prolog

110 15 45
                                    

Kitabı bu çalma listesiyle okuyabilirsiniz♡♡

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kitabı bu çalma listesiyle okuyabilirsiniz♡♡

Bloom, sessiz koridorlarda hızla ilerleyerek odasına varmaya çalıştı. Dersten kaçan kimse yok gibi görünüyordu, bu onu daha da sevindirdi. Etrafta daha fazla arkasından konuşan veya direkt karşısına geçip tuhaf konuşmalar yapan perilerden ne kadar uzak olursa o kadar iyiydi.

Eski haline döneli bir haftadan fazla olmuştu. Derslere giriyor, arkadaşlarıyla dolaşıyor ve Sky ile randevulara gidiyordu. Sanki hayatının o dönemi direkt kül olmuş gibiydi ama canını yakan ve kendisini rahatsız eden de buydu: dudakları tersinde ısrarcı olsa da, zihninin her bir köşesi o zamanları hatırlıyordu.

Kara büyü onu ele geçirdiğinde bilinci bulanık olsa da tamamen yok sayılmazdı. Buğulu bir camın ardından olanları izlemek gibiydi. İlerleyen zamanlarda camdan dışarı elini uzatmak için birçok fırsatı olmuştu ama bu sefer de o bunu istememişti.

Odasının kapısını kapatıp kendisini yatağa attı. Kiko koltukta uyuyordu, açık gökyüzünde parlayan ay odayı gündüz gibi aydınlatıyordu, kolları arasında sıktığı yastık gittikçe buruşuyor ve içindeki anlamsız telaşın kurbanı oluyordu.

Yastığı kenara bıraktı ve yere düşüşünden habersiz; yatağa dağılmış, alevlerin birer kopyası olan, uzun saçının ucuna dokundu. Alevler, ateş, ejderha ateşi. Onları bağlayan buydu. İçinden bir parça, koruduğu her bir sıcaklık, onu yaratmıştı: Valtor.

Onun dokunuşu sıcaktı, sarılışı içini ısıtıyordu, savaşırken bile farkında olduğu bir şeyler vardı. Bunun sebebi ateş değildi. Ve her şeyin farkında olmak, olmamaktan çok daha kötüydü.

Anılar karmaşıktı ama oradalardı. Kendi halindeyken bildiği Valtor'dan çok daha farklıydı. Ya da Bloom öyle görmek istiyordu. Tutacak bir dal arıyordu, ateşin yakıp geçemeyeceği bir şeyler...

Telefonu defalarca titremeye başladığında kendine geldi. Parmağına doladığı saç tutamlarını bırakıp oturur hale geldi. Masasının üstünde duran telefonunun ekranına bakınca, bugün ilk kez bu kadar titremediğini fark etti. Sky'dan sayılamayacak derecede cevapsız çağrı ve mesaj vardı. Stella ise daha yeni bir çağrı bırakmış ve nasıl olduğunu soran bir mesaj atmıştı.

Derin bir nefes vererek Sky'dan gelen bildirimler gözardı etti ve Stella'ya iyi olduğunu yazdı. Kendini çok kötü hissediyordu çünkü kimse belli etmemeye çalışsa da herkes Bloom'da bir sorun olduğunun farkındaydı. Sky'a soğuk davranıyor ve sürekli dalgın dalgın dolaşıyordu. Bütün arkadaşlarına, ailesine ve Sky'a yalan söylemesinin ağırlığını taşırken, içinde verdiği savaşla bunu yaptığını biliyordu içten içe ama bu suçluluk duymasını engelleyemiyordu.

Telefonunu bu sefer sessize alıp çekmecesine koydu ve yeniden yatağa yattı. Bulamadığı yastığı bile onu üzerken, battaniyesine sarılıp gözlerini kapattı. Birkaç damla yaş gözünden yatağa düştüğünde uyuyakalmıştı bile.

Ejderha Ateşi'nden can bulanın, onu izlediğinden habersiz.






Tiktokta gördüm ve dedimki neden olmasın

Bu giriş gibi bir şeydi hem sizi bekletmemek hemde unutmamak için dşxywpjdiısd valtor ve bloomlu olan bölümleri baştan izleyip direkt ilk bölümü atıcam merak etmeyinn


Umarım sevmişsinizdir



İyi zamanlar!

irresistible -vb-Where stories live. Discover now