"Ne rüyası?"

"Hiç, önemli değil sanırım gitsem iyi olur."

İclal anlayamıyordu dünyada neler oluyordu bu karşısındaki neydi? Rüyada değilse kimleri bulması gerekiyordu? Rüyalarının bu kolyeyle ve yürümesiyle ne alakası vardı?

Afşa karşısındaki kızı inceledi şaşkın görünüyordu uykudan uyandığı belliydi dağınık saçları ve üzerindeki pijaması bunu destekler nitelikteydi.

"Peki, gecenin bu vakti onu intihar etmeye sürükleyen ne acaba?" diye geçirdi içinden. Sonra gözü kızın boynundaki kolyeye takıldı.

"Hey orada dur o boynundakini nereden buldun?"

""Bu seni neden ilgilendiriyor?" dedi İclal telaşla çıkan sesiyle. Buradan gitmek istiyordu.

"Bu kolyeden bende de var ve o kolye arkadaşıma ait."

"Sana neden inanayım?"

"Adın ne senin?"

"İclal."

"Bak İclal ben Afşa ve intihar eden insanları kurtarıyorum ve ben bir meleğim. Benim arkadaşımın da görevi bu onun ismi Adin. Bak boynumdaki kolyeye, senin boynunda olan kolyenin aynısı bende de var."

"Bu kolye ne işe yarıyor?"

"İntihar eden insanların yerini gösteriyor ve şifa gücü var yaraları iyileştiriyor."

"Peki, bu kolyenin benim camımın önünde ne işi vardı?"

"Adin kaybettiğinde camının önüne düşmüş olmalı."

"Bana bir not bırakıldı ama."

"Ne notu?"

"Bunu sana söylemeli miyim bilmiyorum."

"Bak arkadaşımı çağırayım hava soğuk burada konuşursak hasta olabilirsin odanda olanları konuşalım ve ortak bir yol bulalım."

İclal bir süre sessiz kalıp düşündü olanlar garip geliyordu ama bir açıklığa kavuşulmalıydı. Karşısındaki meleğe baktı kötü birine benzemiyordu onun iyiliğini düşündüğü bariz belliydi hem de onu ölümden kurtarmıştı.

"Tamam, olur" demekle yetindi sadece.

Afşa gülümsedi ve saniyeler içinde kolyesi yanmaya başladı İclal'in kolyesi de aynı anda yanmaya başlayınca Afşa hızla havalandı.

"Geleceğiz bizi bekle." diye bağırdı.

Kolye her zamankinden daha çok parlıyor artı olarak ilk defa titriyordu. Afşa gitmesi gereken yöne daha hızlı uçmaya başladı sonunda yaklaştığında Adin'i gördü.

"Neler oluyor?" diye fısıldadı kendi kendine.

Büyük bir tepenin üzerinde dev bir meşe ağacına ip bağlanmıştı Adin. Ağlamaktan gözleri şişmişti içinde umudun zerresi kalmamıştı ve hayattan vazgeçmişti. Belirsizlik onu korkuturken o kendi sonunu belirlemişti ve gidiyordu. Saniyeler içinde ipi boynuna geçirdi Afşa gördüklerinin etkisiyle gözlerini kocaman açtı. Adin kendini boşluğa bıraktığı sırada Afşa hızla Adine yaklaştı ve ipi kesti. Yere düşen melek afalladı Afşayı görünce kaşlarını çattı.

"Ne yaptığını sanıyorsun Adin?"

"Afşa bırak beni ne olur başka yolu yok başıma ne geleceğini bilmiyorum kolyemi kaybettim ve bulmam imkânsız."

Adin anın verdiği sinirle ağlamaya başladı zaten daha yeni susmuştu.

"Başaramadım Afşa bana verilen görevi layıkıyla yerine getiremedim."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 16, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Üç Perdede ÖlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin