'yakın zaman

380 55 29
                                    

Min yoongi..

İsmi çok güzel gelmişti, uyumluydu.

"Ve.. sen?"

"A-a şey park jimin ben" diye cevap vererek gülümsemiştim.

"İsmin güzelmiş"

Teşekkür anlamında başımı salladım.
Ardından telefonuma gelen bildirimle irkilip ekrana bakmış:

"Şey yoongi gitmeliyim acil bir isim çıktı tanıştığımıza memnun oldum, köpeğin çok tatlı her neyse hoşçakal"

"Hadi chimmy eve gidiyoruz"

Hızlı adımlarla uzaklaşmıştım. Üniversite için link göndermiştiler ve bu benim için önemliydi.

Tatil bitince okula dönecek ve düzen getirmeliydim.

Bir yıl hazırlık okumuştum. Koreceyi ana dilim gibi öğrenmiş okula alışmıştım.

Eve geldikten sonra bilgisayarıma kurulup linki oraya aktarmış ve beklemeye başlamıştım.

Beklerken kendime bir şeyler hazırlamış ve geri dönerek uygulama beni beklemeye salonuna almıştı.

Chimmy ise salonun köşesinde uyuyordu.

Sonunda toplanma odasına girdiğimde profesör konuşmaya başlamış ve notlar almamız gerektigini söylemişti.

Notları hızlı hızlı alıyor ve arada kıpırdanan chimmy'e bakıyordum.

Yaklaşık 3 saat süren seans için ara verildi yarım saat.

Daha sonra 2 saatlik ek bir şey daha vardı.

Kore'nin eğitimi gerçekten zorlayıcı olsa gerek.

Bu yarım saatlik molada markete gitmeyi düşünüp kabanimi giyindim.

Burası ülkeme göre baya soğuk bir yerdi.

Evden çıkarken anahtarı unuttuğumu fark edip geri dönmüştüm.

Sokakta yürürken sokağın ilk ara sokağında kavga sesleri geliyordu.

'Çok tanıdık' dedi jimin içinden.

Ve yürümeye devam etti.

Yazar:

Marketten ihtiyaçlarını alan küçük beden eve doğru adımladı. Girdiği seanstan dolayı havanın karardığıni fark edememişti ve şimdi güneş arkasında batarken o evime yürüyordu.

Jimin için favori zamanlar ikindi vakitleriydi. Gün batimlarina bayılır ve genelde o zamanlar dışarı çıkardı.

O kadar dalmıştı ki girdiği ara sokağın neresi olduğunu bile idrak edememiş ve etrafına bakmaya gerek duymuştu.

En son yerdeki koyuluğu fark ettiğinde
Duraksadı sarışın.

Kırmızının en koyu tonunu alan bu duvar dibi küçük olanın dikkatini çekmiş ve parmağını orada gezdirmişti.

Sprey boya diye düşünerek kalktı jimin.
Daha fazla vakit kaybedemezdi ve evin yolunu görerek adımladı.

Girdiği seanslar nihayetinde bitmiş ve derin nefes almıştım

Gerçekten yorucuydu.

5 saat aynı profesör bozuntusunun kulak kanatan sesi, aynı pozisyonda durduğum için oluşan boyun ağrım ve yorulan ellerim bana küfür ediyordu.

Geriye doğru yaslanıp kendimi esnetmiştim. Yukardan gelen tıkırtı ile irkilmis ve merdiven tarafına bakmıştım.

Bir şey yoktu ki olamazdı zaten evde bir tek ben vardım.

Merdivene bakmaya devam ederken merdivende küçük bir şeyin yuvarlandığını gördüm.

Kaşlarımı çatıp yerde duran rulo şeklinde ki kağıda bakıp iç geçirdim.

Yeni bir not daha.

Elime alıp kağıda baktım. Bildiğin beyaz bir kağıttı, kan falan yoktu.

İçini açıp okumaya başladım.

İki kelime yaziyordu sadece.

Kağıdı kaplayan iki tane kelimeden oluşan bir laf kalabalığı.

"Çok yakında"

__

Fic hakkında merak ettiğiniz bir şey varsa buraya yazabilirsiniz.

_

~frezya

nota sanguinosa || yoonmin Where stories live. Discover now