Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
____
(Taehyung'un, Jeongguk'la barıştığı gün)
"Bir hikâye anlatabilir miyim?"
"Elbette."
"Evinden ilk kez ayrılan bir deniz erkeğinin topraktan yaratılan bir kadına tutulması ve sevgisinin karşılık bulması sonucu dünyaya gelen güzeller güzeli bebeklerinin hikayesi."
Kalbiyle temas halinde olduğum Jeongguk bilinçsizce nefesini tuttu. Ona hayatının şokunu yaşattığımın farkındaydım. Kurucular dışında buradaki kimsenin bilmediği geçmişimi anlatıyordum.
Tekrar düzenli nefesler aldığında "Ne zaman?" diye sordu.
"Birine anlattığımda ağlamaya gerek duymayacağım kadar eski."
"Dinliyorum." dedikten sonra uzunca bir süre beni bölmedi.
"Evimden ilk kez ayrıldığım için karada yaşayanların dünyasına cahildim. Dillerini, kültürlerini ve yaşantılarını tümüyle öğrenmem iki haftamı almıştı.
Ayaklara sahip olmak başlı başına sorundu tabi. Yürümeyi öğrenen çocuklardan farkım yoktu. Sienna'yla bu şekilde tanışmıştım. Gerçekte ne olduğumu bilmiyordu ama düşüp kalkmalarımla dalga geçmek yerine beni korumayı seçti. Benim gibiydi. Karada hiç arkadaşı yoktu. Benden başka kimsesi olmadığını söylerdi hep. Çünkü içinde bulunduğu soylu ailenin gayrı meşru çocuğuydu.
Kimse sevmezdi onu. Oysaki çok yetenekli ve güzel bir kadındı. Hep böyle olur zaten. İnsanlar başkalarının önyargılarıyla kendi önyargılarını oluşturarak hiç suçu olmayan birini harcarlar. Ve bunu yaparken asla vicdan azabı çekmezler. Kalabalığa göre hareket ederek suçu meşru kılmak daha kolay gelmiştir.
Umutsuzluğa kapılmak yerine ona sunulan kısıtlı imkanlarla kendini yetiştirmiş güçlü bir kadındı. Hiçbir şeyden korkmazdı. Gerçek kimliğimi öğrenmenin onun da hakkı olduğunu düşünerek kim olduğumu anlatıp gösterdiğimde de korkmamıştı.
Başkası olsa beni canavar ilan ederdi. O ise bundan korkmak yerine düşünmeden denize atlamış ve benimle eğlenmişti. Gece yarısıydı, ay ışığı ve yıldızlar dışında kimse görmüyordu bizi. O gün bana sarılmış ve karadaki bilgisiz davranışlarıma atıfta bulunarak her şey şimdi daha mantıklı geliyor demişti. Kötü anlamda söylememişti bunu. Tam tersi çok hoşuna gitmişti. Sanki yıllardır beklediği şey buymuş gibi hiç olmadığı kadar sevinçli ve umutlu görünüyordu. Aynı gün denizden çıktığımızda bana aşık olduğunu söylemiş hemen ardından dudaklarımdan öpmüştü. Karşılık vermiştim çünkü ben de ona aşık olduğumu düşünüyordum. Şimdi geriye dönüp bakınca hissettiğimiz şeyin aşk olmadığını daha iyi anlıyorum. Seviyorduk sadece. Birbirimizden başka kimsemizin olmayışı bizi içgüdüsel olarak bunu düşünmeye itmiş olabilir ama gerçekten aşk olmadığı çok belliydi."
