11. bölüm

7.3K 290 31
                                    

𝕐𝕖𝕟𝕚 𝕓ö𝕝ü𝕞𝕞𝕞𝕞, 𝕚𝕪𝕚 𝕠𝕜𝕦𝕞𝕒𝕝𝕒𝕣. 𝕆𝕪 𝕧𝕖𝕣𝕞𝕖𝕪𝕚 𝕧𝕖 𝕪𝕠𝕣𝕦𝕞 𝕪𝕒𝕡𝕞𝕒𝕪ı 𝕦𝕟𝕦𝕥𝕞𝕒𝕪ı𝕟.

Beni kucağında eve sokarken tek yapabildiğim ağlayıp onu ikna etmeye çalışmaktı.

"K-kağan özür dilerim, birdaha yapmayacağım. Lü-lütfen ablamla görüşmeme izin ver." Her ne kadar dil döksemde Kağan bana cevap vermiyordu, içeriye girdiğimizde Kağan kapıyı öyle sert kapattı ki bu susmama ve onun kucağında sıçramama sebep oldu, Kağan bizi odaya soktuğunda beni sertçe yatağ'ın üzerins fırlattı ve -muhtemelen sakinleşmek için- odadaki banyoya girerek kapıyı kilitledi, korkuyla yatakta otururken sırtımı yatak başlığına yasladım ve bacaklarımı kendime çekerek kollarımı etrafına sardım, tir tir titriyordum. Kağan banyodan çıktığında üzerindeki t-shirt bir anda yok olmuştu, çıplak bir şekilde karşımda durdu.

"Sana kaçmaman gerektiğini söyledim! Ama sen kıt kafalı olduğun için beni umursamadın! Ama ben sana bunu ablanla ödeteceğim!" Hıçkırarak ağlamaya başladığımda Kağan'ın gözlerine bakıyordum.

"Ö-özür dilerim Kağan, lütfen..." Lafımı hıçkırıklarımdan dolayı tamamlayamadığımda Kağan bunu umursamadan sırıttı, beklemediğim anda yanıma uzandı ve beni kendisine çekerek kafamı göğsünr koymamı sağladı.

"Sana söyledim Gümüş, ablanla birdaha görüşmeyeceksin. Şimdi zırlamayı kes ve yat!" Dediğinde olduğum yerde tepinerek yatakta diz üstü durdum.

"SENİ PİSLİK MANYAK! BENİ HEMEN ABLAMA GÖTÜR! SENİNLE KALMAK İSTEMİYORUM!" Kağan sinirle benim gibi diz üstü durdu.

"UMURUMDA DEĞİL, BENİMLE KALACAKSIN GÜMÜŞ! EĞER BİRDAHA LAFIMDAN ÇIKARSAN ABLANA ÇOK KÖTÜ ŞEYLER YAPARIM VE İNAN O EMRE BİLE ABLANI KURTARAMAZ!" Kağan'ın bağırması beni ürkütürken hıçkırıklarım artmaya devam ediyordu, Kağan sanki az önce bağıran kendisi değilmiş gibi ağlayan beni kollarının arasına zorla aldı ve yatağa uzandırdı, yapabileceğim bir şey olmadığını anladığımda mecbur ona uydum. Tek üzüldüğüm şeyse ablamla birdaha görüşememekti. Kağan ne kadar da değişmişti.

Kendimden nefret etmemi sağlayacak şeyse... Kağan'dan nefret etmememdi.

{}{}{}{}{}{}{}{}{}{}

Uyandığımda göğsünde yattığım adama baktım, uyurken melek gini dursa bile uyanıkken içindeki canavar ortaya çıkıyordu. Gözlerimin şiştiğini hissederken bu beni rahatsız etmesin diye elimi yüzümü yıkamak için Kağan'dan ayrıldım, gakat ben daha yataktan kalkamadan Kağan'ın inlemeye benzer çığlığı beni durdurdu, ona baktığımda melek gibi duran suratı kan ter içinde kalmıştı.

Tekrar onun yanına ilerledim ve suratına hafif tokatlar atmaya başladım, Kağan acı içinde inlerken suratına sert bir tokat geçirmemle sıçrayarak uyandı ve etrafına masum masum bakmaya başladı.

"Kağan, iyi misin?" Dedim sesimdeki endişeyi gizlemeye çalışarak, Kağan bana döndüğünde elimle kendimden de beklemediğim bir şekilde yüzündeki terleri hiç iğrenmeden temizledim. Kağan şaşkınca yutkundu.

"İyiyim, sadece saçma bir kâbus işte." Diye kestirip attı, endişeyle yüzünü izledim.

"Sana çorba yapmamı ister misin?" Dedim çekimser bir şekilde, Kağan suratımı inceledi.

"Ne çorbası?" Şaşkınca ona baktım, kabul etmesini beklemiyordum.

"Bilmem, ne istersen onu yapayım." Kağan kafasını olumlu anlamda salladı.

"Kus kus çorbası yapar mısın?" Dedi, ellerinin titrediğini yeni fark ediyordum.

"Tabii." Diyerek hızla yataktan kalktım ve mutfağa girdim.

Çorbayı hazırladıktadıktan sonra hemen odaya girdim ve yatağa onun yanına oturdum, ikimizde sırtımızı başlığa yaslamışken çorbayı eline vermek yerine kaşığa doldurdum ve ağzına götürdüm, Kağan bir kaşığa bir bana bakarken bir şey demeden ağzını açtı ve çorbayı yuttu, suratında bir değişim olmazken yenisini doldurdum ve içirdim.

Sonunda çorbanın hepsini içtiğinde ellerinin titremesi geçmiş gibiydi, tepsiyi masanın üzerine bıraktım.

"Daha iyi misin?" Kağan kafasını salladı.

"İyiyim," derin bir nefes aldım.

"Ben dışarı çıkabilir miyim?" Kağan kafasını olumsuz anlamda sallayınca somurttum.

"Kağan lütfen, sadece yürüyüş yapacağım." Kağan jaşlarını çattığında izin vermeyeceğini anlayarak omuzlarımı düşürdüm.

"Olmaz dedim Gümüş, ama istersen birlikte yürüyebiliriz." İçim mutlulukla dolduğunda yüzümdeki gülümsemeyi saklama gereği duymadım.

"Tamam." Dediysem bile bir yandan da ablamı göremeyeceğim için içimde bir burukluk vardı.

𝔹ö𝕝ü𝕞 𝕤𝕠𝕟𝕦.

ᏪᏪᏪ

𝓥𝓪𝓶𝓹𝓲𝓻𝓵𝓮𝓻'𝓲𝓷  𝓚𝓪𝓻𝓪𝓷𝓵ı𝓴 𝓓ü𝓷𝔂𝓪𝓼ı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin