14.Bölüm: Eve dönmek

Start from the beginning
                                    

"Yalan söylüyorsun, kalkmayacağım hem arkada daha rahat edersin."

Zaten beş kişilik arabaya altı kişi nasıl sığıcaktık? Hayatta onlarla arkada sıkışık oturmazdım, o yüzden Eren oradan ya kalkacaktı ya da..

"Ben o zaman sizle gelmeyeceğim. Eren ön de rahat etsin." Eren gözlerini kısarak bana baktı. Amacımı anlamasa zaten salak olduğunu tescillemiş olurdu.

"Oğlum, sen arka koltuğa geç hadi." Dedi kadın.

"Anne yalan söylüyor, hem daha ne kadar oldu hemen yerimden etme derdinde beni!"

Senin yerinde olmak isteyen kim? Benim bu aile için geleceğe yönelik bir planım yoktu ki.. bu işler hemen olmazdı.

Ama burnundan da getirmeden benim içim rahat etmezdi. Birine taktı mı takıyordum işte, uyuzluk değil mi?

"Eren gerçekten kıskançlığın sırası mı abicim? Kalk hadi arkaya geç, ne uzattın?"

Oklar ondan tarafa çevriliydi artık.

"Zaten hepimiz sığmayız, ben Cerenle beraber taksi ile gelirim. Hadi Eren," Emrenin ardından Caner de konuştuğunda Eren arabadan indi.

Ne dedim size? Zafer Neşenindir.

Sandalyeden kalkarak tek ayağımın üzerinde sekerek, arabaya bindim. Onlardan özellikle yardım almak istememiştim. Ben bindikten sonra sandalyeyi ikiye katladı babaları. Bagaja koyduktan sonra sürücü koltuğuna oturdu.

Ceren ve Caner, bizle vedalaştıktan sonra taksi çevirmek için önden gittiler. Eren hemen arkada annesi ve abisinin ortasında oturduğu için, dikiz aynasından rahatlıkla onun bozulan suratını görebiliyordum.

Araba da herkes kemerini taktığında aynadan Eren ile göz göze geldik. O ağzını açana kadar ben kemerimi bağlamıştım. Eğer ondan önce davranmasam, onların beni bıraktığı zaman kemerimi de bağlamadığım bahanesini sunabilir, ön de oturduğum için de riskli olur muhabbetine girebilirdi.

Tamam, iyi hoşta.. ben bunları nasıl daha yeni gördüğüm adamın yüzüne bakıp anlıyor, ya da hissediyordum?

Neşecim, inkar etsen de elinde kapı gibi dna testi var.

Düşünmekten kafayı yememe az kalmıştı.

Araba da konuşan da yoktu. Kim ne zaman ağzını açsa ben onlara ters cevap veriyordum, bu yüzden kimse cesaret edemiyordu.

Yollar ise, aynıydı. Sıkılmaktan patlayacaktım.

Yirmi dakika süren Araba yolculuğu bitmek üzereyken, Cerenlerin mahallesine giriş yaptık. En azından burayı biliyordum.

Hilal beni doğum günü için evine davet ettiğinde de gözüm bu evde kalmıştı. Hatta o kadar gözüm kaldığı için ev başlarına yıkılır sanarken asıl benim dünyam başıma yıkılmıştı.

NEŞE (Aile) Where stories live. Discover now