-6- BANA BORÇ VEREBİLİR MİSİNİZ?

55 3 4
                                    


Bay Gi-hun toplantı odasına gitmek için ayağa kalktı. Oldukça yorgundu. Gece iyi uyuyamamıştı. Bütün gece gelen maillerle uğraşmıştı. İlk toplantısı da az önce bitmişti. Yürürken sekretere gülümsedi. O anda sekreter "Bay Gi-hun bir dakika bakabilir misiniz?" Bay Gi-hun sekretere doğru yürürken "Kötü bir şey yok umarım" sekreter yerinden kalkıp "Hayır Efendim, bu sizin adınıza gönderilmiş." deyip elindeki zarfı uzattı. Gi-hun alıp önünü arkasını çevirdi "Kim gönderdi bunu? Üzerinde isim yok." Sekreter "Bir Beyefendi bunu yanlızca size vermem gerektiğini söyleyip gitti. Polisi aramamı ister misiniz?" Hayır manasında kafasını sallayarak "Buna gerek yok" dedi. Yürürken "Eğer aklımda ki şey ise polisin bile yardımı dokunamaz bana şuan da." deyip toplantı salonuna gitti.



Taehyung çoktan okula gelmişti. Herkes sıralarına oturmuştu. Etrafına baktı. İnsanları bilinçsizce izlemeye başladı. İşin içinden nasıl çıkacağını düşünüyordu. Hoca dersi anlatmaya başladı. Taehyung sadece olanları düşünüyordu. Sonra dün gece ki adamın söyledikleri zihninde yankılandı. Sonra doktorun söyledikleri. Zihninde şu sözler dönmeye başladı "paraya ihtiyacın var değil mi Kim Taehyung?" Sonra doktorun sesi "Annen felç kalacak ve yavaş yavaş ölecek." Terlemeye başladı. Yüzünü sildi. Gözünü kapattı, o anda bir el omzunda hissetti "İyi misin evlat?" Taehyung o anda kendine geldi. Etrafına baktı. Hocasına bakarak "Şey... Ben. Evet, iyiyim Efendim sadece bir az yorgunum. Çıkabilir miyim?" "Tabi ki evlat kendine dikkat et."

Çantasını alıp sınıfı terk etti...

Taehyung pizzacıya geldi. Sekiz yüz otuz milyon won lazımdı. Derin bir nefes alıp içeri girdi. Patron Taehyung'u oldukça seven naif biriydi. Orta yaşlı, uzun boylu. "Taehyung burada ne işin var senin? Gece vardiyasında çalıştığını sanıyordum." Taehyung utanarak yaklaştı "Efendim aslında ben sizden bir şey rica etmek için gelmiştim." Patronu "Otur. İyi misin sen? Neyin var böyle? Yüzün kireç gibi olmuş. Taehyung oturup mahcup bir şekilde ona baktı "Efendim bu gün uyandığımda annem çok kötü bir haldeydi. Onu hastaneye götürdüm. Beyninde tümör vardı zaten, fakat doktor bir an önce ameliyat olması gerektiğini yoksa onu kaybedeceğimi söyledi." deyip ağlamaya başladı. Patron onu sakinleştirerek "Peki benden ne istiyorsun?" Taehyung kıyafetinin köşesini eliyle sıkarak "Bana borç verebilir misiniz?. Burada bedava çalışmaya razıyım. Avukat olunca da borcumu fazlasıyla öderim." Patron "Ne kadar bir borçtan bahsediyorsun?" Taehyung yutkunarak "Sekiz yüz otuz milyon won... Söz veriyorum çok çalışacağım Patron-"
"Dur evlat sekiz yüz otuz milyon won öyle hemen verilebilecek bir borç değil. Küçük bir mebla olsaydı olurdu. Bak seni severim. Azimli, çalışkan bir gençsin ama veremem kusura bakma. Hem sana nasıl güveneyim ki?" Taehyung "İki yıldır yanınızda çalışıyorum bir yanlışımı görmediniz." Adam gülerek "Bu yinede sana güveneceğim anlamına gelmiyor. Kardeşler bile birbirlerine ihanet ediyorken sana neden güveneyim? Kusura bakma." Taehyung hem sinirli hem ağlayarak oradan ayrıldı. Kime gittiyse veremeyeceklerini söylediler ya da alay ettiler. Taehyung eve geldi ve yorgun bir şekilde kendini yatağa bıraktı.






 Taehyung eve geldi ve yorgun bir şekilde kendini yatağa bıraktı

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.















Evet bu bölümde bu kadardı. Biliyorum biraz kısa ama geçiş bölümü olarak düşünün . Biraz geç geldi bölüm bu yüzden özür dilerim . İyi okumalar.

Lütfen oy verin ve yorum yapın💞














SQUID GAME 2Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon