28 hazreti kim varsa yardim

858 84 45
                                    

mental cokuntum ve bn sizi ziyaret edelim dedik slm
_____________

Heeseung ile yaşadığımız tatlı an ve öpüşme aklımın bir köşesinde kendini tekrar edip duruyordu. Tamam gerçekleşeli sadece birkaç dakika olmuş olabilirdi ama her türlü aklımda dönüp durma olayını yaşayacaktım sadece biraz erkenden başlamıştım. Üstelik daha yeni olmuş olmasından dolayı utancım geçmiş değildi, bir de utançtan cümle kuramamam ve karşısında saçmalayıp durmuş olmamı sayarsak daha zor geliyordu. Zaten Heeseung da halimi görüp acımış olacaktı ki gülümsemek dışında tek bir şey yapmamış bir kelime bile etmemişti. Aslında kaskımı takmakta yardımcı olmasını da es geçebilirdik, hâlâ beceremiyor olmam benim suçum değildi. Benim kaskım ardına kendininkini takınca neredeyse eş zamanlı olarak motora binmiştik ve ben de o andan beri ağzımı bile açmıyordum. Heeseung oralı değilmiş gibi motoru çalıştırdı, sürmeye başladığında bir anlığına nefesim kesilir gibi olmuştu ama kontrolü elden bırakmadığım sürece hiçbir şey olmayacaktı.

"Utanmana gerek yok, rahat hissedene kadar tutunabilirsin."

Sanki gerçekten aklımı okumuş gibi kurduğu cümleyle ellerimi olabildiğince hissettirmeyecek şekilde Heeseung'un beline dolamıştım. Motora binmekten korktuğumdan değildi bu haller, hızdan korkuyordum ve Heeseung'ın da dediği gibi bir süre sonra hiçbir şey yokmuş gibi rahatlıyordum. Aynı onunla her öpüşmemizde kalbimin bir anlığına teklemesi gibiydi korkumun özeti, kısaca bu süre boyunca Heeseung'a tutunmazsam kalpten gidebilirdim.

Yavaş yavaş vücudumu hat safhaya taşımış adrenalin beni yavaşça rahat bırakıyordu. Heeseung'a sardığım ellerimi yavaşça çekerken duruşum bile dikleşmişti. Yolculuk bitene kadar ellerim Heeseung'ı tekrar bulmamıştı, bir defa ellerimi çektikten sonra tekrar beline sarma cesaretini toplayamadım. Çünkü ikimiz de neyin ne olduğunu ve benim tekrar korkmayacağımı gayet iyi biliyorduk.

Heeseung motoru gideceğimiz yerin yakınlarında bir yere park ettiğinde ilk işi kendi kaskını çıkarmak olmuştu. Ben ise fazlalık olmamak adına motordan inip kaskımı çıkarmıştım. Gözlerim ister istemez Heeseung'a kaydığında sanki gittikçe daha da yakışıklılașıyor gibi görünmüştü gözüme.

"Neden hemen indin?" Tamam sanırım bu şu ana kadar Heeseung'ın bana sorduğu en saçma soruydu. Muhtemelen yüz ifademe bakıldığında şaşkınlıktan donmuş bir surat görülebilirdi.

"İnmem gerektiği için." Aslında soru sorarmışcasına cevaplamıştım ama Heeseung'ın umrunda bile olmamıştı. Boş gözlerle Heeseung'a bakarken Heeseung kendi kaskını da bana uzatmıştı. Ne yapmam gerektiğini anlamadan elimdeki kasklara bakarken bir anda aydınlanma yaşamıştım, kasklar fazlalıktı.

Heeseung inatla hâlâ motordaydı, ben ona doğru yaklaştığımda kolumdan çekiştirip beni kendine yakınlaştırdı. Oturduğu yerden biraz geriye kayıp elini önünde duran tam da bir kişinin sığabileceği gibi gözüken boşluğa götürdüğünde daha bir şey yapmasına kalmadan amacını anlamıştım. Yüzüme yönelen sıcaklıktan kırmızıya dönüyor olduğumu anlayabiliyordum.

(capkin heeseungin aklindan gecen o sey 😉😉 anlasiliyodur insalla bu fotoyu bulabildum bi)

(capkin heeseungin aklindan gecen o sey 😉😉 anlasiliyodur insalla bu fotoyu bulabildum bi)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
112 acil, heehoonWhere stories live. Discover now