-2- GÜZEL BİR GÜN

130 4 3
                                    

2. Bölüme hoşgeldiniz lütfen vote vermeyi unutmayın 💕😊✨

Şimdi kendine yeni kurbanlar arıyorlardı. Bir anda kızının sesini duyup irkildi ve ona baktı. "Baba beni dinlemiyor musun?". "Ha! Ne! Ne dedin? Üzgünüm canım biraz yorgunum, sanırım bir duş alsam kendime gelirim"

Taehyung okuldan çıkıp kardeşinin okuluna gidiyordu. Taehyung 23 yaşında üniversite son sınıf öğrencisiydi. Mezun olunca avukat olacaktı. Genç, yakışıklı bir okadar da cömert ve iyi kalpliydi. Otobüsten inip okula doğru yürüdü. İçeriye girip bahçede bir banka oturdu. Saatine baktı. Henüz on dakika vardı çıkmasına. Çok yorgundu çünkü tüm gece sınavına çalışmış ve yetiştirmesi gereken bir yığın ödev listesi vardı. Bir an önce eve gidip derslerine başlamak istiyordu. Birden telefonu çaldı. " Alo efendim anne... Evet şuanda bekliyorum... Bilmiyorum birazdan çıkacaktır... Evet... Tamam görüşürüz anne" deyip telefonu kapattı. Sonra çantasından suyunu çıkarıp içmeye başladı. Hava oldukça sıcaktı. Sonra telefonunu cebine koyacak iken defterin üzerine devirdi. Panikle "Hayır! Hayır! Olamaz" dedi. Şişeyi kaldırıp kapağını kapattı. Korkuyla defterini açtı, derin bir nefes aldı. Sadece dış kapağı ıslanmıştı. Peçete yardımıyla defterini silip çantasına attı. Suyunu eline alıp, çantasını sırtlayıp ayağa kalktı. O sırada öğrenciler çıkmaya başlamıştı. Gözü Yongbok' u aradı. Biraz sonra o da çıktı. El sallayarak abisine koştu. "Bari bu gün gelmeseydin çok yorgunsun. Ben yolu biliyorum zaten" dedi. Taehyung kafasını okşayarak "Benim küçük kardeşim büyüdü ve erkek adam mı oldu?" dedi.
Yongbok abisinin elini tutarak "Yapma abi! Utandırıyorsun beni" dedi etrafına bakarak. Taehyung " Yoksa senin sevgilin mi var? Ondan mı bu triplerin. Hani nerede göster bana." Yongbok "Saçmalama! Yok öyle birşey." diyerek elini yüzüne götürdü. Yüzü çok kızarmıştı. Taehyung "Peki öyle olsun ama sevgilin olduğu zaman ilk bana söyleyeceksin." dedi. Yongbok kızmaklı "Sana yok öyle bir şey dedim. Ya neden anlamıyorsun?" diyerek peşinden koştu.

Gi-hun duşunu çoktan almış ve hazırlanmıştı. Aynı şekilde Ga-yeong'da...
Gi-hun hizmetçiye "Bu gün akşam yemeği hazırlamayın, bütün gün dışarıda olacağız." dedi. Gi-hun'un açtığı şirket bir emlak şirketiydi. Evide şehrin en lüks eviydi. Evden çıkıp arabaya bindiler. Önce yemek yemek için lüks bir restorana gittiler. Yemekler gelince koyu bir sohbet eşliğinde yemeklerini yemeye başladılar. Gi-hun "Günün nasıldı? Sınavının olduğunu söylemiştin." Ga-yeong "Sınavım normaldi baba." Birden kaşığını bıraktı ve "Her şeyde iyiyim. Çok çalışıyorum fakat matematikte çok sıkıntı çekiyorum. Ve bu gün de oldukça zorlandım." Gi-hun birden elini tutarak "Neden bunu bana daha önce söylemedin, Hoca tutardım senin için. Yarından itibaren özel bir hoca tutacağım." Ga-yeong sevinçle yerinden kalktı "Teşekkür ederim baba! Göreceksin çok başarılı olacağım." dedi.

Bayan Hyuna-ae, Taehyung'un kolunu tutarak "Sen çok iyi bir evlatsın. Seninle gurur duyuyorum. Kardeşine hem abilik hem babalık yapıyorsun." Taehyung ileride ayakkabısını giymeye çalışan kardeşine bakarak, annesine "O benim kardeşim, sırdaşım, herşeyim. Siz olmasanız ben bir hiçim." Annesi ağlamaklı oğluna sarıldı. O sırada Yongbok'un sesi duyuldu "Hadi abi gelmiyor musun? Ayrıca annem en çok beni seviyor, hiç boşuna sarılma. Değil mi anne?" Annesi gülümseyerek kafa salladı. Taehyung "Hadi gidelim" deyip ayakkabısını giyerken, annesi Yongbok'un yanağını okşayarak "Sakın geç kalmayın ve kendinize dikkat edin" dedi. İkiside vedalaşıp ayrıldılar.
Bir mağazanın önünde indiler. Mağazaya girerken Yongbok "Burda ne işimiz var? Sen yine bir şeyler karıştırıyorsun ama ne?" dedi. Taehyung gülümseyerek "Sen eğlenmene bak buna takılma. Benimle gel." Beraber bir şeyler yediler. Taehyung "Karnını iyice doyur. Daha seni götüreceğim bir yer var."dedi.

Gi-hun ve kızı Ga-yeong birlikte yemekten çıktıktan sonra bir eğlence parkına gittiler. Ga-yeong "Çok mutluyum baba! Burayı çok seviyorum." "Bunu bildiğim için seni buraya getirdim zaten. Hadi ilk hangisine binmek istersin?" Ga-yeong etrafına bakıp şöyle bir düşündükten sonra "Hmmm bakalım... Şey buldum! "deyip ellerini çırptı "Önce kolay olandan başlamaya ne dersin babacığım?" Gi-hun "Ne? Nasıl yani kolaydan başlayalım derken neyi kastediyorsun?" Ga-yeong "Baba diyorum ki atraksiyonu yani adrenalin dozu en azdan, en yükseğe doğru yapalım. Yani aletlere böyle binelim. Anladın mı?" "Tamam canım anladım. Öyleyse ilk hangisinden başlayalım?" Ga-yeong "Gondolla başlamaya ne dersin?" Gi-hun "Peki hadi gidip bilet alıp başlayalım." dedi.




645 kelime

Umarım beğenmişsinizdir. 💕

Yorum yapıp vote verirseniz çok sevinirim ✨

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere güle güle 👋✨

SQUID GAME 2Where stories live. Discover now