vier

501 76 52
                                    

"Sana küçük bir sır vereyim mi?"

Felix ve Hyunjin gözlerini onlardan ayırmamışken, Minwoo garsonun söylediği şeye hızlıca kafasını salladı. "Ben çok güzel bir erkekle evliyim."

Garson gülümseyerek Minwoo'dan uzaklaştığında, Minwoo kocaman gülümsemesiyle konuştu.

"Bibimbap kadar güzel mi peki?"

Duyduğu soruyla gülümseyen garson, geri gitmek için hazırlanırken elindeki tepsiyi kolunun altına sıkıştırdı.

"Bence bibimbaptan bile güzel. Hatta bak orada, tepsi var elinde."

Minwoo merakla garsonun işaret ettiği yere baktığında, mavi saçlı adamı gördüğünde dudakları aralandı. "İkinizin de saçları çok güzel. Dokunabilir miyim?"

Garson kafasını sallarken Minwoo'ya doğru yaklaştı. Küçük eller anında saçlarının arasına girdi. "Vay canına! Onunkiler de böyle yumuşak mı peki?"

"Kendin bakmaya ne dersin?" Soruyu sorduktan sonra küçük çocuktan onay alınca daha yüksek sesle arkaya doğru seslendi, "Jisung! İşin bittiğinde buraya gelir misin?"

Jisung, mor saçlıyı duyduktan sonra oraya adımlamaya başladı. "Bir şey mi oldu?"

"Bu küçük çocuk iki şey istedi senden."

Jisung kaşlarını çatarak Minwoo'nun önünde dizleri üzerine çöktü. "Söyle bakalım istediklerini, yapabileceğim şeylerse yaparım."

"Öncelikle homofobik olmamanızı istedim ama zaten mor saçlıyla evliymişsiniz." Jisung gülümseyerek kafasını salladı.

"Minho,"

"Efendim?" Minwoo, mor saçlının dediğini anlamayıp kaşlarını çattı.

"Mor saçlı dedin ya, Minho benim ismim."

"Benim ismim de Minwoo, tanıştığıma memnun oldum."

Minho, Jisung'un elindeki boş tepsiyi de alıp geri geri adımlarken elini salladı.

"Ben de memnun oldum Minwoo. Gitmem gerek şimdi ama bir daha gel tamam mı? Görüşürüz."

"Diğer isteğini söyle bakalım şimdi."

"Saçların çok güzel görünüyor, dokunabilir miyim?"

Jisung onayladığında Minwoo'nun minik elleri bu sefer de onun saçları arasına girdi. Bütün bunları gülümseyerek izleyen Hyunjin, Felix'in onu dürtmesiyle ona döndü.

"Kalkmamız lazım artık, Jinyoung Minwoo'ya bir şeyler demesin."

Hyunjin onaylayıp oturduğu yerde toparlandı. "Minwoo güzelce yemeğini yediğine göre hadi kalkalım yavaş yavaş."

Minwoo hiç istemediği halde onların moralini bozmamak için bir şey demeden kafasını salladı. Elini mavi saçlar arasından çekerken mırıldandı. "Minho hyungun da senin de saçların nasıl bu kadar yumuşak?"

Jisung çöktüğü yerden kalkarken, "Saçlarımızı boyamamızı o istediği için bakımını da kızımıza yaptırıyoruz. Krem sürüyor galiba, bilmiyorum hiç."

Minwoo oturduğu yerden kalkarken gözlerini kocaman açıp hızlı hızlı konuştu. "Kızınız mı var birde? Siz nasıl homofobik olabilirsiniz ki? Kaç yaşında kızınız?"

"Evet kızımız var, okulda hatta şu an, 10 yaşında."

"Wooa benden iki yaş büyükmüş, 8 yaşındayım ben."

Minwoo küçük parmaklarıyla sekiz yaparken, Felix arkasından çıkardığı hırkayı onun üstüne giydirmeye çalışıyordu. Hyunjin çoktan kalkmış kasaya doğru ilerliyordu. Jisung, Felix ayağa kalktığında yakından gördüğü yüzündeki çillerle ağzını kocaman açtı.

slump, hyunlixDonde viven las historias. Descúbrelo ahora