9. bölüm

258 24 5
                                    

Özledim amına koyayım yazmayı.
***

Sırıl sıklam olmuş vaziyetteydik, evin anahtarını cebimden çıkartıp kapıyı açtım. İçeri girdiğimizde ardımdan kapıyı kapatmış, Turan'ı bileğinden tutup kendime çekmiştim.

Dudaklarına sertçe kapanıp, kapı ile arama aldım. Kollarımı Turan'ın bedenine dolayıp kendime çektim. Bir elim kalçasına inerken, diğerini ensesine yerleştirmiş kendime bastırıyordum.

Ağzımın içine sıcak iniltilerini bırakırken, iniltilerim onun iniltilerine karışıyordu. Nefes alması için başımı boynuna gömdüm. Sesli bir şekilde boynunu sömürürken kafasını kapıya yaslayıp kendini bana bastırdı

"Mmh... Bu defa altta olmam Hakan"

'Olursun olursun çok güzel olursun Turan efendi' içimden konuşurken, kalçasından tutarak penisimi penisine bastırıp sürtünmeye başlamıştım. Daha sesli bir şekilde inliyorduk artık.

Zevkten gözlerim kayarken yavaşça kapatmıştım. Onu elinden tutup hızlı adımlarla yatak odasına doğru ilerledim. Yatak odasına girdiğimiz anda onu yatağıma atmış, yüzüne bakmıştım.

"Burada istediğimiz kadar ses çıkartabiliriz."

Gülerek üzerine gitmiştim. Kendimi üstüne atıp sevgiyle öpmeye başladım. İçimde ona karşı olan sevgi büyüyordu onu öptükçe.

"Seni çok seviyorum Turan"

"Seni çok seviyorum Hakan"

Başımı kaldırıp ona bakmıştım. Üzerindeki ıslak tişörtü eteklerinden tutup tek bir hamle ile atmıştım. Üzerimdeki tişörtü çıkartmak için uzandığı yataktan doğruluğunda ona izin vermiştim.

Üzerimdeki tişörtü çıkartır çıkartmaz beni yatağa atıp üzerime gelmişti. Ellerini başımın iyi yanına koyup, başını göğsüme gömmüş göğüs uçlarım ile oynuyordu. Bir anda sertçe ısırdığında göğsümü hava kaldırmış acıyla inlemiştim.

Ellerimi onun kalçalarına indirip sıkarken, kendime bastırıp sürtünmesi için teşvik ettim. Üzerimde sütünüp göğüs uçlarım ile oynuyordu.

Yavaşça aşağıya doğru inip karın kaslarıma sulu öpücükler bıraktığı sırada kapı art arda çalmaya başladı. Sinirle bana baktı.

Yerde olan tişörtü alıp üzerime giymiş kendimi düzeltirken gülerek onu dinlemiştim.

"E ama sikerim ben bu işi. Kim amına koyayım bu saatte"

"Şşh bekle bakıp geliyorum"

Uzandığım yerden doğrulup dudaklarına dudağımı bastırıp sertçe emmeye başladığım sırada yeniden kapı çalmıştı.

Kasıklarımda yoğun bir ağrı vardı. Hay ben böyle şansı malûm işi yaparken çalınır mı kapı? Ağır ağır yürüyerek kapıya ilerlemiştim. Kapıyı açtığımda karşımda Haluk'u görünce gözlerimi devirdim.

"Haluk gecenin kaçı olmuş siktirip gitsene evine"

Beni dinlemeden içeri girmişti. Oflayarak kapıyı kapattığım sırada konuşuyordu.

"O cibiliyetsiz yüzünden yakalandık"

"Ulan karakolun karşısındaki duvara yazıyorsunuz yakalanmanız normal. Neyseki kimseyi tutmadılar."

Sözümün bittiği sırada Turan odadan çıkıp, kapıya yaslandı. Kollarını göğsünde birleştirip Haluk'a ters ters baktı.

"Cibiliyetsiz ben miyim?"

"Şerefsizin oğlu... Demek buradaydın"

Şimdi ortalık kızışacak gibiydi. En son Turan böyle baktığında İsmet son nefesini veriyordu.

Her şey 2 saniye içinde olmuştu. Ne ara Turan buraya geldi onu bile anlamamıştım. Haluk'u kapıya yapıştırıp bir elini Haluk'un boynuna geçirip sıktı. Tam o sırada Haluk Turan'a sert bir yumruk attı.

Kalbimde kocaman bir sıvı oluşmuştu.  Bunu ona ben yapmak istiyordum ill başlarda ama şimdi içim gidiyordu ulan...

"Haluk!"

Aralarına girip Turan'ı arkaya doğru attım.

"Siktir git ulan. Evime gelip taşkınlık çıkartmak nedir ayıp amına koyayım"

"Sen onu şu ite söyle"

Gözleri hâlâ Turan'daydı. Kapıyı açıp Haluk'a gösterdim.

"Sabah konuşuruz Haluk. Hadi."

Ters ters Turan'a bakarak evden çıktı. Hiç bir şey demeden yüzüne kapıyı kapatıp Turana doğru döndüm. Elimi yüzüne yerleştirip patlamış olan dudağına baktım.

"Orospu çocuğu..."

Turan'ı elinden tutup salona götürdüm. Işığı açıp banyodan ilk yardım çantasını alıp salona döndüm. Karşısına oturup çantayı açtığım sırada gözlerinin dolduğunu fark ettim.

"Çok mu acıyor?"

Sustu. Yutkundum, kendimi suçlu gibi hissettim. Elime aldığım steril bezi su ile ıslatıp, çenesinden tutarak bana bakmasını sağladım. Yavaşça dudağına bezi bastırıp hâlâ kurumamış olan kanı temizledim.

"Uzunca bir süre öpüşemeyeceğiz diye üzülüyorsun biliyorum."

Gülümser gibi tam oldu ki, dudağıdanki yara yeniden açıldı kanamaya devam etti. 

Dudağına pansuman yapıp yaranın üzerini kapattıktan sonra ona sokuldum. Kollarımı bedenine sarıp başını göğsüme yasladım. Sarı saçlarını okşarken ara ara öpüyordum.

"Uyuyalım yavrum. Yarın okula gitmeyelim."

Bedenini yavaşça kucağıma alıp, ışığı kapatarak yatak odasına doğru ilerledim. Yatak odasının kapısını açtıktan sonra yavaşça yatağa bırakıp altındaki kıyafetleri çıkarttım. Daha sonra üzerindeki tişörtü.

Üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp yanına uzandığımda hemen kolları belimi bulmuş, kendine çekmişti. Düşündüğümden daha uzun bir gece olmuştu.

İyice birbirimize sokulup uyuduk.

Atıfet. GayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin