19. Bölüm.

210 17 3
                                    

Hakan.

2 gün önce.

Her bir zerrem biliyordu gideceğini ama bu kadar erken sessiz sedasız hayatımdan çıkacağı aklımın ucundan bir saniye bile gecememişti.

O benden daha önce toparlanıp çıkmıştı hastaneden. Ona cevap vermemesine rağmen rahat yüzlerce mektup yazıp göndermiştim.

Yaren olmasa toparlayamazdım. Beni seviyordu belki hasta olduğum için, belki ilk kez ölüm ile bu kadar yüz yüze geldiğim için ve belki de ilk kez aşık olup yüz üstü bırakıldığım için Yaren'e hayrandım.

Seviyordu beni tıpkı bir anne gibi ilgileniyordu ilk andan beri. İnkâr edemem onun yaptıklarını sayesinde toparlanmıştım.

Turan ben toparlanana kadar mektup göndermeye devam etse de bir anda kesmişti mektuplarını. Bahçede gezen hastaların arasında gün ışığımı arıyordum.

Onu görmeye bile hasret kalmıştım.

Nihayet sonunda taburcu olmuştum ve evime kavuşmuştum derken ailemin ölümü ile ikinci defa yıkılmıştı dünyam başına. Ben bunları hak edecek ne yaptım?

Tek dayanağım Yaren olmuştu hayat hemşiremdi benim. Ona minnettardım.

...

Hakan; Zahide yeni çıktım hastanede dur be kızım az soluklanalım.

Yaren; Hakan lütfen gidelim çok bunaldık evde sevgilini biraz şımartmalısın değil mi?

Dudağıma bıraktığı kaçamak buse ile derin bir iç çekip ikisine baktım. Gitmek istemiyordum ama boyun eğmek zorunda kalmıştım.

Akşam için Yaren ile hazırlanırken onun saçlarını özenle tarayıp omuzuna küçük bir buse bırakmıştım. Derin bir iç çekip aynadan yansımamıza baktım. Turan'ı istiyordum bazı geceler onun tişörtü ile uyuyup bedenimde onu hissediyordum.

Bu kime ihanetti? Turan'a mı Yaren'e mi? Üniversite yeniden başlasa da gitmemiştim henüz onu görürsem biliyordum çünkü tüm iplerimi kopartıp yeniden ona dönmek isterdim.

Restorana girdiğimizde masadakilere gözlerimi gezdirirken Turan ile göz göze gelmiştik. Dünya benim için durmuş gjbiydi.

Bana öyle bir kinle bakıyordu ki Sanki onu ortada bırakan bendim. Oturduğumuzda gerginlik devam etmişti.

Kendimi huzursuz hissediyordum ama bakışlarımı onun üzerinden çekemiyordum bir daha ne zaman görürdüm bilmiyordum çünkü.

Her saniye onu izlemek ve bakmak istiyordum. Hâlâ çok yakışıklıydı lanet olsun. Gözlerinin dolduğunda titrek bir şekilde çıkmıştı sesi.

Onu görmek istiyordum. Gidip deli gibi sarılıp saatlerce öpüp koklamak ama gururum el vermiyordu.

Beni yüz üstü bırakıp gitmişti. Ben bunları düşünürken yarenin kolu ayranıma değmiş ve hepsi üzerime dökülmüştü.

İşte fırsat bu fırsat ayağa kalktım. Kağıt peçete ile ayranı kurulayıp tuvalete ilerledim. Yaren o kadar sohbete dalmıştı ki fark etmemişti.

Tuvalete girdiğimde Turan ile göz göze gelince sert bir bakış atıp üzerimi temizlemeye başlamıştım.

Resmen beni dikizliyordu. Sinirim bozulunca konuştum.

Hakan;"Ne bakıyorsun dingil dingil?"

Üzerime geldiğinde dedikleri ile kafam çorba gibi olmuştu. Kerem'in gelmesi ile kendimi dışarı atıp oturduğum masaya ilerledim. Sandalyeme oturduğumda herkes garip bir şekilde bana bakıyordu.

Hakan;"Ne oldu?"

Yaren Turan ile olan ilişkimizi biliyordu. Belki de kıskanmıştı başbaşa tuvalette kalmamızdan.

Çok geçmeden Turan da gelmişti. Çok sinirli duruyordu kendimi suçlu hissetmiştim.

Bir iş vardı... Turan madem beni terk etti neden bu kadar sinirli olsun ki?

Bir anda kendi kendine sinirlenip Yaren'in üzerine gittiğinde tepem atmış ona karşılık vermiştim. Dışarı çıkınca Kerem bir yıldır beklediği anı değerlendirip sandalyede duran ceketi alarak Turan'ın peşinden gitmişti.

Onu sevdiğine adım kadar emindim ama bunu söylemek istemiyordum. Ne olursa olsun Turan'ı kıskanmayacağım anlamına gelmezdi...

Gelir miydi?

...

Turan yanımdan ayrılık giderken sokak lambasının dibinde biraz daha oturup düşünmüştüm.

Bir an nefesim kesilmiş, yüreğim göğsüme büyük gelmişti

Yoksa... Yaren? Yaren mi yazmıştı o mektupları. Turan sağlık öğrencisiydi ve güzel yazması olur şey değildi.

Hakan;Yaren naptın sen... Naptın...

Büyük bir pişmanlık hissetmiştim. Aylardır bir iblis ile birlikteydim. Turan... Kendimi berbat hissediyordum.
Derin bir iç çekip ayağa kalktım.

Koşarak eve girdiğimde sinirle bağırdım.

Hakan; Yaren!

Yaren alelacele salondan çıkarken sertçe kapıyı kapatmıştım.

Hakan; Ne yaptın Yaren sen?

Yaren anladığımı fark edince gözleri dolmuştu. Düdüğüm gibi olmaması için içten içe yalvarıyordum. Bunu Yaren'in yapmaması için her şeyimi verebilirdim.

Titrek dudakları arasında bir hıçkırık kaçarken gözlerinden yaşlar seller gibi akmaya başlamıştı.

Dolan gözlerimi elimin tersi ile silerken bir iki adım geri atıp kafamı hayır anlamında salladım.

Hakan; Yaren... Yapmadım de.

Yaren: Başka çarem yoktu Turan... Seni çok seviyorum. Özür dilerim.

Elini elime attığında elimi sertçe çekip kaşlarımı çatmıştım.

Hakan; Git...

Yaren; Hakan.

Hakan; Yaren git! Siktir git bu evden!

Atıfet. GayWhere stories live. Discover now