Katil imajı

960 48 10
                                    

Ne kadar ağlarsam Ayşe'nin ölümünü unuturum? Ben onu kurtaramaz mıydım?
Lütfen... Lütfen beni affet Ayşe.
İnan bana bir şansım olsaydı kendi canımdan çok seni korumaya çalışırdım.
Daha erken gelseydim ölmeyecektin.
Çok özür dilerim.
Yaptığım her şey için.

....

Herkesin aklında tek bir suçlu vardı, o kişi de bendim.
Daha ne kadar birilerinin beni korumasını beklemek yerine kendimi savunacağım? Hayır ada ne kadar üzgün olursan ol kendini savunman gerekiyor.
Başımı iki yana sallayıp göz yaşlarımı sildim.
Unutma susmak da bir kabulleniş.

Uzayın arkasından çıkıp doğrudan aykutun gözlerine baktım.
Beni görür görmez konuşmayı kesip tekrar üstüme geleceği sırada uzaya kalmadan onu oldukça uzağa iterek kendimden uzaklaştırdım.
"Yeter." Sesim beklediğimden de sert çıktı.
"Ben yapmadım asla da böyle birşeyi yapmam." Herkesin gözlerine bunu ispatlamak istercesine baktım.
Uzayın ve bartunun gözleri haricinde.

"Tesadüf eseri gördüm sonrasında siz geldiniz." Aykut tekrar karşıma geçtiğinde Atakan birşey yapmaması için kolundan tutuyordu.
"Abinin kardeşi olmaya asla layık değilsin." Kaşlarım çatıldı.
"Abin asla yaptığı hatanın üstünü yalanla örtmezdi." Boğazım düğümlendi.
Ben yalan söylemiyorum...
"Dua et, abine dua et." Omzuma sertçe çarparak yüzüme bile bakmadan ilerledi.

Diğerleri hiçbir şey yapmazken ray karşımda durdu bu sefer.
"Çok yazık, basit bir hırs uğruna arkadaşını öldürmek... Çok yazık." Bartu sabır dilercesine gözlerini kapattı.
Rayın gözlerine cesurca bakıp gülümsedim.
"Bir hırs uğruna öyle mi? Bu bana seni hatırlatıyor nedense." Şuan konuşan ben miydim? Sanırım bendim.
"Kimseyi kendime inandırmak için daha fazla çabalamak istemiyorum, şunu bilin sadece ben böyle birşeyi sonunda kendi ölümüm olsa bile yapmam." Ray sinirle yanımdan geçip giderken Atakan da yanıma gelip fısıldadı.

"Sana karşı değilim yapmadığını biliyorum fakat aykutu yanlız bırakamam." Hiçbir cevap vermedim.
Kaç yıllık dostu sonuçta aykutun yanında durursa daha çabuk atlatır belki? Diğerleri de neredeyse aynı cümleleri kurup giderken geriye uzay ve Bartu kaldı.
Ayşe'nin ölü bedeninden geriye kalan sadece yere akan kanları oldu.

"Bunu kim yapmış olabilir?" Bartu yere sorgulayıcı şekilde bakarken benim aklımda bir isim canlandı.
Andrea.
Bahsettiğin şey bu muydu?
Anında uzaya döndüm.
"Benim yüzümden..." Ellerim ağzıma giderken devamını getiremedim.
Eğer teklifini kabul etseydim Ayşe ölmeyecekti.

Uzay elimi ağzımdan cekip başımı sabit tutarak gözlerine bakmamı sağladı.
"Sonunda ölüm olduğunu bilemezdin." Gözümden akan yaş uzayın eline düştü.
"Artık biliyorum, biliyorum ve bunu bile bile onun tersine davranamam..." Transta gibiydim.
Birisine daha birşey olacağı gerçeği ile nasıl yaşarım?
"Olmayacak, hiç kimseye birşey olmayacak." Ya uzaya birşey olursa? Peki diğerlerine?

"Bugün bu saçmalık bitecek." Bartu bundan emin olmamı istercesine omzuma dokunup arkasına bakmadan ilerledi.
Uzay ne kadar durmasını emretse de uzayı dinlemedi.
"Geleceğim buradan ayrılma." Peki diye mırıldandırken uzay da bartunun peşinden ilerledi.
Biraz ileride ki duvara ilerleyip sırtımı oraya dayadım ve yere çöküp bacaklarımı kendime çekerek gözlerimi kapattım.

Gözümden yaşlar akarken sadece bir ölümün daha yaşanmaması için dualar ediyordum.
Her saniye zihnimde canlanan cansız bedenleri hatırlamak istemiyorum artık.
Artık hayatımda yer edinmiş kişileri öldü diyerek hatırlamak istemiyorum.

"Güçlü diye anılan kızın ölümü fazlasıyla ezikçe oldu." Bu ses...
Rüyalarımda duyduğum ses ile başımı aniden kaldırırken gözlerinden bile gücünün okunduğu Andrea ile göz göze geldim.
Yanıma eğilmiş oldukça yakın bir pozisyondaydı.
"Ölmek için fazla çabaladı." Gözlerimden akan yaşı hırsla silerek ayağa kalktım.
Benimle eş zamanlı olarak o da kalktığında nefretle gözlerine baktım.

Vampirin Gölgesinde Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin