2

9 2 0
                                    

"Afşa peşimi bırakır mısın artık."

"Adin seninle gelmemdeki sorun ne?"

"Ayrı yerlerde olmamız gerekir nasıl yetişeceğiz?"

"Tamam, gidiyorum bu kez benden kurtuldun."

"Eğitimini tamamladın mı sen?"

"Evet, bitti o yüzden bu gün seninle geliyorum."

"Düzeltelim benimle gelmiyorsun."

"Tamam, Adin sen kazandın pes ediyorum ne yapacaksın?"

"Aslının yanına gideceğim hastanede yatıyor olmalı."

"Bizim dünyamızla bu dünya arasındaki saat farkını hep unutuyorum."

"Afşa kolyen yanıyor."

Afşa kolyesine baktı ilk görevi onu bekliyordu biraz heyecan yapmıştı. Adine baktı son kez ve bulunduğu yerden havalandı. Aklı hala Adindeydi bir yanı dua ediyordu bu gün ölüm görmemesi için.

Adin Aslıyı görmek için yerinden kalktı önce Aslının yüz hatlarını düşündü sonra adını kolyesine fısıldadı kolyesi ona Aslının yerini gösterirken bulunduğu yerden uçarak ayrıldı. Kötü halde görüp tanıdığı kadını iyi halde bulamayı istiyordu. Hastaneye yaklaştı tüm camları teker teker kontrol etti sonunda Aslının bulunduğu odanın camını buldu. Açık camdan içeri girdi odanın köşesine geçti Aslı yatakta uzanıyordu bilekleri sargılıydı babası ve annesi başındaki koltukta oturuyordu. Komodinin üzerinde bir demet çiçek duruyordu Aslının yüzü solgundu Adin etrafı incelemeyi bırakıp konuşulanlara kulak kesildi.

"Güzel kızım Aslım yaptığım her şey için pişmanım. Sana kızmamalıydım hatalarını yüzüne vurmamam gerekiyordu. Biliyorum çok zorladım seni, başarılı olmanı istedim her aile gibi. İstediğim olmayınca sana bağırmamalıydım başarmak için gösterdiğin çabayı yok saydım. Ben çok bencil davrandım güzel kızım ama unutma annelerde hata yapar."

Yaşlı kadın kısa küt saçlarını tek eliyle kulağının arkasına itti gözleri doluydu sıkı sıkı tutuyordu kızının elini sanki bıraksa kızı elinden kayıp gidecekti. Kızına bağırdığı günü hatırladı sınavından düşük aldığı için bağırıp çağırmıştı sinirden gözleri dönmüş ağlayan kızının çocukluktan itibaren yaptığı büyük küçük tüm hataları yüzüne vurmuştu. Hatta o kadar sinirlendirmişti ki bu durum onu duvarın dibinde ağlayan kızının yanındaki duvara masada duran aile yadigârı vazoyu fırlatmış duvarda parçalanmasını izlemişti.

Aslının gözleri dolmuştu yanında oturup elini tutan babasına baktı içinde bir pişmanlık kol geziyordu. Adin olmasaydı belki ölecekti o sırada gözü bir köşede onu gülümseyerek izleyen meleğe takıldı. Minnet dolu gözlerle baktı Adine.

"Güzel kızım biz doktorla konuşalım birde katine uğrayıp gelelim olur mu?"

"Tamam, baba" dedi Aslı kısaca.

Oda boşalınca Aslı Adine baktı dudağının kenarıyla gülerek. Adin kurtardığı kadına yaklaştı az önce Aslının babasının oturduğu koltuğa oturdu gülümsedi ona. Kısa bir sessizlik hakım oldu odada, en son Aslı dayanamadı ve konuştu.

"Teşekkür ederim Adin. Sen olmasan ben şuan yoktum iyiki bana ümit var dedin ailemin beni sevmediği zannederdim. Bilmiyorum belki değerimin anlaşılması için ölmeyi denemem gerekiyordu başta bir şeylerin düzeleceğine hiç inancım yoktu ama haklı çıktın teşekkür ederim."

"Ben sadece doğru yolu gösterdim gidip gitmemek sana kalmıştı ama başardın ben sana güvenmiştim başaracağını biliyordum. Daha yolun basındasın ve çok şey başaracaksın sadece kendine inan ve pes etme. Dediğim gibi sen tamamen toplanana kadar yanında olacağım."

Üç Perdede ÖlümWhere stories live. Discover now