zehn

556 83 46
                                    

Arabayı ele geçiren sessizlik biraz daha böyle devam ederse içlerine işleyecekti Hyunjin ve Felix'in. Kafenin arkasına park ettikleri arabalarına oturmuş, ses kaydını dinliyorlardı.

Jisung'un yanında dinleyip onu tekrar huzursuz hissettirmek istememişlerdi. Ama keşke kendileri de dinlemeseydi.

Minwoo'nun sesi duyulduğu an Felix korkuyla Hyunjin'in koluna tutunmuştu. Gözleri gibi sesi de titreyerek "Hyunjin" diye mırıldandı. Hyunjin'in dün gece Minwoo ile konuştuğunu bilmiyordu.

Hyunjin kaydı durdurup oturduğu yerde vücudunu tamamen Felix'e döndürdü. "Minwoo... Onları tanıdığını söylediyse.. Bu hiç şansımız kalmadı demek mi?" dedi Hyunjin'in kolunu destek alırcasına sıkmaya devam ederken.

Hyunjin kolunu sıkan küçük eli tutup ve yanağının üstüne koydu. Kendi elini de yanağına koyduğu Felix'in eli üstüne sarıp göz göze gelmelerini sağladı. "Sakinleş, öyle bir şey söylemedi Minwoo."

"Hyunjin.."

"Felix'im, bebeğim. Hiç şansımız kalmadıysa bile bu Minwoo yüzünden değildir tamam mı? Bak dinleyelim devamını anlayacaksın."

Ellerini okşayarak kucağına indirip onay bekler gibi baktı Felix'e. Kafasını küçükçe salladığını gördüğünde kaydı devam ettirip tekrar ellerini birleştirdi.

Kayıtta Minwoo'nun odadan çıktığı duyulduktan sonra Felix inanamadı onun odaya kapatıldığında. Bunları yaşamak zorunda mıydı bu küçük çocuk?

Hyunjin'e döndüğünde ifadesizce ses kaydının ilerleyişini izlediğini gördü. Bir şey söylemeden Hyunjin'i izlerken kaydı dinledi.

Kayıt bitti, Hyunjin derin bir yutkunuşla Felix'e döndü. Bu 'Bu kayıt işimize yarar ama keşke Minwoo'muz bunları yaşamamış olsaydı.' demekti.

"Minwoo nasıl Jisung ve Minho'nun orada olmasına bir tepki vermedi?"

"Dün akşam konuştum onunla." Çatılan kaşlarıyla ne konuşmuş olabileceğini düşünürken Felix, Hyunjin devam etti. "Jinyoung'u şikayet edeceğimizi bu yüzden Minho ve Jisung'u oraya gönderip ses kaydı alacağımızı söyledim."

"Dün akşam nasıl konuştun ki? Yanımdaydın."

"Kucağımda uyuyakaldın ya sen. O sırada yazdım. Geç olduğu için arayamadım. O da telefonu uzun süre açık tutamazdı zaten."

Felix duyduklarıyla ve aniden yüklenen farkındalıkla "Hyunjin!" dedi heyecanlı çıkan sesiyle. Hyunjin böyle bir yükselme beklemediğinden aniden vücudundan bir titreme geçti.

"Neden burada bekliyoruz hala? Gidelim hemen şikayet edelim. Bir an önce sarılıp artık bizimle olabileceği haberini verelim Minwoo'ya."

Hyunjin hala sıkı sıkı elini tutan küçük eli dudaklarına bastırdı. "Gidelim güzelim benim." diyerek arabayı çalıştırdı.

İçindeki heyecan vücudunu öyle sarmıştı ki Felix'in bunu dışarı yansıtmaktan hiç çekinmedi. Radyoyu açtı ve gözlerini kapatıp küçük çocuklarını düşündü.

"Başardık mı? Başardık mı Hyunjin istediğimiz gibi gidiyor her şey değil mi? Minwoo'ya mı gideceğiz şimdi?"

Şikayet için geldikleri kurumdan ayrılırken hızlı hızlı merdivenden inen Felix sımsıkı elini tuttuğu Hyunjin'i sürüklüyordu peşinde. Hyunjin eşinin bu haline gülümsedi.

Arabalarının önüne geldiklerinde küçük olan sırtını arabaya yasladığında, büyük olan ellerini onun beline sardı. Başını omzuna gömdü ve boynuna derin bir öpücük bıraktı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 11, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

slump, hyunlixWhere stories live. Discover now