konusunda fikrim yok.

Aras: derdi neymiş?

Arya: ben.

Aras: sana ne söyledi?

Arya: benden bir şans istedi.

Dudağı yukarı kıvrıldığında öfkeli bir gülümseyiş sergiledi. Hafif bir gülme efekti eklediğinde tam anlamıyla korkunç bir Aras Dinçer kişiliğine büründü.

SENİN İÇİN #1Where stories live. Discover now