Ona sarılıp kucağına çekti, yüzünü boynuna yerleştirirken derin bir nefes aldığını hissetti. "Ama seni çok özleyeceğim..."

Louis onun görmemesinin rahatlığıyla gülüşünü düşürdü. Yine de sesine yansıtmamaya çalıştı, çünkü ne onu alıp Paris'e götürmesini istiyordu, ne de ikilemde kalmasını.

"Ben de özleyeceğim," Harry'nin kafasını kaldırmasına izin vermeden kollarını boynuma doladı. "..ama çok kalmayacaksın ve bu defile senin için çok önemli."

"Evet... Ama yine de zor olacak..."

Güldü. "İstediğin zaman görüntülü ararsın Harold."

"Bir an önce gidip gelmek istiyorum..."

Çocuk gibi mızmızlanan eşinin onu kucaklamasına izin verip yatağa geçmiş ve gitmeden önce bol bol sarılarak özlemeden özlem gidermişlerdi.

Ertesi sabah ise çok fazla zorlanmıştı Harry.

"Gidemiyorum..."

"Harry saçmalama geç kalacağız!"

Bahçede vedalaşmaya çalışıyorlardı ancak Alfanın Omegasını bırakmaya niyeti yoktu.

"Harry," dedi kaslı kolların arasından zorlukla. "..bunu konuşmuştuk, lütfen Elish'i dinler misin!?"

Sızlanarak Louis'ye son kez sıkıca sarılıp öptü. "Görüşürüz Omegam. Orada işim bittiği gibi geleceğim, söz veriyorum!"

"Bekliyorum Harold."

Omegasının gülümsemesine bakarken yüzü ağlamaklı bir ifadeye bürünmüştü. Onu tekrar göğsüne yaslayıp arkadaki anne babasına döndü. "Omegama çok iyi bakın! Döndüğümde tek bir çizik bulmak istemiyorum! Ne fiziksel, ne ruhsal!"

"Sen hiç merak etme oğlum!" Dedi Anne coşkuyla, kocası göz devirirken. "Kendi oğlum gibi bakacağım ona..."

"Şurada üç gün kafa dinleyecek o da yokluğunda, endişelenme sen."

Harry babasına somurturken ayrılmadan önce Louis'nin alnını da öpse bırakamayacak gibi olduğundan mecburen koluna yapışıp çekiştirmişti beta.

Sonunda arkasından el sallayabildiklerinde Louis dönüp kayın ebeveynlerine bakmıştı. "Bu kadar kafa ütülediği için kusura bakmayın."

"Oh, Louis! Bu onun her zamanki hali. Konu sen olunca bit tık daha artıyor o kadar."

"Yine de kendimi sorumlu hissetmeden edemedim."

Anne damadının koluna girip içeri yol alırlarken Robert'ın çatılan kaşlarını ve tuhaf bakışlarını farketmemişlerdi.

Bir saniye...?

Birlikte oturma odasına geçtikten sonra erken ve acele yaptıkları kahvaltıdan bir şey anlamadıkları için Anne'in yapmasını istediği çayı demleyip getirdi Margaret.

Robert kafasındaki karmaşayla birlikte salona girdiğinde gözlerini Omegaya dikmekten alamamıştı kendini. O ise Anne'le birlikte bir kataloğu inceliyordu.

"Şunlara bak Louis! Ne kadar güzeller! Ah... İçim gidiyor. Bu kez yatak odamı değiştirmek istiyorum. Sence ne tarz almalıyım? Son aldığım geçen senenin modasıydı, bir türlü değiştirecek fırsat bulamadım."

"Bence ilk gözünüze çarpanı alabilirsiniz anne."

"Mantıklı, ama yine de çok arada kalıyorum! Hep bir sonraki sayfadakileri daha çok beğeniyorum. Bunun sonu yok gibi!"

Anne sitemini ederken bardağını bıraktı ve en az oğlununki kadar parlayan gözlerini damadına dikti. "Hadi birlikte seçelim!"

"Zevkimiz uyar mı ki?"

Raunchy Alpha // larryWhere stories live. Discover now