GİRİŞ

9.4K 319 112
                                    

Başlangıç tarihi bırakalım.

Yorum atmayı ve bölümü yıldızlamayı unutmayalım.

Şehit Onur Kemal Pazarbaşı anısına

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.


Şehit Onur Kemal Pazarbaşı anısına...

Ve nice şehit düşen Mehmetçiğimizin anısına...

'Askerlik rütbe ve elbise değil. Ruhtur.'

Hüseyin Nihal Atsız.

🦅

Uzun yıllardır olduğu bu topraklara baktı Akif... senelerdir burada, bu topraklarda yaşıyordu. Evlatları için, devrelerinin aileleri için, bu vatan ve bu vatanın çocukları için. Geride bıraktığı ailesi ve yitip giden gençliği burada solmuştu. Ama bundan asla şikayetçi değildi çünkü, her şey vatan içindi.

Vatan dedi, Akif. Beş harf, iki hece ama koskoca bir dağ demekti. Toprak demekti, can demekti, yuva demekti.

Üsteğmen Akif Yıldız...

Birinci seçeneği hep yaşamak, ikinci seçeneği yaşatmak ve üçüncü seçeneği kavuşmak olan korkusuz, yiğit bir askerdi.

Ömrünü bu topraklarda geçirmişti. Önce Tunceli Hozat, sonra Hakkari Çukurca, Şemdinli, Yüksekova, Kuzey Irak Mahmur ve uzun zamandır da Beytüşşebap...

Saçlarına bu topraklarda ak düşmüştü. Bu topraklarda kaybettiği canların uğruna, kollarında kaybettiği devrelerinin uğruna saçları beyazlaşmıştı.

Hayat Akif'ten çok şey almıştı. Önce devrelerini, sonra da ailesiyle olan bağını...

Üç ayda bir eve gidiyordu neredeyse. Hatta bazen altı ayda bir... süresi hep kısıtlıydı. Ömrü de öyle değil miydi zaten... bugün vardı, yarın yoktu. Daha bir kez olsun evlatlarıyla, eşiyle beraber Şırnak'tan öteye doğru düzgün gidememişti bile.

Ya peki güzeller güzeli eşi ve evlatları? Sırf evinde Akif'i beklemek için memleketine gitmezdi. Evinde oturur, çocuklarıyla aylarca eşini beklerdi. Of demeden, bıkmadan, usanmadan sadece beklerdi. Ağzında dua eksik olmadan kocasını beklerdi.

Önce sağına baktı, sonra soluna. Yine bir görevdeydi. Sınır ötesinde bir görevdeydi timiyle beraber. şöyle hafif bir gezdirdi etrafa, dört bir yanı asker kaynıyordu. Bu vatanın her toprağından devresi vardı. Van, Trabzon, Mardin, Sakarya, Edirne Şanlıurfa, Tekirdağ ve nicesi... her birinin de tek bir amacı vardı. O da yaşamak ve yaşatmak.

Sigarasından bir yudum daha alıp, dumanı yavaşça bıraktı. Burada ki en yakın dostu sigaraydı.

Önce sigarasına anlatırdı derdini, özlemini, korkularını... sonra o sigarayı yakar, dumanıyla uzaklara gönderirdi tüm hislerini. Yoksa aksi takdirde dayanamayacak gibi oluyordu özlemi. Derdi sınırları aşıyor, özlemi göğüs kafesine dar geliyordu artık.

MEHRUTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon